İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Hrant Dink davasının 12. celsesinin üçüncü duruşması başladı. Duruşmada “savunma hakkım kısıtlanıyor” diyerek savunmasını yarıda kesen tutuklu sanıklardan Ali Fuat Yılmazer'in sorgusu yapıldı.
TIKLAYIN - DİNK SANIĞI YILMAZER'İN İKİ KIZI DA GÖZALTINDA
Yılmazer'in iki kızının gözaltına alınması nedeniyle sorgu yarıda kesildi. Davaya 10,11,13 ve 14 Nisan'da devam edilecek.
TIKLAYIN - HRANT DİNK DAVASI: YILMAZER "SAVUNMA HAKKIM KISITLANIYOR" DİYEREK SAVUNMASINI KESTİ
Duruşmada tutuklu sanıklardan Ali Fuat Yılmazer (AFY) ile Ramazan Akyürek, tutuksuz sanıklardan Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun ve Reşat Altay hazır bulundu.
Duruşmada tanıklardan talimatla ifadesi alınan Ali Loğoğlu ve İsmail Bayseç'in beyanları okundu.
Bir önceki duruşmada avukatlığını yapan kızı Fatma Saadet Yılmazer'e saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle tepki gösteren ve avukatının ayrılması istenen Yılmazer'e, Baro'dan avukat Büşra Avcı atandı.
“Savunmaya devam edebileceğim imkanlardan mahkum bırakıldığımı düşündüğüm için savunmama devam etmeyeceğim” diyen Yılmazer'e ilk olarak Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan (AİH) ile üye hakim Ömer Karagöl (ÖK) soru yöneltti.
Dink'in hedef şahıslar programına alınmamasına ilişkin
Yılmazer'e hem tehdit edilen, hem yargılama sürecinde duruşma salonları önünde protesto edilen hem de basın tarafından hedef gösterilen Hrant Dink'in neden hedef şahıslar programına alınmadığı soruldu.
AİH: Hrant Dink neden hedef şahıslar programına alınmadı? AFY: Hedef şahıslar programı İstihbarat Denetleme Programı'na (İDP) takviye için yapıldı. İDP'de sadece resmi yazışmalar var. Açık kaynaklı tehditleri [örgütlerin dergi, gazete, bildirilerinde yer alan hedef gösterici açıklamalar, tehditleri kastediyor] hedef şahıslar programına giriyorduk Biri sadece hedef olduğunda kayıt açmamız gerekiyorsa bunu İDP'de de yapamazdık. Dink'in ise İDP'de kaydı var [Yılmazer, Dink'in kaydının “hedef” olarak değil “aşırı sol örgüt”ten A Şubece açıldığını söylemişti]. Bu kayıt silinemez. Resmi evrakta işlem yapılabilir o nedenle ayrıca kayıt açmaya gerek yok. ÖK: Dink'e yönelik açık kaynaklı tehditler var. Trabzon'daki cinayet tasarısına ilişkin isithbaratı İDP'ye girseniz de diğerleri için hedef şahıslar programına girmeniz gerekmez miydi? AFY: Gerekmez. Bununla ilgili bir düzenleme yok. Keyfe keder sistem yapmışız. Personel isterse girer isterse girmez. Bu bilgi müdürün önüne getirilse işlem görseydi, o zaman girilirdi. |
Yılmazer'in “Fethullah Gülen hareketinden terör örgütü çıkmaz” sözlerine ilişkin
Yılmazer, 13 Mart'taki savunmasında “Fethullah grubundan terör örgütü çıkmaz, çıkmayacak. 15 Temmuz'da binlerce kişiyi tutukladılar. Sonra ByLock icat ettiler. Böyle delil olmaz” demişti. hem Mahkeme Başkanı Horasan hem de Üye Hakim Karagöl bu tespiti nasıl yaptığını sordu. Yılmazer "Gülen grubu hakkında devlet arşivlerine giren tek kitabı ben yazdım" dedi.
