* Türkiye’nin aldığı yeşil ekonomi fonunun anlamı şu: Daha fazla maden, daha fazla santral. Bu bütçeyle “yenilenebilir” tanımı altındaki bütün projelere yol verilecek.
* Sadece enerji alanındaki çalışmalar ve gelişmeler değil, örneğin yayla turizmi de bu bütçeyle desteklenecek. Sera gazı salınımına neden olmayan tüm ürünler bu sistemin içine girecek.
* Elektriğe bağlı bütün üretimlerde artış göreceğiz. Buna elektrikli arabalar, şarjlı cihazlar, akıllı binalar da dahil. Tabii bunların hammaddelerinin çıkarılma süreçleri de hızlanacak. Kromdan nikele kadar bütün madenlerin çıkarılmasında artış ve haliyle maden sahalarının da çoğaldığını göreceğiz.
Türkiye’nin sıfır emisyon derdi yok
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Yeşil Ekonomi Finansman Fonu kapsamında, Türkiye’ye verdiği 500 Milyon Euro’yu, bianet'e değerlendiren ekolojist Beyza Üstün şunları söyledi:
"Masumane görünen 'yeşil ekonomi' ekolojistler tarafından olumlanan bir şey değil. Türkiye bu fonu almak için Paris İklim Anlaşması'nı imzaladı ve zaten amacı fona talip olmak. Herkesin diline pelesenk olan sıfır emisyon hedefine baktığımızda, bunun zaten gerçekçi bir hedef olmadığını görüyoruz.
“Çünkü Türkiye fosil yakıt üretimlerine devam ediyor. Gaz yakıtına devam ediyor, maden atık sahalarına izin veriyor. Bakın sadece fosil yakıt üretmiyor, karbon eşdeğeri olan pek çok şeyi üretmeye devam ediyor ve bunlara su buharı da dahil.
“Türkiye ne madenlerden vazgeçiyor ne de atık yakma tesislerinden. Ne termik santrallerden vazgeçiyor ne de kömür çıkarma işlemlerinden. Sermaye birikimi için dünyaya verdikleri zarara bir kılıf uydurdular ve buna da yeşil ekonomi adını verdiler.”
Yeşile boyama
“Hatırlayın, Avrupa Parlamentosu birlik üyelerinin tümüne nükleerden vazgeçmelerinin gerekli olmadığını; ama bunu yeşile boyayıp yapmaları gerektiğini salık verdi. Dışarıdan olumlu bir gelişme gibi görünse de ‘yeşil ekonomi’ sadece sermayeyi daha çok besliyor.
“Evet, bu fondan sonra kağıt üzerinde karbon kotası düşecek ama atmosfere salınan karbon oranında hiçbir değişiklik olmayacak. Kaldı ki hiçbir ülkenin böyle bir derdi yok. Karbon eşdeğeri üretmediğini iddia eden bütün sektörler hız kazanacak.
"Kapitalist sistem tıkandı ve kendisine bu yollarla çıkış sağlamaya çalışıyor. Türkiye de bu fonlardan olabildiğinde para almak ve kendi egemenliğini sağlamlaştırmak için çabalıyor. Politik hedefleri de bu. Bizim açımızdan bu fon da yok hükmünde bu kararlar da. Biz halklar olarak yaşam alanlarımızı koruyacağız.”
Ne olmuştu? Türkiye, imzaladığı Paris İklim Anlaşması'na göre 2053'te sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt ediyor. |
* Sıfır emisyon: Atmosfere salınan karbondioksit, metan, azot gibi gazların miktarının yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla dengelenmesi ve karbon nötr olması.
(TY/EMK)