Yeniden görülen Hrant Dink davasının 11. celsesi dördüncü duruşması bugün görülüyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklardan Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek, tutuksuz sanıklardan Reşat Altay ile Ahmet İlhan Güler duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme heyetinin üye hakimlerinden biri değişti. Pazartesi gününden beri devam eden duruşmalarda ikinci kez üye hakim değişmiş oldu. Daha önce de mahkemenin başkanı Canel Rüzgar değiştirilmişti.
Ayrıca mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan, CMK ile atanan Akyürek'in avukatının hakim olarak atandığını ve bu nedenle davadan çekildiğini belirtti, Akyürek “Hayırlı olsun” dedi.
Duruşma, cinayet sırasında İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü, cinayet sonrasındaysa İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer'in savunmasıyla devam ediyor.
Yılmazer, ifadesini alan savcının kendi beyanlarını geçirmediğini, 2006 yılında “ulusalcılık” kapsamında yarı bir büro kurulmadığını söyledi.
"Savcılık ifademdeki beyanlara bana ait değil"
Savcılık ifadesinin okumadan imzaladığını söyleyen Yılmazer “İfademdeki beyanlarım benim gerçek beyanlarım değildir. C5'in ne zaman kurulduğunu hatırlamıyorum. 2006'da Ulusalcılık kapsamında ayrı büro kurulmadı. C2 personeli de aşırı sağ faaliyetlerden sorumlu olan C2 büro kapsamında ele alındı. C2 bir komiser iki polis memurundan oluşuyordu. Söz edilen tasfiye operasyonlarının sorumlusu gösteriliyor. Olacak iş mi?” dedi.
Yılmazer, resmi evrak yazışmalarına ilişkin usullerde, yazıyı kaleme alan şubenin yazıdan, yazının gönderildiği yerin ise yapılması gerekenler konusunda sorumlu olduğunu belirterek “Trabzon İstanbul’a gereğinin yapılması için göndermiş. İstanbul gereğini yapmalıydı. Şubeler birbirlerine emir vermez ama gereğini yapmak zorundadır. Eğer yazıda bir yanlışlık varsa o zaman yaz geri gönderilmeliydi” dedi.
“Güler çalışma yapılmasına izin verseydi Dink öldürülmeyecekti"
“Ulusalcı grupların Kürt vatandaşlarımıza ve azınlıklara yönelik tehdit oluşturduğunu gördüm. İstihbarat Daire Başkanının imzasıyla illere talimat gönderdim, elemanları görevlendirdim. O çalışmalarım daha sonra Ergenekon olarak adli düzeleme taşındı. Ama davada, oradaki isimlerin yüzde biri yoktu” diyen Yılmazer şöyle devam etti:
“Ahmet İlhan Güler çalışma yapılmasına izin verseydi Dink öldürülmeyecekti. O zavallı Ogün Samast, Yasin Hayal kahraman olduklarına, devlet adına iş yaptıklarını sanıyordu. Güler, o çalışmaların yapılmasına izin verseydi Dink Bugün seyirciler arasında olacaktı.
“Ahmet İlhan Güler, 2006'da Danıştaş saldırısı olduğu tarihte Muzaffer Tekin'i [Eski Yüzbaşı, Ergenekon davası sanıklarından, Nisan 2015'te hayatını kaybetti] dinliyordu. Tekin'in Alparslan Aslan [Danıştay saldırısı faili] ile bağlantısı var. Ahmet İlhan Güler, Tekin ile Arslan arasında geçen 50 saniyelik konuşmaya 'Hal hatır sorma konuşması' diyor. Güler'in koruması altındayken işleniyor Danıştay saldırısı. Paralel çete karşınızda duruyor.”
"Trabzon operasyon başlatmamış ki biz koordine edelim"
İddianamede İstihbarat Daire Başkanlığının, Dink cinayetini planlayanlara dönük operasyon yaptırması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını savunuyor. Yılmazer ise Daire Başkanlığının böyle bir görev ve sorumluğu olmadığını iddia etti. “Devam eden planı operasyon olsaydı koordine ederdik. Trabzon operasyon başlatmamış ki biz koordine edelim. Eğer savcı adli operasyonu kast ediyorsa zaten Daire Başkanlığıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Operasyon takdiri Trabzon’un görevi ve takdiridir” diye konuştu.
Duruşma, öğle arasının ardından Yılmazer'in savunmasıyla devam edecek.
Ali Fuat Yılmazer hakkında1989-2014 arasında polislik yaptı. Uzmanlık alanı aşırı sağ ve irticai faaliyetlerdi. 2005 yılı Temmuz ayından itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olarak göreve başladı. Dink cinayeti işlendiğinde bu görevini sürdürüyordu. Yasin Hayal’in gerçekleştirdiği eylem ve gerçekleştirmeyi tasarladığı eylemler C Şube’nin çalışma alanındaydı. Dink cinayetiyle ilgili olarak hazırlanan istihbarat raporları, Yılmazer’in görev yaptığı dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderildi. Dink cinayeti soruşturması kapsamında savcıya verdiği ifadede Dink’e karşı yapılan eylemlerden haberdar olduğunu, İstihbarat Daire Başkanlığı arşivlerinde, Dink’le ilgili açılmış dosyalar olduğunu söyledi. Cinayetle ilgili bilgilerin veri girişini yapmadığı, istihbarat bilgilerini ilgili mercilere iletmediği iddia ediliyor. "Silahlı örgüt kurmak" suçundan 22,5 yıl, "tasarlayarak kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. Mayıs 2015'te Dink cinayetinde sorumluğu olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma kapsamında da hakkında tutuklama kararı verildi. Hakkında “FETÖ/PDY (Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) soruşturması” kapsamında 10 dava var, 6 davadan tutuklu. |
(EA)