Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluşunun 27. yılında konuştuğumuz Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere’ye göre “12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan YÖK’ün etkisi acımasız bir biçimde hâlâ devam ediyor.”
“Üniversite özgürlüğüne kavuşamadı. Akademik özgürlüklerin sınırlandığı bir ortamdayız. Üniversitelerde eğitim ve öğretim istenilen düzeyde değil. Öğrencilerin de, öğretim görevlilerinin de özgürlükleri yok.”
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarıyla birlikte üniversitelerin siyasallaşma sürecinin kendini daha fazla hissettirdiğini ifade eden Yeşildere şöyle konuştu:
“Bunu bilhassa en son rektör atamalarında gördük. Bizce bu üniversiteleri tamamıyla bir AKP zihniyeti içine sokma girişiminin hamleleri. Şu açık ve net olarak görünüyor üniversite kriterlerine uygun olmayan bir çok üniversite sadece siyasi çıkarlar için açılıyor. Giderek yozlaşan üniversiteler büyük bir hızla kan kaybediyor.”
Yeşildere, üniversitelerde yaşanan sorunları şöyle sıralıyor:
“Türkiye bilim ve teknoloji politikalarını hâlâ belirleyememiş durumda. Üniversitelere devletin ayırdığı pay giderek azalmakta. Araştırma fonlarına aktarılan paylar hükümetler tarafından sürekli budanıyor veya el konuluyor. Sınırlandırılan akademik kadrolardaki insanların aldıkları ücretler yaşam standartlarının altında. Öğrencilerin sosyal, toplumsal ve kültürel faaliyetlerde bulunacağı alanlar neredeyse yok.”
Dernek başkanı “tüm bunlara rağmen bilim insanları büyük emek sarf ederek Türkiye’nin bilimsel olarak ilerlemesine katkıda bulunuyorlar. Bu karanlık tablodaki tek iyimser öğe bu” diyor.
Yaşanan sürece bakıldığında geleceğe dair bir umut var mi diye sorduğumuz Yeşildere “bir umut görmediğini” söylüyor.
“Çünkü üniversite sisteminin değişmesini isteyenler hep kendi çıkarları doğrultusunda taleplerde bulundular. Ve üniversiteye danışmadan ve üniversitenin kendisinin bu değişimi, dönüşümü yapmasını istemeden birileri kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Tabii ki bu nedenle çıkar çatışması yaşanıyor. YÖK ve hükümet arasındaki bu çatışmada arada hep bizler kaldık. Bizim gibi Sivil Toplum Kuruluşlarına da (STK) hiçbir şey sormuyorlar.”
“Türkiye’de öncelikle kafaların değişmesi lazım” diyen Yeşildere’nin daha özgür bir üniversite için önerileri şunlar:
“Özellikle demokratik bir yasa, tabandan yönetim sistemi, katılımcı, demokratik kurulların çalıştığı bir akademik ortam. Tabii en başta ben merkezci ve teokratik olan YÖK ve rektör düzeninin ortadan kaldırılması gerekir.” (BÇ)