Türkiye'de tespit edilebilen çocuk istismarı vakalarının sayısında bölgeler arasında büyük bir fark olduğunu söyleyen Yılmaz, "Sosyo-ekonomik durum ve eğitim seviyesinin çok belirleyici olduğu bir konu; dolayısıyla yoksul kalmış bölgelerde çocuk istismarı daha yoğun yaşanıyor" dedi.
Türkiye'de çocuk istismarının görünenin çok üstünde olduğunu söyleyen Yılmaz, bu konudaki yasal düzenlemelerin de yetersiz olduğunu belirtti.
En az üç uzmandan oluşan ekipler
Yılmaz, "çocuk istismarını değerlendirme ve izleme ekibi"nin en azından bir pediatrist, bir çocuk psikiyatrı ve bir sosyal hizmetler uzmanından oluşması gerektiğini söyledi.
Bu ekiplerin Türkiye genelinde sınırlı sayıda oluşturulduğunu söyleyen Yılmaz varolan ekiplerin de henüz kurulma ve olgunlaşma aşamasında olduğunu belirtti.
"Tespiti zor olabiliyor"
Yılmaz, "Çocuklar farklı şekillerde istismara uğruyor. Duygusal, cinsel ya da fiziksel istismar söz konusu olabilir ve bunu belirlemek bir uzmanlık ve süreç gerektirir" dedi. Yılmaz, kimi zaman çocuğun ya da ailenin konuşmadığını; çocukta fiziksel belirtilerin görünmediğini fakat ruhsal bozukluklara rastlanabildiğini söyledi.
Yılmaz, "Pediatrist fiziksel muayene yapıyor, sosyal hizmetler uzmanı gerekirse çocuğun evine gidip yaşam alanını inceliyor. Aileyle konuşuluyor. Eğer istismar çok bariz ise polise başvuruluyor" dedi. Fakat bunun bir süreç olduğunu ve uzmanlık gerektirdiğine dikkat çeken Yılmaz eğitimin ve toplumda bu konuya dair farkındalığın artmasının önemini vurguladı. (EÜ/BB)