Ankara'da gerçekleşen "Çocuk Yoksulluğunun Önlenmesi Konferansı"nda yapılan "Çocukların ve Ailelerin Desteklenmesi ve Topluma Katılımlarının Sağlanması" başlıklı atölyede, sosyal hizmetler koordinasyonunun ve ülke çapında sosyal politika üretmenin önemi vurgulandı.
Çocukların ve ailelerin desteklenmesi
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) düzenlediği "Çocuk Yoksulluğunu Önleme" konferansının ikinci gününde, katılımcılar çalışma gruplarına ayrılarak altı ana başlık altında çalışmalar yürüttüler.
Belirlenen ana başlıklar şöyleydi:
"Çocuk İşçiliği, Erken Çocukluk, Eğitim, Temel Hizmetlere Erişim, Çocuk Koruma, Çocukların ve Ailelerin Desteklenmesi ve Topluma Katılımlarının Sağlanması ile Sivil Toplum Örgütleri (STK) ve Akademisyenlerin Çocuk Yoksulluğuna Bakışı."
"Çocukların ve ailelerin desteklenmesi ve topluma katılımlarının sağlanması" konulu atölyede Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan (SHÇEK), Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ilgili birimlerinden, Dünya Sağlık Örgütü'nden (WHO), yerel yönetimlerden temsilcilerle, "Anne Çocuk Eğitimi"nin katılımcısı kadınlar katıldı.
MEB Özel Eğitim Rehberlik Danışmanlığı, Dil ve Konuşma Güçlüğü Olan Çocuklar Daire Müdürü Levent, çocuk yoksulluğu terminolojisini başından beri benimseyemediğini söyleyerek, aslında olması gerekenin "yoksulluğu önlemek değil zenginliği azaltmak" olduğunu ifade etti.
Tekin: Eğitimden sonra eşime ve çocuğuma karşı tavrım değişti
Halk Eğitim Merkezleri'nin sağladığı Anne Çocuk Eğitimi kursuna katılan anneler bu kurslardan çok yararlandıklarını, çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini öğrendiklerini, eşlerinin bu sürece zaman içinde katıldığını belirttiler.
Kursun katılımcılarından Şemsi Tekin "Ben çok tecrübeli olduğumu düşünüyordum ama eğitimlere katıldıktan sonra anladım ki çok eksiklerim varmış, eğitimden sonra eşime ve çocuğuma karşı tavrım çok değişti, daha tutarlı oldu, çok faydasını gördüm" dedi.
Kadınlar eşlerinin tabi tutulduğu iki seminerin yeterli olduğunu savundu. Bununla birlikte Hacettepe Üniversitesi'nde doktora çalışması yapan Eda Kargı, erkeklerin bu çalışma içinde daha aktif olarak alınması gerektiğinin altını çizdi.
Kargı, kadınların güçlenirken, erkeklerin bu süreçte daha etkin olmalarının eşler arasındaki denklik açısından önemli olduğunu dile getirdi.
Eşitsiz yardım dağılımı önlenmeli
Oturumda genel olarak sosyal destek ve yardım kuruluşları arasında koordinasyon eksikliğinin bir sorun olması öne çıktı.
Yardımların çok çeşitli kurumların elinde olmasından ve yardım edilecek hedefin tüm Türkiye çapında bir veri tabanı olmaksızın dağıtılıyor olmasından kaynaklanan eşitsiz bir yardım dağılımı söz konusu olduğuna dikkat çekildi.
Bu duruma çözüm olarak, tüm Türkiye'yi kapsayan bir sosyal politika anlayışının geliştirilmesi gerektiğin ifade edildi.
Atölyenin başkanı MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Ruhi Kılıç, ailelere her yaş aralığında başvurabilecekleri kuruluşların isim ve adreslerini içeren, yardım kuruluşlarının hangi konularda ve ne tür yardım programları sağladığını belirten bir dosya hazırlanıp ailelere nüfus kayıt işlemi sırasında verilmesini önerdi. (TS/EZÖ)