Halk sağlığını hava kirliliğinden korumak için bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, Çanakkale’de Kirazlıdere kömürlü termik santralinin yatırımcısı Yıldırım Holding’den projeden vazgeçmesini istedi.
Toplantıda Kaz Dağı’nın Türkiye’nin “oksijen deposu” olarak da bilindiğine vurgu yapılarak “Havamızı Bozmayın” denildi.
Türkiye’de 2016 yılı verilerine göre hava kirliliği sadece 3 il (Adana, Dersim, Artvin) hariç Dünya Sağlık Örgütü’nün limitlerinin üzerinde bulunuyor.
"Havamız zaten kirli, santrallerle daha da kirlenecek"
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği'nden (HASUDER) Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan, Türkiye’de Dünya Sağlık Örgütü’nün değerlerinin üzerinde kirliliğe yasal izin verildiğini, zaten hava izleme istasyonlarının kirliliğin olduğu yerlere kurulmadığını ve PM 2,5 verilerini (çapı 2,5 mikron ve altında olan partikül madde) ölçen aletler olmadığına dikkat çekti.
“Hava kirliliği, bronşit, amfizem ve akciğer kanseri gibi kronik solunum hastalıkları ve kalp-damar hastalıkları gibi ölümcül hastalıklara sebep olabiliyor. Her yıl dünyada 6,5 milyon insan hava kirliliği nedeniyle ölüyor. Dünyanın yüzde 92’si kirli hava soluyor. Türkiye’de zaten hava kirli. Üstüne üstlük en önemli hava kirleticisi olan kömürlü termik santral yatırımlarını arttırıyorlar.”
Sağlık ve Çevre Birliği’nden Funda Gacal, hazırladıkları maskelerle hava kirliliğini görünür hale getirmeye çalıştıklarını söyledi.
Maske, Dünya Sağlık Örgütü’nün değerlerinin üzerine çıkınca rengi yeşilden kırmızıya dönüyor. Örneğin İstanbul’da, kömürlü termik santrallerin yoğun olduğu Adana ve Hatay’da maskenin rengi kırmızı. Çanakkale henüz yeşil. Gacal, bu rengin kırmızıya dönmemesi için Çanakkale’deki santral projelerinden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
Tüm santraller yapılırsa havası bozulur
Çanakkale'de üçü çalışan, ikisi inşa, 11'i proje halinde toplam 16 santral yapılması planlanıyor.
Temiz Hava Hakkı Platformu'nun hazırladığı "Çanakkale için Hava Kirliliği ve Sağlık Etki Modellemesi" raporu, Çanakkale’de termik santral projeleri hayata geçerse, hava kirliliğinin yaşanmaz düzeylere ulaşabileceğini ortaya koyuyor.
Rapora göre hava kirliliğine neden olan ve gözle görülemeyen parçacık maddeler rüzgarın etkisi ile çok geniş bir alana yayılabiliyor. CALPUFF hava kirliliği modelleme sistemini kullanarak yapılan çalışmaya göre santrallerden kaynaklanan emisyonlar hava kirliliğini yüzde 50-150 arasında artırabilecek. Bu kirliğin sağlık etkisinin bölgede her yıl 1130 erken ölüm olacağı ve her yıl 160 bebeğin düşük doğum ağırlığıyla dünyaya geleceği hesaplanıyor.
"Yıldırım Holding yanıltıcı algı yaratıyor"
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği adına konuşan Nebile Bayrak şöyle konuştu.
“Kirazlıdere’nin yatırımcısı Yıldırım Holding, yabancı bankalardan kredi alabilmek için teknolojimizi yeniledik diyerek kamuoyunda sanki temiz ve zararsız kömür varmış gibi yanıltıcı bir algı oluşturmaya çalışıyor. Oysa kömürün hangi şekilde olursa olsun santralde yakıldığı sürece hava kirliliğine ve iklim değişikliğine neden olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Bizleri temiz kömür gibi kelimelerle kandıramazlar, artık kömür çağı geçti.”
Yatırımcı şirketin daha önce planladığı Kirazlıdere 1 ve 2 TES projelerinin teknolojisini değiştirip, tek proje haline getirerek Kirazlıdere TES ismiyle sunduğu ÇED Raporu onaylanmamış, hava modellemesinin yenilenmesi için İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında iki ay süre verilmişti. (NV)