Tuncay Azophan Anadolu Meslek Lisesi Halkla İlişkiler Bölümü’nden üç öğrenci, Ezgi Ataol, Başak Kanık ve Ömer Caner Atak ile performans ödevlerini yapmak için ziyaret ettikleri bianet’te konuştuk. Onlar bize bianet haberciliğini sordu, biz de onlara Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) yetkilerinin Milli Eğitim Bakanlığı'na devredileceğine yönelik haberlerle yeniden gündeme gelen eğitim ve sınav sistemini sorduk.
Anlattıkları Türkiye’de son dönem eğitim sisteminin bulunduğu noktaya dair net fikirler veriyordu: Herkesin, özellikle de öğrencilerin kafaları karışık.
“Seneye üniversiteye gireceğiz. Bizim gibi meslek liselerinde okuyanlara branşında bir yer seçersen ek puan veriliyor ama şimdi bazı öğretmenler diyor ki bu uygulama kalktı... Milli Eğitim de bir açıklama yapmıyor. Öğratmenlerin de bizim de kafamız karışık.”
Her ne kadar öğrenciler bu alanlarda küçük çapta bir uzmansa da birçok konuda bilinmezliğin içinde oldukları anlaşılıyor. Konuşmaya başladıklarında hep bir ağızdan sorunlarını ve anlamadıkları noktaları sıralıyorlar.
“Meslek lisesi öğrencilerinin iki yıllık üniversitelere giriş hakkı vardı. O hakkın kalkıp kalkmadığı da belli değil.”
Var mı, yok mu?..
Anlattıklarına göre eğitim sisteminde belirsizlikler her kademede ve lisedene meslek liselerine her tür okulda yaşanıyor.
“Performans ödevlerinin kalkacağı söylenmişti ama okullara resmi olarak bir yazı gelmedi; fakat kalkıp kalkmayacağı bilinmediği için ikinci dönem kimi okulda performans ödevi verildi kimilerinde verilmedi.”
“Sistem sıkıştırıyor”
Üç öğrencinin de vurguladığı noktalardan biri eğitim sistemindeki hızlı değişimlerin giderek kendilerini daha çok sıkıştırdığıydı. Kendilerine ayıracak zaman bulamadıklarını dile getirdiler.
“Eğitim sistemi daha yeni değiştiğinde, ilk dönem her dersten öğrenciler performans ödevi yapmakla yükümlü denmişti. İki ay nefes alamadık ödevlerden, biri bitiyor biri başlıyordu.
“Ayrıca geçme puanları da 45’ten 50’ye yükseldi. Bu da sorun yaratıyor.
“Şimdi biz özel bir bölümüz ama kimileri diyor ki hayır değilsiniz, siz üniversiteye eşit ağırlık olarak gireceksiniz, kimileri de hayır sözelden gireceksin diyor. Yıllardır okuyoruz hala anlamadık.
“Öğretmenlerin de rehberlik yapacağı yerde kafası karıştı.”
“Psikolojik baskı altındayız”
Öğrencilerin kendilerini baskı altında hissettiklerini söyleyen üç öğrencinin anlattıkları sistemde işlemeyen noktaları da gösteriyordu.
“Eğitim sistemi değiştikten sonra devamsızlık problemi çıktı. Önceden 20 gün devamsızlık hakkımız varken, 10 güne indi. Çok az bir zaman, bizi ciddi olarak bunaltıyor, psikolojik baskı altında kalıyoruz.
“Kendimize ayıracak hiç zamanımız kalmadı.
Ders kitabı sorunu
“İngilizce kitabı yok. Geçen sene yanlışlık olmuş, okutulmayan bir kitabı basıp yollamışlar. Bu sene de yollanmadı. Biz şimdi öğretmenlerimizin kaynak kitaplarından faydalanıyoruz.
“Hatta meslek kitaplarımız da yok. Bizi tamamen internete bağımlı kılıyorlar. Meslek derslerimizin konularının yer aldığı Milli Eğitim’in sitesi var, oradan bakıyoruz, çünkü kitaplarımız yetiştirilemedi. Bir ara bu sitede kapalıydı...
“Dokuzuncu sınıf İngilizcesini veremediği için üniversiteye giremeyen var. Diplomasını da alamıyor. Ama 11. sınıf İngilizcesinden geçmiş...” (YY)