Boğaziçi Üniversitesi'nden bir öğretim görevlisi, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da hesap açarak, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) okuldaki uygulamalarına isyan etti. YÖK'ün okuldaki uygulamalarını sorduğumuz Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Koray Çalışkan da şikayetlerin bir kısmını doğrulayarak, YÖK'ün keyfi ve taraflı uygulamalarda bulunduğunu açıkladı.
Adını vermeyen öğretim görevlisi, http://twitter.com/Bogazicihocalar adresindeki hesapta, YÖK'ün akademisyen kadro vermediğinden, doçentlerin ya da yardımcı doçentlerin yıllardır terfi için kadro beklediğinden şikâyet etti. Ayrıca istenen araştırma görevlisi kadrolarından çok azının verildiğini, bölümlerin sadece birkaç araştırma görevlisi alabildiğini de ifade etti.
Twitter hesabından okuldan mezun olan ünlülere de seslenen "Boğaziçili hoca", onları da seslerinin duyulması için destek vermeye çağırdı.
"Akademisyenler yakında bırakıp gidecekler"
Boğaziçi Üniversitesi'nden Çalışkan, bianet'e şu açıklamayı yaptı:
* YÖK, var olan kadroların kullanılmasına izin vermiyor. Örneğin, okuldan bir doçent ve bir profesör ayrıldığında bu iki boş kadronun yerine iki öğretim üyesi atanması için YÖK'ün imzası gerekiyor. Ancak kurum bu imzayı atmayarak, atamalar izin vermiyor, kadroların boş kalmasına neden oluyor. Bir yıldır atanmayı bekleyen profesörler, doçentler var.
* YÖK tamamen keyfi davranıyor. Atama yapılmamasına ilişkin ya da kadrolarla ilgili hiçbir açıklama yapmıyor. Sadece Boğaziçi Üniversitesi'nde değil, İstanbul'daki diğer okullar ve Ankara ile İzmir'deki üniversitelerde de benzer bir durum var. Örneğin Ege ya da Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) de aynı sorunlar yaşanıyor.
* Ayrıca, yurtdışında doktora yaptıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde çalışmaya başlayan çok değerli öğretim görevlileri var. Yeni alınan öğretim üyelerine de kadro verilmiyor. Büyük özveriyle, atamaları yapılmasa da çalışıyorlar. Ancak bu gidişle okulu bırakıp yurtdışına geri dönecekler, onları okulda tutamayacağız. Boğaziçi ya da ODTÜ öğretim üyesi kolay yetişmiyor.
* Ama YÖK istediği fakülteye kadro verebiliyor. Örneğin BirGün gazetesine de manşet olan bir haber vardı. YÖK istemediği kuruma denklik vermezken, eğer YÖK'ten tanıdığınız varsa birkaç kişi için bile denklik kararı çıkabiliyor.
* Milli Eğitim Bakanlığı'nın liselere öğretmen ataması gibi, YÖK de kendini üniversitelere öğretmen atayacak bir kurum olarak görüyor. Bu büyük ayıptır. YÖK'ün kalkması gerekiyor. Eğer sadece koordinasyon görevi görecekse de bunu yapması gerekiyor.
* Türkiye'deki kurumların çivisinin çıktığının en güzel göstergesi, YÖK'ün bu keyfi tutumu ve ÖSYM rezaletidir.
"Burada kimin okuyacağına YÖK karar veremez"
İki yıl önce, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı eğitim kurumları ile Polis Akademisi ve bağlı yükseköğretim kurumlarında önlisans ve lisans düzeyinde öğrenim görürken ilişiği kesilen 20 öğrenci Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bölümlere yerleştirilmek istendi. Öğrencilerden 18'i Endüstri Mühendisliği, biri Makine Mühendisliği, diğeri de Elektrik Mühendisliği bölümlerine yerleştirilecekti. Ancak okul bu uygulamayı reddetti.
YÖK'ün, Boğaziçi Üniversitesi'nden gelen kadro ve atama taleplerini kabul etmemesinin sebebi olarak bu olayın gösterilmesini de Çalışkan'a sorduk. Ancak Çalışkan, YÖK'ün keyfi tavrının bu olayla alakası olmadığını ifade etti.
Çalışkan, bu olayla ilgili şunları söyledi: "Boğaziçi Üniversitesi'ne girmek kolay değildir. Okulda kimin öğrenim göreceğine YÖK karar veremez. Üniversite YÖK'ün bu yanlışı yapmasına izin vermedi. Ama şu anki uygulamaları buna bağlamak doğru değil. Söylediğim gibi, İzmir ve Ankara'daki okullarda da bu uygulamaları görmek mümkün." (AS)