Türkiye’de Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu (GIT Türkiye) ve Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi, yayınladıkları açıklamayla YÖK’ün 6 Kasım’da yayınladığı Akademik Özgürlük Bildirisi’ne itiraz etti.
Öğrencilerin, akademisyenlerin ve üniversite çalışanlarının hak ve özgürlük ihlallerine yer verilen açıklamada “YÖK bu bildiri ile 12 Eylül’ün mirasını devraldığını açıkça gösterdi” denildi.
GIT Türkiye ve Eğitim Sen, YÖK’ün bildiriyi yayınlamasından bir gün sonra öğrenci disiplin yönetmeliğinde yaptırımı yüksek değişiklikler yapılmasına de dikkat çekti.
“Bildiri ve yeni öğrenci disiplin yönetmeliğiyle YÖK, bir baskı ve vesayet kurumu olarak kendisini yeniden yapılandırıyor.”
“Bildiri evrensel kuralları yansıtmıyor”
Açıklamada bildirinin “uluslararası akademik kuruluşlar tarafından benimsenmiş evrensel etik ve akademik özgürlük kurallarını yansıtmadığı” ve “bu bildiriyle Türkiye’deki akademisyen örgütlerinin üniversitelerde yaşanan hak ve özgürlük ihlalleri konusunda yayımladığı çalışmalar da bilinçli bir biçimde görmezden gelindiği” belirtildi.
Üniversite öğrencilerine açılan soruşturmalar, öğretim elemanlarının işten atılması, üniversite yöneticilerin yaptığı ihlaller, üniversite çalışanlarının kötü koşulları gibi sorunlara yer verilen açıklamada YÖK’ün yeni dönemiyle ilgili şu ifadeler yer aldı:
“YÖK, Çetinsaya’nın basında yer alan ‘bir koordinasyon merkezi’ iddiasının aksine düşünce, bilim ve araştırma özgürlüğünü çiğneyen bir kontrol mekanizmasına, devlet aklını toplumun tüm damarlarına yaymakla mükellef bir baskı ağına dönüşmüş bulunuyor.”
“YÖK, bilimi itibarsızlaştırıyor”
Öğrenci disiplin yönetmeliğindeki değişliğe de yer verilen açıklamada YÖK’ün bu bildiriyle “12 Eylül’ün eksik bıraktığı işleri tamamlayacağını da ilan ettiği” söylendi.
“YÖK, bu yeni dönemde bilimsel temayülleri, akademik ölçütleri, eğitim, öğretim ve araştırma özgürlüğünü, evrensel bilim etiğini yok sayarak 12 Eylül’ün korku çemberini, kâr odaklı üniversite tahayyülü ile birleştiriyor. Bilimi ve eleştirel düşünceyi evrensel standartlarda savunmak yerine itibarsızlaştırıyor.
“Üniversiteyi ‘meslek ve iş edindirmeye odaklanmış bir işlik’ olarak tasarlıyor ve karşı çıkanları sindirerek, soruşturarak, ya da üniversite dışına iterek 12 Eylül’ün eksik bıraktığı işleri tamamlayacağını da bu bildiriyle ilan ediyor.
“Biriken dava dosyalarından ardı kesilmez soruşturmalara, bir gecede görevden alınan dekanlardan gerekçe bildirmeden işine son verilen öğretim üyelerine, taşeronlaştırılan işçilerin şirket kayıtlarından bizzat rektör tarafından yürütülen ve emniyet için kanıt sağlamaya çalışılan öğrenci soruşturmalarına kadar pek çok dosya, Türkiye’nin zaten binmekte çok zorlandığı bilim trenini gönüllü olarak terk ettiğini gösteriyor.” (BK)
Metnin tam halini görmek için tıklayın.
* Fotoğraf: 6 Kasım 2013 / Beyazıt YÖK eylemi