Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Diyarbakır Barosu, Minority Rights Group International (MRG) ve Mezopotamya Kültür ve Dayanışma Derneği'nin (MEZO-DER) ortak yürüttüğü proje kapsamındaki kılavuz, böyle bir kapsamlı programın geliştirilmesinde devlet birimlerinin yanı sıra, sivil toplum örgütlerinin, konuyla ilgili uluslararası kurumların da mutlaka yer alması gerektiğini söylüyor.
Eylem kılavuzu, bu programların, projelerin geliştirilmesi ve uygulanması sürecinde de yerinden edilenlerin katılımının esas alınmasının gerektiğini, bunun toplumsal mutabakatın sağlanması ve güven ilişkisinin yeniden oluşturulması için yaşamsal öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Çalışma, etkin bir programın hayata geçirilebilmesi için de çatışmasızlığın mutlaka sağlanması gerektiğini, başka ülkelerdeki örneklerden yararlanılmasının yararlı olacağını da vurguluyor.
Eylem kılavuzu, hükümete, yerel yönetimlere, uluslararası mekanizmalara ve bu konuda çalışan STK'lere kısa ve orta vadeli öneriler getiriyor.
Hükümete öneriler
Yerinden edilmişler için birim oluşturulmalı: İçinde uluslararası kurumların ve STK'lerin temsilcilerinin de danışmanlık yapabileceği, bakanlık veya benzeri bir merkezi birim oluşturulmalı. Bu birim yerinden edilenlerin tazminat hakları, yeniden yapılandırma, geri dönüş ve entegrasyonları gibi konularda politikaları belirlemeli; gözleme ve denetleme yetkisi olmalı.
"Yerinden edilen" statüsü: Tüm politikalarda da sorun, yerinden edilme sorunu olarak adlandırılmalı. Bu konuyla ilgili uluslararası belgeler iç hukukun parçası haline getirilmeli. Politikalar belirlenir ve uygulanırken yerinden edilenlerin görüşü alınmalı, haberdar edilmeli. Yerinden edilenler tanımına uyan kişilere, oluşturulacak yerel bürolar veya mevcut komisyonlar tarafından yerinden edilenler statüsü verilebilir ve bu statü gerekirse bir doküman ile de belgelenebilir.
Koruculuğa son verilmeli: Geri dönüşlerin önünde ciddi bir engel oluşturan koruculuk sistemine derhal son verilmeli. korucuların rehabilitasyonu için gerekli ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalı.
Mayın eğitimi: Kara mayınlarının haritası yetkili kişi ve kurumlara gönderilmeli ve ilgili tüm çevrelere risk eğitimi verilmeli. Nüfusun yaşadığı yerler ile tarımsal arazi bölgelerindeki kara mayınları temizlenmeli. Özellikle sınır köylerinde can güvenliğini ortadan kaldıran kara mayınlarının temizlenmesi projesi hızlandırılmalı.
Yayla yasağı uygulanmamalı: Yayla yasağı uygulamalarına başvurulmamalı ve hayvancılık/yaylacılık yapanların güvenliği sağlanmalı.
Çatışmalar son bulmalı: Bosna Hersek ve Kosova gibi ülkelerde sürdürülebilir ve güvenli bir geri dönüşün ancak çatışmaların tamamen sona erdirilmesiyle birlikte hayata geçirilebileceği görüldü. Türkiye'de PKK ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmaların sürmesi halinde köy boşaltma vakaları tekrarlanabilir, kişilerin can güvenliği sağlanamaz. Altyapı projelerinin hayata geçirilmesi de mümkün olmaz. Çatışmanın son bulması geri dönüşlerin ve kişilerinin güvenliğinin sağlanması için yaşamsal.
Geri dönüş
Kılavuzun, geri dönüşlerin düzenlenmesiyle ilgili hükümete önerilerinin bazılarıysa şöyle:
* Geri dönüşle ilgili düzenlemeleri belirleyen kapsamlı yasa çıkarılmalı.
* Yeniden yapılandırma için bütçe oluşturulmalı.
* Zarar tespit komisyonlarının yapısı ve işleyişi değiştirilmeli.
* Komisyonlar altında geri dönüşle ilgilenen, STK'lerin, yerel yönetim temsilcilerinin ve bağımsız uzmanların çalışacağı, yerinden edilenlerin katılımının sağlanacağı ayrı birimler oluşturulmalı.
* Geri dönüş hakkı ve başvuru prosedürüne ilişkin bilgi kampanyaları düzenlenmeli.
