Planın diğer maddeleri şöyle:
*Enerjinin verimli kullanılması için acilen öncelikle sanayi tesislerindeki ve teknolojideki standartları belirleyen yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
*Yeni kömürlü termik santral projeleri derhal iptal edilmelidir.
*Türkiye'deki bütün kömürlü termik santrallar bir plan dahilinde kapatılmaya başlanmalıdır.
*Bütün yeni eneri yatırımları sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılmalıdır.
*Yenilenebilir enerji açısından Türkiye için kısa vadede en ucuz ve en hızlı yapılabilecek yatırım olan rüzgar santralları için yılda 2000 MW'a varan hedefler belirlenmelidir.
*Isınma amaçlı olarak güneş enerjisi, jeotermal enerji ve biyokütlenin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
*Yeni petrol ve doğalgaz boru hattı projeleri derhal iptal edilmelidir.
*En fazla sera gazı salınımına neden olan sanayi tesisleri arasındaki çimento fabrikası yatırımları derhal iptal edilmelidir.
*Nükleer enerji projeleri iptal edilmelidir. Nükleer santraller küresel ısınmaya çözüm olarak sunulamaz.
*Ulaşımda motorlu taşıtları terkederek, toplu ulaşım, raylı sistemler, bisiklet ve yürümeye dayalı haraketliliğe öncelik veren politikalar geliştirilmelidir. Yapılacak bütün ulaşım yatırımlarının demiryollarına ve raylı şehiriçi taşımacılığa yapılması sağlanmalıdır.
*Küresel ısınmanın etkilerini en aza indirecek adaptasyon çalışmaları yapmalıdır.
*Toprağı fakirleştiren piyasa koşullarının dayattığı tek tip ürün yetiştirilmesine son verilmeli, daha çok nüfusu toprak üzerinde tutacak organik tarım uygulamaları hızla yaygınlaştırılmalıdır.
*İklim değişikliğinin etkilerini en erken ve en ağır biçimde yaşayacak yoksul kesimlerin ve küçük çiftçilerin korunması ve desteklenmesi için gerçekçi ve kalıcı politikalar geliştirilmelidir.
*Verimli tarım arazilerinde ve ormanlık alanlarda sanayi tesislerinin ve konut alanlarının kurulması önlenmelidir.
*Tarım arazilerini ve yerleşimleri yutan, doğal yaşam alanlarını yok eden büyük baraj projeleri iptal edilmelidir.
*Tohum yasası iptal edilmelidir.
*Kuraklık afet yasası kapsamına alınmalıdır.
Geçtiğimiz hafta Salı günü (6 Şubat 2007) Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker biraraya gelerek Türkiye'nin iklim değişikliği hakkında alması gereken önlemleri bir eylem planı olarak kamuoyuna duyurmuşlardı.
Yeşiller İklim Değişikliği Eylem Planını nasıl değerlendiriyor?
Yeşiller, hükümete de sunulacak olan bu iklim değişikliği eylem planının Türkiye'nin küresel ısınmaya neden olan gazların üretimindeki rolünü azaltmasına ve Kyoto Protokolü'nü imzalamasına yönelik herhangi bir söz içermediğini belirtti.
Yeşiller ayrıca, planın iklim değişikliği nedeniyle Türkiye'nin maruz kalacağı büyük ekolojik yıkımın, kuraklık, susuzluk, tarımsal üretimin düşmesi, çölleşme, seller ve diğer felaketlerin etkisini azaltmaya yönelik gerçekçi bir eylem dizisine sahip olmadığını da vurguladı.
Yeşiller, kısa vadeli saptamalar içerdiğini belirttiği hükümetin eylem planının sorumluluğu vatandaşın sırtına yüklediğini ifade etti.
Türkiye 13. Sera Gazı Üreticisi
Birleşmiş Milletler'e sunulan envanter raporları Türkiye'nin 1990-2004 yılları arasında gerçekleşen %110'luk artışla sera gazları emisyonlarını en hızlı arttıran ülke olduğunu ve şu anda küresel ısınmadan sorumlu ülkeler sıralamasında %1,3'lük payla 13. sıraya yükseldiğini gösteriyor.
Enerji üretiminin %75 oranında kömür ve doğalgaza dayalı olması; Türkiye'nin enerjinin en verimsiz kullanıldığı ülkeler arasında yer alması; ulaşımda petrol bağımlılığına neden olan karayolu taşımacılığının %91'e varan oranda pay sahibi olması; petrokimya, çimento, demir-çelik gibi en kirletici sanayi tesislerinin sayısında yaşanan bu rekor artışın sorumluları arasında.
Kağıt üzerinde Türkiye topraklarının %27'sini kaplıyormuş gibi görünen orman alanları aslında çarpık kentleşme ve sanayi tesisleri yüzünden (2B alanlarında olduğu gibi) aslında ağaç değil beton ormanlarına dönüşmüş durumda.
İklim Değişikliği Türkiye'yi En Ağır Şekilde Etkiliyor
Yeşiller, Türkiye'nin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olduğu konusunda da uyarıda bulunuyor:
"Göller kuruyor, sulak alanlarımız yok oluyor, yeraltı suları çekiliyor, tarım arazileri verimsizleşiyor. Geçmiş hükümetler kadar bu hükümetin de sulama, baraj, endüstriyel tarım ve kırsal kesim politikaları küresel ısınmanın bu etkilerini ağırlaştırıyor."
Ayrıca yanlış sulama politikalarıyla topraklar tuzlanıyor, yeraltı suları çok uluslu şirketlere tahsis ediliyor.(NZ/AÖ)