Bildirge, "ifade özgürlüğü" ve "basın özgürlüğünün" insan temel hak ve özgürlüklerinin omurgası olduğunu hatırlattı; gazetecilik mesleğinin kimsenin çıkarlarına göre yapılamayacağı belirtti.
Sansür ve oto sansür mücadelesi desteklenmeli
Bildirge, gazetecilerin ifade özgürlüğü, demokratik, sosyal hukuk devletinin ve demokrasinin korunması için görevlerini yerine getirirken baskı, şiddet, tehdit, kötü davranış ve sınırlandırmalara hedef olmaması gerektiğini vurguladı.
Medyanın bağımsızlığının korunması ve siyasal makamlarca müdahale edilmemesi esasını hatırlatan bildirgede, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün insan temel hak ve özgürlüklerin omurgası olarak kabul etmek gerektiği ifade edildi.
Çıkar amaçlı seçim gazeteleri engellenmeli
Bildirgede yer alan diğer tespitler şunlar oldu:
* Gazetecilerin yargılanmasına neden olabilecek yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki ifade özgürlüğüne aykırı tüm düzenlemelerin uygulamalar gözden geçirilmeli, değiştirilmeli,
* Yerel medyada basın kuruluşları malî bakımından güçlendirilmeli,
* Tekelleşme önlenmeli, yabancı sermaye sınırlandırılmalı,
* Gazeteciliğin kişisel çıkarlar için kullanılması, seçim dönemlerinde ortaya çıkan ve naylon gazetelerin yayınlanması önlenmeli,
* Gazeteciler, 212 sayılı yasaya göre çalıştırılmalı ve yasal iş güvenceleri sağlanmalı,
* Yerel medya için resmî ilân dağıtımı hak ve adalete uygun biçimde yapılmalı,
* 195 sayılı Kanunu'nun yerel yöneticiler tarafından uygulanmasıyla; gazeteler ve gazeteciler üzerinde ilân gelirleri vasıtasıyla baskı kurmaya veya görev yapmalarını engellemeye yönelik uygulamalar önlenmeli.(AÖ/EÖ)