Günümüzde gazetecilik, bağımsız ve özgür bir şekilde icra edilmesi en zor mesleklerden biri haline geldi.
Ekonomik ve siyasi baskılar, özellikle yerel gazetecilerin üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor. Hukuki engeller ve toplumsal önyargılarla mücadele etmek zorunda kalan yerel gazeteciler, mesleki bağımsızlık ve etik ilkelerini korumak için çetin bir mücadele veriyor.
12 yıllık deneyimiyle gazeteci Evren Demirdaş, Sözcü’nün Elazığ temsilcisi. Bugüne kadar yaptığı haberlerden dolayı birçok soruşturma geçirdi, hakkında davalar açıldı.
Yerelde, ulusala çalışmanın farklı zorlukları olduğunu belirten Demirdaş, yaptığı haberlerle zülfü yâre dokunmaktan çekinmediğini söylüyor. Bu nedenle de sık sık yargı tacizine uğradığını anlatıyor:
“Mesleğimizi profesyonel olarak ifa etmeye çalışıyorum. Haber değeri olan her şeyi çekinmeden kaleme alıyorum. Haberlerimde doğruluk ve ispatlanabilirlik en önemli kriterim. Ancak yerelde güçlü ahbap-çavuş ilişkileri can sıkıcı. Siyasi baskı görüyorum. Sık sık üstü kapalı tehditler alıyorum.
Bir de bunun üstüne özellikle dezenformasyon yasası sonrasında hakkımda açılan soruşturma ve davalarla uğraşıyorum. Haber doğru bile olsa olayı niteliksizleştirmek, gözümü korkutmak için açılan davalar oluyor. Ancak yaptığım her haberin arkasındayım.”
Demirdaş’a bugüne kadar yedi soruşturma açılmış. Devam eden yargı süreçleri var. Ona göre doğru habercilik muhalif olmak anlamına gelmiyor. Yanlışı dile getiren gazetecilerin haksız bir şekilde "muhalif" olarak yaftalandığını belirten Demirdaş, gazeteciliği onurlu bir meslek olarak tanımlıyor. “Türkiye’de şu an gazetecilik yapmak herkesin harcı değil’ diyor.
Kadın gazeteci olmak daha zor ama meslek bir tutku
Elazığ’da haftalık Siyasi Nabız Gazetesi gazetesinin imtiyaz sahibi olan Dilan Tuğba Macit gazeteciliği tutkuyla yapan bir isim. Ancak yerelde kadın bir gazeteci olmanın cinsiyetçi önyargılar ve fırsat eşitsizlikleri nedeniyle daha fazla özveri gerektirdiğini söylüyor:
“Elazığ’da yıllardır bağımsız gazetecilik yapıyorum. Bir kadın gazeteci olarak yerelin en büyük sorunu cinsiyetçi önyargılar. Hemen ardından da fırsat eşitsizliği, erişim sorunları ve mesleki dayanışma eksikliği geliyor.
Haber kaynaklarına erişim kadın olunca zorlaşıyor ve mesleki yeterliliğimiz sorgulanıyor. Bazı çevrelerde kadınların gazetecilik mesleğinde yeterince etkili olamayacağına dair algılar hâlâ var.
Ayrımcılık ve fırsat eşitsizliği de kadın gazeteciler arasında çok yaygın. Hem sahada hem de ofis ortamında kendimizi daha fazla kanıtlamak zorunda kalıyoruz. Meslekte yükselme ya da kritik görevlere atanma konusunda kadınların önünde görünmez bariyerler olabiliyor.”
Yerelde siyasetin etkisinin oldukça yoğun, özellikle ekonomik kaygı ve kişisel ilişkilerin haberciliği doğrudan etkilediğini de anlatan Maçit sözlerinin tehdit edildiğini anlatarak bitiriyor:
“Bazı haberlerden dolayı baskı ve tehditlerle karşılaştım. Bu süreçler kişisel dayanıklılığımı zorladı, ancak bağımsız gazetecilik ilkelerimden ödün vermedim. Tüm zorluklarına rağmen, kadın gazeteci olarak toplumda fark yaratma gücüne inanıyorum.