AİH: Bu kanaate nasıl ulaştınız? Çalışma yaptınız mı? AFY: Çalışma yaptım. Biz mahkeme kararı olan örgütleri “dini motifli terör örgütü”, hakkında karar olmayan ama benzer söylem, propaganda ve faaliyet içinde olanları “radikal dini gruplar” olarak takip ediyorduk. Fethullah Gülen hareketi de Nurcular altında bildiğimiz, en başından beri takip ettiğimiz bir grup. İçinde Gülen grubunun da olduğu “İslamda mezhepler, tarikatlar, dini akımlar” başlıklı kitapçığı ben hazırladım. Bu Gülen hakkında devletin arşivlerine girmiş olan tek resmi kitap. 1996'da, 28 Şubat'ın hemen öncesinde hazırladım. Genelkurmay bu kitabı defalarca istedi, 10 baskı yaptık. Dini gruplar benim uzmanlık alanım, Türkiye'de bu konuda tek kişiyim. Devletin üst düzey yetkililerine defalarca ders verdim, “irtica nedir”, “dini motifli terörizm” nedir benden dinlediler. ÖK: Cemaat denen bu örgüt hakkındaki kadrolaşma, sınav usulsüzlükleri gibi iddialar üzerine çalıştınız mı? AFY: İstihbarat yöntemleri gereğince böyle bir çalışma olmadı. Çalışma çok geniş bir kavram. Ben bu grubun yayın organlarını izlerim. Ne zamanki radikalizm kapsamında bir alarm gelir, o zaman çalışmayı odaklarsınız. |
"Sabri Uzun, Gülen'i methetmemizi istiyordu"
Yılmazer, Gülen hareketi ile ilgili çok sayıda yazılma yaptıklarını, "radikal dini gruplar" altında takip ettiklerini söyledi. 28 Şubat öncesinde Gülen hareketini de içeren bir kitapçığı hazırladıklarını belirten Yılmazer "Devletin arşivine giren tek Gülen kitabını yazdım" dedi.
AİH: Cemaat mensubu olduğu için ordudan ihraç edilen askerlere ilişkin iddialar vardı Gözünüze çarpmadı mı? AFY: Bunu dönemin Cumhurbaşkanına, Başbakanına sormanız lazım. 28 Şubat döneminin tüm komisyonlarında ben vardım. Bizim Sabri Uzun ile yazışmalarımız oldu. Üslubumuzu beğenmezdi. Gülen'i daha methedici bir üslup kullanmamızı istedi. 2009-2010'da Nüseyin Namal İsithbarat Daire Başkanı oldu. Bize “tarikatlara, dini akımlara yönelik sistemli çalışma yapın” dedi. Üç ay sonra görevden alındı. Neden alındığını Recep Tayyip Erdoğan'a sorun. AFY: Çünkü radikalleşmişlerdi. AİH: Bu grup [Fethullah Gülen cemaati] radikalleşmemiş miydi? Ben Gülen'in bir videoda “devletin kılcal damarlarına sızın” dediğini hatırlıyorum. AFY: Bunları Sabri Uzun'a sorun. Ben o dönem alt rütbeliydim. Erdoğan'a sorun. Ona bir sürü rapor verdik. ÖK: Gülen'in “devlete sızın” konuşmasını operasyon için yeterli görmediniz mi? Ne çalışması yaptınız? AFY: Bir sürü yazı yazdık. 28 Şubat döneminin gündemi tarikatlar, dini gruplar ve cemaatlerdi. Kırmızı kitap için Hizbullah'ın siyasallaşma eylem planını hazırladım. Bugün siyasal islam denince akla Milli Görüş hareketi gelir, Ak Parti gelir.. Ben 2006-2007'de Ak Parti ile ilgili siyasal eylem planları hazırlıyordum. Utanıyorum bundan. Ama ben bunları değiştirmeye çalıştım. Hükümeti o cenderelerden MGK'da ben çıkarttım. |
Yılmazer ile Mahkeme Başkanı Horasan arasında yeniden tartışma yaşandı:
