Taksim Gezi Parkı nöbeti 27 Mayıs gecesinden itibaren sürüyor. Dün yaşanan saldırının ardından alana çadırlar kuruldu, çimenlerde sohbetler ediliyor, yıkıma karşı imza kampanyası yürütülüyor, kökünden koparılan ağaçlar yerine yeni fideler ekiliyor.
Geceyi 40’ı aşkın çadırda geçirenler Kumbara ve Muaf cafelerinden gelen destek amacıyla gönderilen yemekleri yedi, sabah kahvaltısı toplanan parayla alındı.
Gece boyunca lifestream.com/revoltistanbul adresi üzerinden canlı yayın yapılarak yaklaşık 40 bin kişiye ulaşıldı. Yayının bu gece de sürmesi planlanıyor.
Taksim Dayanışması adına bugün yapılan ve Mücella Yapıcı’nın okuduğu açıklamada Gezi Parkı’ndaki mücadelenin kıyıları, ormanları, kamusal alanları yok eden tüm uygulamalara karşı olduğu belirtildi. Herkesi Gezi Parkı’na çağıran Yapıcı, tüm yetkilileri de göreve çağırdı.
Dayanışma’dan Cem Tüzün ise yıkımın hukuksuz olduğuna dair dün İstanbul 2 nolu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na verdikleri dilekçe neticesinde bugün kuruldakilerle yaptıkları görüşmeyi anlattı. Tüzün kurulun yıkımın projeye aykırı olup olmadığına ilişkin tespit yapması ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’ne talimat verdiklerini söylediklerini iletti.
“Bu mücadele HES’lere, 3. köprüye, ranta da karşı”
Yapıcı’nın okuduğu açıklamada mücadelenin Gezi Parkı ile birlikte HES’lerden Kuşdili Çayırı’na; 3. köprü ve 3. havalimanından Emek Sineması başta olmak üzere kültür yapılarının yok edilmesine; okulların satılıp hastanelerin kent dışına sürülmesinden tarihin rant adı altında yok edilmesine yönelik olduğunu belirtti:
“Koruma Kurulu belediyelerden tespit istedi”
Tüzün ise “Park’taki usulsüz saldırının durdurulması ve sonuçlarının giderilmesi” talebiyle dün önce Ayaspaşa Derneği ve Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği daha sonra da Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin başvuruda bulunduğunu belirtti.
Tüzün, bugün kurulla yaptıkları görüşmeyi şöyle açıkladı:
“Koruma Kurulu bize sözlü olarak yaptığı açıklamada, bizim başvurumuz doğrultusunda, dün akşam İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’ne ‘imar planına ve onanmış uygulama projesine aykırılıkların tespiti ve giderilmesi’ ile kurula bilgi vermesi için yazılı bildirimde bulunduğunu söyledi.”
Tüzün, yazışmanın kopyasını istediklerini ancak iki resmi kurum arasında olduğu gerekçesiyle kopyanın verilmediğini belirtti.
Açıklama sonunda dün yaşanan polis saldırısından etkilenen basın emekçilerine de teşekkür edildi. Başından yaralanan Ulusal Kanal kameramanı Bülent Ünal bianet’e yaptığı açıklamada doğanın tahrip edilmesine karşı çıkan aktivistlerin hiçbir şekilde şiddete yönelmediği ancak polisin “karşısında düşman varmışçasına” davrandığını belirtti: “Mücadele onların da çocuklarının yeşilliği görmesi için. Bu düşmanlık niye?”
"Biz direnmezsek kim direnecek?"
bianet, nöbettekilerle konuştu. Saldırıyı yaşayan ve geceyi burada geçirenlerden Çağdaş, dayanışmanın iyice büyüdüğünü, herkesin kamuya ait olanın sermayeden daha iyi olduğuna dair hem fikir olduğunu belirtti:
“Buradaki dayanışmadan kuşkum yok sadece hepimizin hükümetin şiddetinden ve faşizminden kaygısı var.”
Parkın yakınında oturduğunu belirten Saltuk ise “Daha dün köpeğimle gezmeye geliyordum, nasıl bırakırsın ki burayı?” dedi.
“Nefes alacağımız son alanı da istilaya başladılar” diyen Deniz ise şöyle konuştu:
“Yıkımı durdurana kadar buradayız. Burası hepimizin alanı, biz sahip çıkıp korumazsak kim direnecek? Burayı korumaya çalışırken Beşiktaş’ı talan ediyorlar, her tarafta istila süreci var. Herkes bir yere sahip çıkmalı. Nasılsa biber gazına da bağışıklık geliştirdi herkes.” (BK/HK)