Dink davası avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan kamu görevlililerine ilişkin soruşturma kapsamında eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in tutuklanmasını bianet’e değerlendirdi.
“Yılmazer’in Dink cinayetinde tabii ki ciddi sorumluluğu vardı” diyen Bakırcıoğlu ancak Yılmazer ve İstihbarat Daire Başkanlığı kadar İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün, İstanbul Valiliği’nin, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’nün ve Trabzon Jandarma Komutanlığı’nın da ciddi sorumluluğu olduğunu, soruşturmanın tüm bu kurumların yetkililerini kapsayacak şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
İstanbul Emniyeti ve Valiliği'nin sorumluluğu
“17 Şubat 2006 tarihinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüne gönderilen yazıda Yasin Hayal’in McDonalds’ı bombalayarak altı kişiyi yaraladığı, Ermenilere karşı kin beslediği, Hrant Dink’e yönelik eylem yapmayı planladığı ve bunu yapabilecek yapıda olduğu söylenmişti. Hrant Dink’e 2004’ten beri davalar açıldığını, ölüm tehditleri aldığı, adliyede saldırı girişimlerinin olduğu, aleyhine yazılar yazıldığı ve saldırıya uğrama riski taşıdığı biliniyordu.
“İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği’nin Hrant Dink’i fiziki ve mekânsal olarak koruma zorunluluğu ve yükümlülükleri vardı. İki kurum da bu sorumluluklarına aykırı davrandı.
Trabzon Jandarması ve Emniyeti'nin sorumluluğu
“Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü de Trabzon Jandarma Komutanlığı da ayrı ayrı kendi muhbirlerinden cinayetin işleneceği bilgisine sahiplerdi. Ancak iki kurumda ne yarı ne de organize biçimde harekete geçmedi. İstihbarat Daire Başkanlığı ise bu süreci organize etmedi.”
"İddianame bütünsel hazırlanmalı"
Tüm bu kurumların cinayette bütünsel sorumluluğu olduğunu ifade eden Bakırcıoğlu hazırlanacak olan iddianamenin tüm bu kurumları, yöneticilerini ve cinayette sorumluluğu olan kamu görevlilerini kapsayacak şekilde hazırlanması gerektiğini ifade etti.
"Yılmazer için gerekliyse diğerleri de tutuklanmalıydı"
“İddianame tüm bu kurum yöneticileri kapsamalı ve Ali Fuat Yılmazer’de olduğu gibi tutuklama tedbiri gerekliyse bu tedbir hepsine uygulanmalı.
“Dink cinayetine giden sürece bakıldığında bunun nasıl organize ve örgütlü olarak oluşturulduğu, bir örgütün faaliyeti kapsamında işlendiği açık. Etkin soruşturma ve etkin yargılama yapıldığı takdirde önemli örgütsel bilgilere de ulaşacağımızı düşünüyoruz. Davanın başından beri bu kurum görevlilerinin cinayetten haberdar olduklarını ve önüne geçmediklerini bu sebeple de Türk Ceza Kanunu’nun 220. Maddesi uyarınca örgüte üye olmasa da örgüte yardım etme suçlamasıyla yargılanmasını istiyoruz.”
Ne olmuştu?
TIKLAYIN - ALİ FUAT YILMAZER, HRANT DİNK SORUŞTURMASINDAN TUTUKLANDI
Eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer dün tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden Çağlayan Adliyesi’ne Dink cinayetinde sorumlu kamu görevlilerine ilişkin soruşturma kapsamında ifade için getirilmiş ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve tasarlayarak öldürmeye yardım etme" suçlarından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edilmişti.
İstanbul Nöbetçi 5. Sulh Ceza Hakimliği de Yılmazer’in tutuklanmasına karar vermişti. (EA)