Danıştay, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Adli Yardım Yönetmeliği'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruları adli yardım kapsamı dışında bırakan maddesini iptal etti.
İptal kararına yol açan başvuruyu yapan avukat Adnan Terece, bianet'e, yönetmeliğin 7. maddesinin 5. fıkrasının iptal edildiğini söyledi. Bu düzenleme "AİHM için, bu mahkemenin kendi adli yardım kuralları uygulanır. Bu yönetmelik uyarınca ödeme yapılamaz" diyordu.
İzmir Barosu, yurttaş Güldane Tur'un adli yardım isteği üzerine Terece'yi avukat olarak görevlendirdi. Baro, Terece'nin avukatlık ücreti için yaptığı başvuruyuysa yönetmeliğe dayanarak reddetti. Bunun üzerine Terece, kararı Danıştay'a götürdü.
Danıştay 8. Dairesi iptal kararında, "yönetmeliğin amacının ‘bireylerin hak arama özgürlüğünün kullanımında eşitliği sağlamak üzere avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanların avukatlık hizmetinden yararlandırılması’ olduğunu" vurguladı.
"Barolar adli yardımı işletmiyor"
Avukat Mehmet Ali Koç'sa adli yardımla ilgili çok daha temel bir sorun olduğunu söyledi.
"Bu mekanizma özellikle metropollerin baroları tarafından çok kısıtlı olarak işletiliyor. Avukatların işlerinin azalacağını düşünen barolar adli yardım mekanizmasını işletmiyor."
2004'te çıkarılan yönetmelik her baronun bir adli yardım bürosu kurulmasını öngörüyor. Maddi durumunun yeterli olmadığını kanıtlayan vatandaşlar bu bürolara başvuruyor. Büro, uygun gördüğü takdirde bir avukat görevlendiriyor.
Bu büroların TBB, bağışlar, kamu ve özel kurumların yaptığı bağışlardan oluşan bir bütçesi var. Örneğin İstanbul Barosu'nun 2007 itibariyle 10 milyon 933 bin YTL, Hakkari Barosu'nunsa 84 bin 400 YTL adli yardım ödeneği bulunuyor. İstanbul Barosu'na 2002-2003 arasında üç bin 150 başvuru oldu, bir yıl içinde bunların 160'ı mahkeme kararıyla sonuçlandı.
Koç, baroların bu parayı başka alanlarda kullanabilmek için de mekanizmayı işletmediğini belirtti.
AİHM'de adli yardım
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle (AİHS) güvence altına alınan haklarından birinin ihlal edildiğini düşünen herkes, ulusal yargı yollarını tükettikten sonra AİHM'ye bireysel olarak başvurabilir. Başvuru masrafı yok, sadece başvurunun mahkemenin dillerinden birinde yapılması gerekli.
Başvurunun ilk aşamasında başvurucunun bir avukatça temsil edilmesi gerekmiyor. Fakat başvuru kabul edilebilir bulunur ve hükümete iletilirse başvurucunun bir avukatla temsil edilmesi zorunlu hale geliyor. Bu noktada mahkemeye "adli yardım" başvurusunda bulunmak mümkün. Eğer talep haklı bulunursa, avukat masrafları mahkemece karşılanıyor.
"Devletler başvuru hakkına saygı duymalı"
Türkiye'de AİHM'ye başvurular 2004'te yenilenen yönetmelikle adli yardım kapsamından çıkarıldı. Danıştay kararı bu hakkı geri getiriyor.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, 3 Eylül'de yaptığı açıklamada üye devletleri, vatandaşlarının Strasbourg mahkemesine başvuru hakkını güçlendirmeye çağırdı.
Hammarberg, AİHM'ye başvuruların çeşitli yöntemlerle engellendiği veya zorlaştırıldığı yönünde eleştiriler olduğunu söyledi.
"Hükümetlerin mahkemenin adil işleyişini sekteye uğratacak şekilde işbirliğinden kaçındığı, başvurucuların çekinmesine yol açacak uygulamaların olduğunu gösteren birçok örnek var."(EÜ/NZ)