Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH), Gezi direnişi süresince eylemcilere ve sivil toplum örgütlerine yönelik artan baskılarla ilgili basın açıklaması yaptı.
FIDH, beş direnişçinin öldürülmüş olmasına rağmen, gösterilere takınılan tavrı kaygı verici bulduğunu belirtti.
Açıklama özetle şöyle:
“Resmi makamlar, ortamı sakinleştirmek, vatandaşların güvenliğini sağlamak ve ifade özgürlüğünü koruma altına almak yerine barışçıl göstericilere, gözlemcilere ve göstericilere yardım edenlere karşı gerçek anlamda bir ‘cadı avı’ başlatmış durumda. Güvenlik güçlerinin açık şekilde orantısız ve/veya cezalandırılma gerektiren şiddet kullanımına karşı caydırıcı bir tavır da takınmadılar.”
“6 Temmuz’da Cumartesi günü, eli palalı bir kişi barışçıl göstericileri kovalayıp saldırırken amatör kameralar tarafından görüntülendi. Farklı görüntüler, göstericilere yapılan bu saldırıya tanık olan polis güçlerinin pasifliği ve hatta saldırgana karşı takındıkları hoşgörülü tavrı ortaya koydu.”
“Hiçbir fail tutuklanmadı”
“Aynı şekilde, 14 gün komada kaldıktan sonra 14 Haziran’da hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ün öldürülmesinden sorumlu polis memurunun yine polis tarafından korunması ve serbest bırakılmış olması da resmi makamların tavrının bir örneğidir.”
“Ateşli silahını açık bir şekilde yetkileri dışında kullandığı mahkeme bilirkişileri tarafından da teyit edilen polis memuru hala görev başında.”
“Gösterilerin başladığı günden beri, beşinci gösterici aldığı yaralar sonucu hayatını kaybetmiş olmasına rağmen, faillerle ilgili hiçbir soruşturmada henüz tutuklama kararı alınmadı.”
“Siyasi muhalefet suç sayılıyor”
“Buna karşın, her türlü siyasi muhalefeti suç haline getirme çabaları devam diyor.”
“11 Haziran’da SDP merkezindeki tutuklamaların ardından, 6 Temmuz tarihinde İstiklal caddesi yakınlarındaki Türkiye Komünist Partisi merkezine de polis tarafından baskın düzenlenmiş, 23 kişi gözaltına alındı.”
“8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece ise, Taksim meydanının boşaltılması sırasında polisler, İnsan Hakları Derneği İstanbul şubesine, arama izni olmaksızın, üç kez zorla girmeye çalıştı.”
“Tutuklanan göstericilerin savunmasını üstlenen avukatlar da Çağlayan Adliyesi içinde yeniden saldırıya maruz kaldı, savcılık tarafından saldıranlarla ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmadı.”
“Polis şiddetini durdurun”
FIDH, Türkiyeli yetkililere şu tavsiyelere uyulmasını hatırlattı:
* Demokratik olarak seçilmiş hükümetlere karşı da olsa, barışçıl gösteri yapma hakkının korumaya alınması,
* İfade özgürlüğünün koruma altına alınması,
* Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesince de korunan, Anayasal haklarını kullanmış olan tüm barışçıl göstericilerin serbest bırakılması,
* Göstericilere karşı uygulanan polis şiddetinin derhal durdurulması,
* Kamu düzenini korumakla yükümlü güçler tarafından orantısız şiddet kullanımıyla ilgili bağımsız ve tarafsız uluslararası bir araştırma komisyonu kurulması,
* İnsan hakları ihlallerinin sorumlularının soruşturulması ve yargılanması. (AS)
* Fotoğraf: Mahmut Serdar Alakuş / AA