"Adaylar kente, bölgeye katkı verebilecek kişiler olmalı. Adaylar kendilerini çok iyi tanıtmalı. Seçmenler partiye değil, kişilere, özgeçmişlerine, ne yaptıklarına bakmalı; araştırmalı. Adaylar kente ne katacaklarını net bir şekilde ortaya koymalılar."
bianet'in görüştüğü Özden, adaylara "Ne amaçla yönetime aday oluyorsunuz" diye sorulması gerektiğini, kent yönetiminin kritik alanlarında ayrıntılı sorular sorulması gerektiğini dile getiriyor:
1. Adaylara 'Neyi yanlış görüyorsunuz' sorusu sorulmalı. Ana sorunları nasıl tanımlıyorlar?
2. Somut çözüm modelleri nedir? Artık yalnızca sorunu ortaya koyan bir yönetim anlayışı yok. Somut çözüm üretecek yerel yönetim anlayışına gerek var.
3. Çözüm modelini uygulama araçları neler? Adayların vaatlerinin ayağının yere basmasını sağlayacak sorular sorun: Önerdiği çözümün mali kaynakları neler? Hangi yönetim modeliyle uygulanacak? Örgütlenme yapısı ne olacak?
Kritik konular
Özden'e göre, hemen her kent için geçerli olan sorun alanlarında, seçmenler mutlaka ayrıntılı bilgi almayı zorlamalılar. Bu alanlardan bazıları şöyle: Ulaşım, su yönetimi, konuta yaklaşım, su havzaları, orman, kıyı, özel çevre koruma, turizm, doğal yaşam alanları.
Meclisleri ve muhtarlıkları azımsamayın
29 Mart'taki yerel seçimde seçmenler belediye meclislerine ve muhtarlıklara da karar verecek. Özden, seçmenlerin meclislere kimi seçtiklerini genelde önemsemediklerini, oysa bunun çok önemli olduğunu söylüyor.
"Kentle ilgili birçok kritik kararı meclisler verir. Yanlış kararların sonuçlarını biliyoruz. İstanbul'da Dubai kuleleri kararı, Bodrum'u mahveden kıyı kararları, birçok yerde madenlerle ilgili kararlar hep meclislerden çıktı. Bu yüzden meclislere girenlerin formasyonuna dikkat etmek gerek."
Özden meclislerin gündemine giren kararların çoğunun aslında uzmanlık gerektiren alanlarda olduğunu, bu nedenle seçildikten sonra meclislerin de eğitimden geçmesi gerektiğini düşünüyor.
Meclis birçok partiden ya da bağımsız bireyden oluşuyor. Yani, yönetimin gündeme getirmediği konuları gündeme getirmek burada mümkün.
Özden, genellikle nüfus kağıdı örneği, ikametgah veren kurumlar gibi görülen muhtarlıkların "yerelleşmenin en önemli ayağı" olduğunu söylüyor. "Muhtarlıklar kendi alanında verilecek kararlarla ilgili halkı örgütleyen, katılımı teşvik eden yapıda olmalı" diyor.
Belediye Kanunu'na göre muhtarın görevleri şöyle:
"Mahalle sakinlerinin gönüllü katılımıyla ortak ihtiyaçları belirlemek, mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek, belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerini yürütmek, mahalle ile ilgili konularda görüş bildirmek, diğer kurumlarla iş birliği yapmak." (TK)