Karadeniz Haber gazetesi yazarı Orhan Can'ın "Bir yere kadar" yazısından, linç girişimiyle "Biz Mersin ve ona benzer illere benzemeyiz. Bizim için din, bayrak, vatan ve millet kutsaldır. Onlara en ufak bir zarar gelmesine müsaade edemeyiz. Bunun için yeri gelir can da verir, yeri gelir can da almaktan çekinmeyiz. Ona göre ayağınızı denk alın!" mesajı verildiğini savunuyor ve destekliyor.
Günebakış'ta yerel medya eleştirisi
Günebakış gazetesi, 11 Nisan'da, "Çifte Soruşturma-Trabzon'daki linç girişimi takip altında..." başlığıyla verdi. Haberde, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün tüm basın kuruluşlarından olayla ilgili yer verilen görüntüleri ve fotoğrafları topladığı ve üç milletvekilinin Trabzon'a giderek inceleme yapacağını duyuruyor.
Gazetede, "Neden Trabzon Seçildi?" başlıklı başyazıda ise, "Birileri Trabzon'un değerlere olan bağlılığını test etmeye kalktı" denilerek kent üzerinde "oyunların", Gürcistan Milli maçından sonra, kent insanının bayrağa karşı hassasiyeti olmadığı yönündeki haberler yayımlanarak oynandığını ve kent insanının aşağılandığı savunuluyor.
Başyazıda, çift yönlü olarak yaşanan provokasyonda, yerel televizyon kuruluşlarının çok kötü bir sınav verdiği belirtildi. Yazıda, "Gün boyu, 'Türk bayrağı yırttılar', 'Apo'nun resmini açtılar' propagandası yapıp akşam gerçekler ortaya çıkınca birbirlerini suçladılar. 'Uzunsokak kan gölüne dönseydi hesabını kim verecekti?' sorusunu birbirlerine çok geç sordular. Sonra suçlu arayıp birbirlerini ayıpladılar" deniliyor.
Yazar Sinan Kutay'ın "Naklen Linç..." başlıklı yazısı ise, söz söyleme hakkını kullanan kişilere karşı şiddetin kullanıldığını aktarıyordu.
Can : Ayağınızı denk alın!
Kentte yayın yapan "Karadeniz Haber" gazetesi ise, "Ateşle Oynanıyor!" başlıklı haberde, linç girişimini protesto edenlere karşı "Türk bayrağınız neden yok" sözleri ile atılan sloganlara yer verildi. Haberde İnsan Hakları Derneği Trabzon Şubesi'nin basın toplantısı ile saldırıyı kınadığına yer verildi.
Ancak gazetenin köşe yazarları, TAYAD'lıların protestosuna şiddet kullanılarak engel olunması karşısında farklı yaklaşımlar gösteriyorlar.
Orhan Can'ın "Bir yere kadar" yazısından, "Bana göre Trabzon gelmesi muhtemel anarşiye karşı olan tepkisinin tatbikatını yapmıştır bu linç girişimiyle. Ki, iyi de yapmıştır" diyor.
Yazar, linç girişimiyle bir mesaj verildiğini savunuyor ve şöyle devam ediyor : "O şer odaklarına demiştir ki: Biz Mersin ve ona benzer illere benzemeyiz. Bizim için din, bayrak, vatan ve millet kutsaldır. Onlara en ufak bir zarar gelmesine müsaade edemeyiz. Bunun için yeri gelir can da verir, yeri gelir can da almaktan çekinmeyiz. Ona göre ayağınızı denk alın! Yani, ileride meydana gelmesi muhtemel ölüm olaylarının da önüne geçmiş olunuyor böylelikle. Böylesine aslan yüreklilere saygı duyulmaz mı? Sizi yürekten kutluyorum Sayın Trabzonlular! Bize yaşattığınız gururu bilemezsiniz. En azından bize şöyle seslenmiş oldunuz: Biz Karadenizliler var olduğumuz müddetçe ne bu vatan toprağını çiğnetiriz ve ne de kutsal saydığımız şeylere kimsenin dokunmasına müsaade ederiz".
Turgut : Sivil toplum ve devlet araştırsın
Gazetede bu görüşü savunmayan yazarlar da var : Yusuf Turgut'un "Geç Kalınmamalı!" yazısı ise, işsizlik ve benzer gerekçelerin bir etken olabileceğini ancak yaşananların boyutunun daha büyük olduğunu, olayları tahlil etmek gerektiğini savunarak, "İnanıyorum ki, Trabzon'da bir an önce bir uzlaşma zemini oluşturulmalı" diyor.
Çalışmaya, bilinen 5 büyük örgütün yanında KESK, KAMU-SEN, İHD, MAZLUM-DER ve TÜRK OCAKLARI, KASİYAD gibi sivil toplum örgütleri de dahil edilmesi gerektiğini savunan Turgut, hatanın bulunması ve irdelenmesini öneriyor.
"Uzun Sokaktaki infial çok sıcakken, TAYAD üyeleri neden yeni bir eylem yapma ihtiyacı duymuştur?" diye soran Turgut, "Bu kent halkının kendince öncelikli sorunları vardır. Trabzon bu yükü taşıyamaz" diyor.
Turgut, yazısında olayın yetkililerce de araştırılması ve önlem alınmasını istiyor.
Yazar, "Çatışmanın temelindeki sorun ekonomik mi, siyasi mi, dış merkezli mi, yoksa Türkiye'nin çatışma ortamına sürüklenmesine dair adımlar mı?.
Ya da aniden gelişmiş olaylar mı?" diye de soruyor. (EÖ/TK)