Uluslararası Af Örgütü, kamuoyunda “6-8 Ekim Olayları” olarak bilinen çatışmalar sırasında ve sonrasında yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin raporunu yayımladı.
"Kobanê Protestoları: İnsan Hakları İhlalleri" isimli 22 sayfalık rapor, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanyalar ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener ile Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner tarafından basın mensuplarıyla paylaşıldı.
Rapor, şiddetin mağdurları, aile üyeleri, hukukçular, aktivistler, belediye ve İçişleri Bakanlığı'nın bölgedeki temsilcileriyle yapılan görüşmeler sonucunda tamamlandı. Araştırma, Ekim 2014'de Diyarbakır, Gaziantep ve Siirt'te, Şubat 2015'de ise Cizre, Diyarbakır ve Siirt'te gerçekleşti.
Bireylerin korunmasındaki eksiklikler, polisin güç ve ateşli silah kullanımındaki sorunlar ve soruşturmalara ilişkin ihlallere yer verilen raporun sonuç bölümünde yetkililere tavsiyeler yer aldı. En az 40 kişinin hayatını kaybettiğinin belirtildiği raporda ölüm ve yaralanma vakalarına da ayrıntılarıyla yer verildi.
Gardner, "Kobanê protestolarındaki çatışmalarla ilgili raporumuz, meydana gelen ölümler ve yaralanmaları engellemekte başarısız olan yetkililerin varlığı, polisin aşırı güç kullanımı ve sonrasında yargı sisteminin mağdurlara adalet sağlama konusundaki yetersizliğini gözler önüne seriyor” dedi.
Akşener de benzer olayların tekrar yaşanmaması için yetkililere tavsiyelerin dikkate alma çağrısı yaptı.
“Polis olay yerine gitmeyi reddetti”
Raporda Türkiye'nin yaşam hakkını korumaya yönelik uluslararası insan hakları yükümlülükleri, yaşamın kasıtlı ve hukuksuz sona erdirilmesinin ötesinde, bireyleri üçüncü taraflardan gelebilecek zararlardan korumak için uygun adımlar atılmasına uzandığı hatırlatıldı.
Polisin çatışmalara müdahale etmek için teşebbüste bulunmadığı, olay yerine gidemediği ya da gitmeyi reddettiği bilgilerine yer verildi.
Gardner şöyle konuştu:
"Bazı protestolarda polisin müdahalesinin gerginliği arttıracağına dair argümanlar inandırıcı, fakat bu, saldırı altındaki sivillerin korunması için polisin arandığı veya şiddetin ölüm ve yaralanmaların kaçınılmaz olduğu seviyeye ulaştığı vakit polisin neden harekete geçmediğini açıklamaz ve mazeret olmaz.
"Kolluk kuvvetiyle kontrol altına alınan operasyonların bireyleri koruma becerisi çerçevesinde soruşturulması, gerekli derslerin alınması, planlamaların yapılması ve gelecekte olabilecek şiddet içerikli çatışmalarda uygulanabilmesi acilen gereklidir.”
Polisin güç kullanımında ihlaller
Gardner, polisin güç ve ateşli silah kullanımının Türkiye’de çok sorunlu bir alan olduğunu ve Kobanê protestoları sırasında da bu konuda ciddi ihlaller yaşandığını söyledi.
Raporda, polislerin Kobanê protestolarının bazılarında öldürücü güç kullanması, polisin davranışlarının yaşam hakkı dahil olmak üzere uluslararası insan hakları hukukunu ve standartlarını ihlal ettiği konusunda ciddi endişelere sebep olduğu belirtildi.
Mart 2015’te polisin polisin ateşli silah kullanma yetkisini genişleten ve uluslararası insan hakları standartlarıyla ters düşen İç Güvenlik Paketi’nin yasalaşmasının var olan durumu daha kötüleştirdiğine dikkat çekildi.
Cezasızlığın oluşturduğu kanı
Gardner, bölgede uzun süren cezasızlık uygulamalarının insanlarda sorumluların cezalandırılmayacağına dair genel inanç oluşturduğunu belirtti.
Kobanê protestolarındaki ihlal, ölüm ve yaralanmalara ilişkin de tanıkların ifade vermekten kaçınmaları, mobese ve görevli polislerin bildirilmemesi gibi sorunların yaşandığını anlattı.
Raporda suç duyurusunda bulunma durumunda da çok az ilerleme kaydedildiği, soruşturmaların açılıp kovuşturmaların açıldığı üç dava olduğu belirtildi.
