Yine patlama, yine Hendek, yine işçi ölümleri

Sakarya'nın Hendek ilçesinde kurulu Oba Makarna fabrikasındaki silolarda dün (15 Eylül) yaşanan patlamanın etkileri devam ediyor.

Son gelen resmi açıklamalara göre patlamada 1 kişi öldü, üçü itfaiye eri olmak üzere 30 kişi de yaralandı. Yaralılardan biri babasıyla işyerine gelen bir çocuk ve sağlık durumu iyi. 2 yaralı ise entübe edilmiş durumda. 4 kişinin durumu da ağır.

Cansız bedenine ulaşılan kişinin işçinin de 27 yaşındaki Mesut Şimay olduğu belirlendi.

Şimay'ın cenazesi, bugün Akyazı Kuzuluk Orta Mahalle Yeşil Camisi'nde öğle vakti kılınacak namazın ardından toprağa verilecek.

Ayrıca Hendek ve Akyazı ile Düzce'deki hastanelere kaldırılan yaralılardan 16'sı tedavileri tamamlanarak taburcu edildi.

Patlamanın ardından çıkan yangın, ekiplerin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alındı. Fabrikadaki soğutma çalışmalarına devam ediliyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı patlamayı araştırmak üzere müfettiş görevlendirdi.

Borsada işlem durdu

Borsa İstanbul, patlamanın ardından ilk işlem gününde Oba Makarna'nın tahtasını geçici olarak askıya aldı. Borsa İstanbul Yaptığı açıklamada “işlem sırası, şirketten istenen özel durum açıklaması KAP'ta yayınlanıncaya kadar geçici olarak işleme kapatılmıştır” dedi.

Şirket ayrıca bu süreçte Antep fabrikasında üretimin olağan akışıyla devam edeceğini duyurdu.

Fabrika yönetimi iş güvenliğine ilişkin tüm yasal gerekliliklerin yerine getirdiğini iddia ediyor.

TTB: Önleyici düzenleme ve denetimler yapılmıyor

Patlama sonrası Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) bir açıklama geldi. 2020’de Hendek’te 7 kişinin öldüğü Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikası patlamasını ve geçen sene 2 kişinin öldüğü Kocaeli’de Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) buğday silolarında yaşanan patlamayı hatırlattı.

Yaşanan patlamalar ve işçi cinayetlerinden ders çıkartılmadığını söyledi. İş kazalarını önleyecek yasal düzenlemelerin ve denetimler yapılmadığını söyledi. Bakan Vedat Işıkhan’ı eleştirdi:

Bakana asli görevinin yaşanan işçi katliamlarının ardından olay yerlerine müfettişlerini gönderip bilirkişilik yapmak olmadığını, işçilerin hayatını ve sağlığını korumak olduğunu hatırlatıyoruz. Bakandan müfettişlerini sadece ölümlerin ardından değil, hayatta olan işçileri korumak üzere işyerlerini denetlemeye göndermesini ‘rica ediyoruz’.

Bu denetlemeleri gerçekten yaparlarsa, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin eline bıraktığı işçi sağlığı ve güvenliği alanında her şeyin ‘mış gibi’ yapıldığını, güvenceden yoksun ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmış iş güvenliği profesyonellerinin mesleki bağımsızlıkları olmadan işverenleri denetlemek gibi bir gerçekliğinin olmadığını, risk analizlerinin kağıt üzerinde yapıldığını, esasen çok nadir örnekler dışında işçilerin işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetinden yoksun bir şekilde çalışmak zorunda kaldıklarını göreceklerdir.

Sermayenin sınırsız kâr hırsı uğruna ülkemizin bir işçi mezarlığına dönüştürmesini kabul etmiyoruz. Fabrikalarda, tarlalarda, hastanelerde ölümü göze alarak çalışmak istemiyoruz. Güvenli bir çalışma ortamı ve gelecek istiyoruz.

Her gün 5 işçi ölüyor

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG Meclisi) 4 Eylül’de açıkladığı verilere göre yılın ilk sekiz ayında en az 1201 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Sadece Ağustos’ta en az 179 işçi öldü. 2023 yılında en az 1932 iş cinayeti yaşandı. Türkiye’de her gün ortama 5 işçi çalışırken ölüyor.

AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002’den Ocak 2024’e kadar iş cinayetlerinde en az 32 bin 478 işçi hayatını kaybetti.

(HA)