* Yerinden edilenlerin geri dönüşleri için öncelikli olarak yerleşime elverişsiz olan mülkler onarılmalı. Elektrik, su, yol, telefon gibi tüm alt yapı ile eğitim, sağlık gibi kamu hizmetleri işler hale getirilmeli.
* Yerinden edilenlerin geri dönüşte yaşamlarını yeniden kurabilmeleri için tarım ve hayvancılık alanında ekonomik destek projeleri hayata geçirilmeli.
* Köylerine geri dönmek istemeyen yerinden edilenlerin de kararlarına saygı gösterilmeli. Yeniden yapılandırma ve tazmin haklarından yararlandırılmaları sağlanmalı. Şehirdeki hayata uyum sağlamaları için önlemler alınmalı.
* Geri dönüşlere konu olan yerlerde bulunan korucular, silahtan arındırılmalı. Korucuların köylerine geri dönenlerin can güvenliğini ve mallarını tehdit edecek türde suç teşkil eden fiilleri etkin bir şekilde soruşturulmalı.
Tazminat
Kılavuz, yerinden edilenlerle ilgili tazminat sistemine ilişkin şu önerilerde bulunuyor:
* "Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanmasına İlişkin Yasa"dan yararlanmak için başvuru süresi tekrar uzatılmalı. 1987 yılından önce gerçekleşen mağduriyetler ve manevi tazminat da yasa kapsamına alınmalı.
* Yasa, bir bilgi kampanyasıyla geniş kitlelere duyurulmalı.
* Zarar tespit komisyonlarının uymaları gereken usul ve kurallar, bir yönetmelikle detaylı olarak belirlenmeli. Komisyonların yapısı, daha fazla sivil toplum örgütü üyesi ve konusunda uzman kişileri de kapsayacak şekilde değiştirilmeli. Komisyonların sayısı ihtiyaca karşılık verecek kadar artırılmalı.
* Mağdurlardan, bugünkü koşullarda elde edilmesi mümkün olmayan belge ve kanıtlar istenmemeli. Tazminat hesaplama yöntemi adil bir tazminatı sağlayacak şekilde değiştirilmeli; AİHM kararları emsal kabul edilmeli.
* Zarar tespit komisyonlarının kararlarına karşı idari yargı yoluna gidilmeden önce itiraz edinilebilecek idare bünyesinde, adli olmayan bir mekanizma oluşturulmalı. Bu başvuru mekanizmasına bağımsız ziraat mühendisi, inşaat mühendisi, avukat, STK temsilcisi ve bir idari hakim üye olmalı.
* Yargı yoluna başvuran yoksul mağdurlar için öncelikli olarak harç muafiyeti tanınmalı
"Yerinden edilmişlerin kentlerde yaşamı kolaylaştırılmalı"
Kılavuz, geri dönmek yerine kentlerde kalmayı tercih eden yerinden edilmişler için de özel politikaların geliştirilmesini ve uygulanmasını öneriyor:
* "Yerinden edilen statüsü" verilen kişilerin konut ihtiyacının doğrudan devlet tarafından karşılanması ya da en azından kira yardımı yapılması, işsiz olanların elektrik su gibi giderleri ödemekten muaf tutulmaları, herhangi bir resmi işlem yapmak için gerekli resmi harçlardan muaf tutulmaları, çeşitli vergileri ödemekten muaf tutulmaları gibi tedbirler, zor durumda olan yerinden edilmişlerin yaşamını kolaylaştıracak.
* Çocuk işçilerin okula yönlendirilmesi, yerinden edilmişlerin çocuklarının okula gitmeleri için gerekli hallerde burs olanaklarının sağlanması; yoğunluklu olarak yaşadıkları bölgelerde gençlerin meslek edinmeleri için mesleki kursların verilmesi, kadın okuryazarlığının ve iş yaşamına katılımının artması için kurslar düzenlenmesi gibi, sosyal ve ekonomik yaşama entegrasyonları için uygun önlemler alınmalı.
* Yerinden edilmişlerin kolayca ulaşabilecekleri sağlık ve psikolojik rehabilitasyon servisleri oluşturulmalı; bu servisler tamamen ücretsiz hizmet vermeli.
* Yerinden edilmişlerin yoğun olarak yaşadıkları kentlerin kenar semtlerinde altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi için gerekli tedbirler alınmalı. Yerel yönetimlere ek kaynak verilmeli.
* Toplumsal yaşamda ve kamusal alanda yaşanabilen ayrımcı uygulamalara karşı etkin önlemler alınmalı. (TK)