Yoğurtçu Parkı’nda Ekofeminizm Tartışıldı

Her Çarşamba saat 19:00 civarında toplanan Yoğurtçu Parkı Kadın Forumu, dün akşam 19:15 sularında bir kez daha toplandı. Forumun gündeminde Ekofeminizm vardı.

Forumda, kadınların bir çok konuda arka plana atılmasına karşın ekoloji denildiğinde ön plana çıkmaları ile ilgili sorunsallar, kapitalizmin doğayı metalaştırması, kadın ve çevre ilişkisi ile kısaca Ekofeminizm tartışıldı.

Toplum arasında var olan “Kadın doğadır; verendir, çoğaltandır” düşüncesinin varlığının Ekofeminizm ile ilgili olası bağlantılarından bahsedilirken, aynı zamanda bu tarz bir düşüncenin ataerkil hegemon düzenin bir ürünü olup, cinsiyet rollerini pekiştiren ve güçlendiren bir bakış açısı olabileceğine de dikkat çekildi.

Karadeniz bölgesindeki kadınların ve Afrikalı kadınların HES’lere karşı verdikleri mücadele de tartışılan konular arasındaydı.

Kadın Forumları nasıl ortaya çıktı?

İlk olarak gözaltındaki kadınlara yapılan taciz ve tecavüzleri tartışma amaçlı ortaya çıkan Yoğurtçu Parkı Kadın Forumu, sonraki buluşmalarda LGBT, feminizm gibi konuları ele almayı planlıyor.

Gezi Parkı’nda bir küfür atölyesi düzenlendi. Fakat cinsiyetçi küfürlere alternatif olarak üretilen küfürler de kadın cinselliği üzerinden ortaya çıktığı ve kadınlar için bir tehdit oluşturabilme özelliğine sahip olduğu için, atölyeye ilgi son derece yoğun olmasına rağmen çalışmalara ara verildi.

Ekofeminizm nedir?

Ekofeminizm 1970’lerin başında, kadın ile çevre arasındaki ilişkinin daha da belirgin olarak ortaya çıktığı bir dönemde, Françoise d’Eaubonne tarafından kadınların dünyayı kurtarmak için önderlik edeceği ekolojik devrimin adı olarak ortaya çıkmıştı.

Doğa ve kadın ile ilgili sorunların temelinde erkek hegemonyasının yattığını savunan Ekofeminizm hareketi, 1980’li yılarda nükleer silah karşıtı hareketlerde savunularak yaygınlaştı.

Hareket, aktivist grupların ve konferansların etkisiyle birlikte, ABD başta olmak üzere kısa sürede Kanada, Hindistan, Kuzeybatı Avrupa ve Avustralya’da yaygınlaştı.

Ekofeminizmin iki temel ilkesi var: "kadın ve doğanın tarihsel olarak birbirine yakındır" ve "kadınların ve doğanın sorunlarının sebebi ataerkil kapitalist sistemdir". (İŞ/HK)