*Fotoğraf: AA (Arşiv).
Koronavirüs pandemisi nedeniyle devreye sokulan yasak ve kısıtlamalar, istihdam ve yaşam alanlarını koruma çabasıyla kamu harcamalarını artıran bazı ülke yönetimlerinin gelirlerini neredeyse tüketti.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey geçen yıl yaptığı bir açıklamada, İngiltere tarihinde ilk defa devlet tahvillerini satmakta zorlandığı için hükümetin iflasın eşiğine geldiğini söyledi.
İngiltere Bankası bu sebeple açık piyasadan, 270 milyar dolar değerinde uzun vadeli tahvil almak zorunda kaldı. Kısacası, İngiliz hükümetinin bir birimi başka bir hükümet birimine para verebilmek için borçlanmış oldu.
Yoksul ülkelerin borç yükü ise çok daha kaygı yaratıcı durumda.
"Uzun vadede ekonomi riskte"
Project Syndicate adlı kuruluş için yazı kaleme alan kıdemli ekonomistler Michael Spence ve Danny Leipziger, pandemiye karşı alınan mali önlemlerin gelişmiş ülkelere yarar sağlayacağı ancak diğer ülkelerde etkisiz kalacağı görüşünde.
Spence ve Leipziger analizlerinde, "Gelişmekte olan ekonomiler fırtınayla baş edebilmek için daha fazla para ödünç alıp daha fazla harcama yapabilirler ancak bu uzun vadede ekonomiyi riske atar" diyerek böylesi bir durumun yoksul ülkeler için hiçbir yarar sağlamayacağına dikkat çekiyor.
Spence ve Leipziger, yoksul ve gelişmekte olan ülkelere borçtan kurtulmaları için radikal ve yaratıcı bir şekilde yardım edilmesini savunan ekonomistlerin başında geliyor.
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin oluşturduğu G20 grubunun liderleri de bu yöndeki tavsiyelere kulak veriyor. G20 ülkeleri, dünyanın 46 en yoksul ülkesine, toplamda 5 milyar dolar değerindeki borç ödemelerini erteleme şansı tanıdı.
Grup ayrıca kredi sağlayan ülkelerin ve özel kredi kurumlarının, bu ülkelere borç ödeme kolaylığı sağlaması konusunda da işbirliğine gitti. Ancak birçok kalkınma ekonomistine göre bu yeterli değil ve daha güçlü bir adım atılmalı.
Borçlarını ödemede sıkıntı yaşayan yönetimlere karşı yasal adım atılmaması ve faiz ödemelerinin ertelenmesi de öne sürülen alternatif yardımlar arasında.
Dünya Savaşı gibi
Ekonomistler, pandeminin neden olduğu mali zararın, bir dünya savaşında yaşanan ekonomik zorlukla aynı olduğunu belirtiyor.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Ekim ayında yayınladığı bir raporda, 2020 yılında ülke yönetimlerinin bütçe açıklarının, gayri safi yurtiçi hasılalarının ortalama yüzde 9'u oranında artacağı ve küresel kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 100'üne ulaşacağı öngörüsünde bulundu.
Merkez bankalarının rolü
Hükümet gelirlerinin, şu an hala devam eden sağlık krizi son bulduğunda yeniden artması bekleniyor. Bu, bireylerin aylar sonra yeniden önceki tüketim alışkanlıklarına geri dönmesiyle beraber ekonomilerin canlanması sayesinde olacak.
Uzmanlar, büyük oranda kişisel harcamaların ertelendiğini ve özellikle gelişmiş ülkelerde çok sayıda kişinin mevduat hesaplarının kabardığını söylüyor.
(PT)