Tavsiyeler |
Raporda yetkililere yönelik şu tavsiyeler yer aldı: Gösteriler Sırasında Kolluk Kuvvetlerinin Tutumu* Kobanê ile ilgili gösteriler ve çatışmalara yönelik, kolluk kuvvetleri de dahil olmak üzere kamu yetkililerine tavsiye verme yetkisine sahip, şiddet içeren gösterilerin insan haklarına uygun şekilde kontrol altına alınması ve gerilimi azaltacak daha geniş önlemler alınması konusunda bağımsız bir kamu soruşturması oluşturun; * Kolluk kuvvetlerinin uluslararası insan hakları hukukuna ve olayların kontrol altına alınmasına ilişkin standartlara, özellikle BM Kolluk Güçleri Görevlilerinin Davranışlarına İlişkin Kurallara ve BM Kolluk Güçleri Görevlileri Tarafından Kuvvet ve Ateşli Silah Kullanılması Hakkında Temel İlkeler'e daima uymasını sağlayın. Kolluk kuvvetleri özellikle yaşam, özgürlük, kişisel güvenlik ve fiziksel bütünlük haklarına saygı göstermeli, bu hakları korumalı ve sağlamalıdır; * Kolluk kuvvetleri ve yetkililer, gerilimi azaltmak, kolluk kuvvetleri ve göstericiler arasındaki gereksiz karşı karşıya gelmekten kaçınmak ve şiddeti önleme yollarını bulmak amacıyla toplanmadan önce ve toplanma sırasında gösteri ve karşıt gösteri yapmayı planlayan gruplarla iletişim ve ilişki kurmalıdır; * Ayrım yapmaksızın çatışmanın yaşandığı siyasi parti binaları, dernekler ve diğer yerler için gerekli korumayı sağlayın. Güç Ve Ateşli Silah Kullanımı* Toplanma sırasında şiddet varsa ve güç kullanımı kaçınılmaz ise, örneğin kendilerini, katılımcıları, olay yerinde bulunanları şiddete karşı korumak için gerekebileceği gibi, kolluk kuvvetleri sadece durumu kontrol altına almak için gerekli asgari düzeyde güç kullanmalı ve BM Temel İlkeleri'ne uygun hareket etmelidir; * Kolluk kuvvetlerine ve yetkililere, geniş çaplı saldırgan gösteriler ve karşıt görüşlü gösterileri kontrol altına alacak yeterli kaynak ve uygun ve farklılaştırılmış güç ve silah kullanımı konusunda etkili bir eğitim verilmelidir. Kolluk kuvvetleri güç kullanımı sebebiyle yaralanan kişilerin en kısa sürede destek ve tıbbi yardım almasını sağlamalı ve söz konusu olayı üstlerine derhal bildirmelidir; * “İç güvenlik paketi” içerisinde yer alan ve kolluk kuvvetlerine ateşli silah kullanmaları için daha fazla yetki veren hükümleri yürürlükten kaldırın. Güç ve ateşli silah kullanımının uluslararası insan hakları hukukuna tam anlamıyla uygun olmasını ve güç ve silahın sadece kesin surette gerekli durumlarda ve sadece gerektiği ölçüde kullanılmasını sağlayın. Hesap Verebilirlik* Güç kullanımı sebebiyle meydana gelmiş olabilecek tüm ölümler için etkili soruşturmalar yapılmasını ve sorumluların adalet önüne çıkarılmasını sağlayın; * Kobanê gösterileri sırasında kolluk kuvvetleri tarafından gereksiz ya da aşırı güç kullanılan tüm olaylar için hızlı, tarafsız ve etkili soruşturmalar yürütün ve uygun olduğu takdirde sorumlular hakkında ceza ve disiplin soruşturması yürütün; * İşkence ya da başka bir kötü muamele ya da başka şekillerde ciddi insan hakkı ihlalleri sebebiyle haklarında soruşturma açılan kolluk kuvvetleri soruşturma boyunca aktif görevlerinden alınmalıdır; * Kolluk kuvvetlerinin yaptığı iddia edilen ihlalleri araştırmak üzere gecikmeden bağımsız bir polis şikayet kurumu kurun ve savcılık ve polis arasında genel cezai konulardaki yakın işbirliğinin bu tür olayları soruşturma ve kovuşturmada bağımsızlığı ya da tarafsızlığı bozmaması için etkili önlemler alın; * Kolluk kuvvetleri tarafından insan hakları ihlal edilen mağdurların etkili hukuki çözümlere ulaşmasını ve tazminat, rehabilitasyon, tatmin ve olayların yenilenmemesine ilişkin güvence verilmesi de dahil olmak üzere yeterli düzeyde bir telafi elde etmesini sağlayın. (BK) |
* Raporun tamamına ulaşmak için: Türkçe, Kürtçe ve İngilizce