Ancak ben yerelde kadınların sesi olmayı bir görev ve motivasyon kaynağı olarak görüyorum. Tüm bu zorluklara rağmen bağımsız habercilik ilkelerinden taviz vermeden çalışıyorum.”
Siyasi baskıyla işten çıkartılmak
elaziggercekleri.com’un imtiyaz sahibi Faik Akgün de yaptığı haberler nedeniyle baskı gören ve tehdit edilen bir başka gazeteci. Akgün yerelde gazetecilik yapmanın büyük bir sabır gerektirdiğini anlatıyor:
“Gazetecilikte artık ulusal veya yerel diye bir ayrım olduğunu düşünmüyorum ancak Elazığ sosyolojik olarak zor bir coğrafya. Anadolu’da eleştiri kültürü tam anlamıyla gelişmediği için haberlerimiz genellikle bir hakaret unsuru olarak algılanıyor. Ayrıca haber yaparken alışılagelmiş bültenciliğin dışına çıktığım için duyulan bir rahatsızlık olduğunu da biliyorum. Yerel medyada örgütlü bir yapının eksikliği, bağımsız gazetecilik için büyük bir engel oluşturuyor.”
Akgün yaptığı haberler nedeniyle politik baskıyla iki kez işten çıkartılmışlığı var. Kendi yayın platformunu kurarak bağımsız habercilik yapmayı sürdüren Akgün, tehditlere ve işsizlikle mücadeleye rağmen gerçeği anlatmaktan asla vazgeçmeyeceğini belirtiyor:
“Tıp öğrencisi Enes Kara’nın cemaat yurdunda intiharının ardından işten çıkartıldım. Bir sürelik işsizliğin ardırdan işe başladığım bir başka gazeteden de zabıtaların seyyar satıcılara müdahalesini haber yaptığım için atıldım.
Bağımsız gazetecilik yapma imkânını Elazığ'daki mevcut basın kuruluşlarında mümkün olmadığını gördüğüm için kendi yayın kuruluşumu oluşturdum. Halkın gerçekliğini onlara göstermekten vazgeçmeyeceğim.
"Dürüst habercilik, zorluklarla karşılaşma riskini en aza indirmektedir"
Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti (FHGC) Başkanı Serkan Gürtürk de Elazığ’da yıllardır faaliyet gösteren haftalık Haber Ayrıntı gazetenin imtiyaz sahibi.
Yerel medyada siyasetin etkisinin yoğun olduğunu ve ekonomik kaygıların bağımsız haberciliği zorlaştırdığını belirtiyor. Gürtürk, dürüst haberciliğin önemini şu şekilde ifade ediyor:
"Haberciliğimizi 5N1K prensibine göre, tarafsız ve etik bir şekilde yürütüyoruz. Kişilik haklarına saygı duyuyor, hakaret ve iftiradan uzak duruyoruz. Geçmişte tehdit, kaba kuvvet ve dolaylı gözdağı gibi durumlarla çok karşılaştım. Suç duyurusu, dava ve ifade verme süreçleri yaşadım. Ancak işimi doğru ve tarafsız bir şekilde yaptığım için tüm bu zorlukların üstesinden geldim. Dürüst habercilik, zorluklarla karşılaşma riskini en aza indirir."
Yerel gazetecilerin çoğu zaman sınırlı kaynaklarla çalıştığını belirten Gürtürk, yerel medyanın ekonomik bağımsızlık sağlamadaki zorluklarına dikkat çekiyor:
“Toplumsal kutuplaşma, özellikle siyasi erklerin de etkisi ile bugün hemen her kurum ve toplulukta karşımıza çıkıyor. Medyada da bu kutuplaşmayı yandaş ve muhalif olarak görmekteyiz. Bunun yerele yansıması da ekonomik oluyor. Reklam gelirleri genelde yerel yönetimlere veya belli kurumlara bağımlı. Bu durum haberlerin üzerinde baskı oluşturuyor.”
(HA)