Fotoğraf: Yeşil Sol Parti
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında 7. ayını dolduran Maraş merkezli depreme ilişkin konuştu.
Depremle ilgili Meclis’te kurulan komisyonun rapor hazırlamakla kaldığını belirten Danış Beştaş, “Bu nedenle bir an önce deprem komisyonu kurulup hemen çalışmalarına başlamalıdır” dedi.
“Deprem yaz, kış, tatil dinlemiyor”
Çağrılarının muhalefete olduğunu belirtti:
“Deprem gerçeği hepimizin sorunudur. Siyasete malzeme edilemeyecek bir meseledir. Çağrımız hem iktidar hem muhalefet partilerinedir. Deprem yaz, kış, tatil dinlemiyor. İnsan yaşamı ve kentlerin yıkılması tatil dinlemiyor.
Yeşil Sol Parti’nin 57 milletvekili olarak imzalarımızı hazırladık, başvuru dilekçemiz hazır. Maalesef sayımız yetmiyor. Biliyorsunuz Meclis Başkanlığına verilmesi için 120 imza gerekiyor. Bileşenimiz DBP’nin 2 milletvekilinin de imzası hazır. Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni arkadaşlarımızın yani Türkiye İşçi Partisi'nin 4 vekilinin ve EMEP’in 2 vekilinin imzası da hazır. Şu anda 65 imza ile başvurumuz bekliyor.
Biz Meclis’te bulunan bütün partilerin vekillerine Meclis’in olağanüstü gündemle toplanması için, deprem gündemiyle olağanüstü toplanması için hazırladığımız bu dilekçeye imza vermeleri çağrısında bulunuyoruz. İmza vermeleri halinde Meclis Başkanlığına başvuru dilekçemizi vereceğiz.
Türkiye'nin deprem kuşağında olduğunu herkes biliyor. Ama bunu bilmek yetmez, acil ve kalıcı çözümler bulmak gerekir. Depremi beklemeyelim. Tüm ülke vatandaşları olarak hepimiz bir depremzede olmaya adayız. Hepimiz bir depremzede olarak yaşama uyanabiliriz ya da yaşamımızı yitirebiliriz. Bu nedenle bu acil çağrımıza bütün partilerin yanıt vermesini bekliyoruz.”
“Depremzedeler hala çadır ve konteynırda”
Meral Danış Beştaş, deprem konusunda şu bilgileri verdi:
“6 Şubat Depremini hep birlikte yaşadık, üzerinden 7 ay geçti ve hala depremzedeler çadır ve konteynırda yaşamak zorundalar. Depremzedeler çok zor koşullarda yaşıyorlar, başta su olmak üzere birçok temel ihtiyaçlarını hala gideremiyorlar.
Büyük ölçüde kadınlar bu yükü omuzlamak zorunda kalıyor. Bakım emeği yükü var. Çocukların, hastaların ve yaşlıların bakımı ile maddi imkanlarının sınırlılığı birleşince çaresizlik en yüksek noktaya yükseliyor. Kadınların gündelik yaşamı ciddi bir şekilde zorlaşıyor.
Engellilerin durumu büyük bir zorluk içinde devam ediyor. Depremden önce deprem bölgelerinde 1 milyon engellinin olduğunu biliyoruz. Depremle birlikte engelli sayısı arttı, engellilerin erişebilirlik sorunu çokça arttı.
Kayıp kişi sayısı tartışılıyor, hala kayıplar var. Aradan 7 ay geçti ve hala anneler, babalar, kardeşler, yeğenler yakınlarının ölüp ölmediğini soruyor. Yakınlarının öldüğü konusunda kesin bir kanaatleri var ama naaşlarını bulmakta zor bir mücadele yürütüyorlar. Kişisel çabalarla mezarları ve kayıp yakınlarını bulmaya çalışıyorlar.
Diğer bir önemli sorun da kimyasal maddeler, zararlı organizmalar ve asbest tozunun salımı. Asbest, kalp ve solunum sorunları başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Yıkımlar nedeniyle temiz havaya ulaşmak çok zor.
Bölgede yeniden inşa başlamadan önce meslek odalarıyla birlikte detaylı zemin çalışmaları yapılmalıydı. Maalesef bu yapılmadan inşaya başlandığını görüyoruz.
Ulaşım, içme suyu, enerji, haberleşme, deprem toplanma alanı gibi eksikliklerin durumu mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Şehirlerin yeniden imarı sürecinde yapılacak planlar, bütüncül bir afet önleme politikasını barındırmalıdır.” (AS)