AİH: Miletin meclisi bombalandı. Onlarca dosya derdest halde. Ortaya abiler ablalar falan çıktı. Siz nasıl bu kadar net “bu gruptan terör örgütü çıkmaz” diyebiliyorsunuz? AFY: Ben tutukluyum gördüğüm yerden konuşuyorum. İstihbari geçmişimle yorumluyorum. AİH: Dosyalar derdestken nasıl kanaate vardınız? AFY: Savcı nasıl kanaate vardı? AİH: Soruya soruyla karşılık vermeyin. Siz bu örgütün yöneticiliği ile suçlanıyorsunuz. AFY: Bu suçlama için delil gerekir. Gazete haberlerinden delil olmaz. AİH: Gazete haberleri istihbari bilgi değil mi? AFY: Burası [davayı kastediyor] istihbarat çalışması mı? Soruşturmacı istihbarat dairesi olursa yargılama da böyle olur. "Erdoğan'ı ben cesaretlendirdim"AFY: 2011'de Martta istihbarattan çıkarıldım. Suçum neydi? Ne oldu da Başbakan benden vazgeçti? Oda TV davası diye propagandası yapıldı ama ortaya çıktı ki biz bir çalışma yapmamışız. O Haziran seçimlerinde yine Cemaat hükümeti destekledi. Ortada iki koçbaşı var, askeri vesayet ve siyasi mekanizma. Askerlerin baskısını hep hissettik ve seçilmiş meşruluğundan yana olduk biz. 2007'de Başbakanı cesaretlendiren ben oldum. Pılı pırtı toplayıp gideceklerdi. “Bırakıp gidemezsiniz” dedim. Ben bu işin neresindeyim? Beni Başbakan'a götüren kişi Sadık Albayrak'tır [Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın babası ve Erdoğan'ın dünürü]. Tanıştım anlattım. İnançlarım ideallerim vardı. Doğru olduğuna inandıklarımı kelle koltukta yaptım. |
Üye Hakim Karagöl, Yılmazer'e "Ergenekon'dan nasıl haberiniz oldu?" diye sordu. Yılmazer şöyle cevap verdi:
"Ergenekon belgeleri İstanbul'da ele geçirildi. Ankara'ya gelmiş arşive girmemiş. Resmî çalışma konusu olmadı. Veli Küçük “beni bırakın bu örgütü çökerttireyim. Beni tutuklarsanız beni öldürürler” demişti. Çünkü derin çeteyi en iyi bilen o.
"Benim kanaatime göre Kafes Eylem Planı gerçek bir belge. Yalanlanmadı da. Genelkurmay başkanı hukuk müşavirliğine götürüp belgeyi yok ediyor. Genelkurmay, Başbakandan gelmiş bir belgeyle ilgili işlem yapacaksa Başbakan'a arz eder, arkasından iş çevirmez. O zaman AKP'yi bitirme planları vardı, Başbakan da buna inanıyordu, bizi de talimatlandırdı. Bugün bu milet darbeye karşı direnebildiyse Ali Fuat Yılmazer sayesindedir."
Erhan Tuncel'in kimliğinin İstanbul Emniyeti ile paylaşılmaması üzerine
Erhan Tuncel'in [Yardımcı İstihbarat Elemanı,Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceği istihbaratını getirdi, sanık] bilgilerinin neden İstanbul Emniyeti ile paylaşılmadığı sorusuna "Tuncel'in durumunu önce bilmiyordum. Haberi olduğunu cinayetten sonra öğrendim. Anlaşıldı ki bizden herşeyi gizlemiş. Celalettin Cerrah [dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü] bana gelip 'elemanına sahip çık' diyor. Suça karışmış niye koruyayım ben Tuncel'i.
Duruşma arasından sonra iki Yılmazer'e iki kızının gözaltına alındığı iletildi.
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu “Yılmazer'in iki çocuğu gözaltına alındı. Uygun bulursa, müdahil taraf olarak bugün itibariyle sorguyu ileri bir tarih yapmak istiyoruz” dedi.
Sorguya ara verilmesini isteyen Yılmazer de “Kızım üzerinden beni sindirmeye çalışıyorlar. Türk toplumuna layık görülen hukuk bu. Dünya gördü. Bu devlet de görecek ama başlarına yıkıldığı zaman görülecek. Hayrını görsünler. Benim çoluğumla çocuğumla hukuk işletenler hayrını görecek” diye konuştu.
Ara karar veren mahkeme davaya 10,11, 13 ve 14 Nisan'da devam etmeye hükmetti. (EA)