Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova kentlerinden 26 gazeteci ve İletişim Lisesi'nden 15 öğrencinin katıldığı Seminerde, yerel haberciler 1 Nisan'da yeni Ceza Yasası' nın yürürlüğe girmesinden duydukları endişeyi dile getirdiler.
Semineri ilk günü, Proje Koordinatörü Ertuğrul Kürkçü'nün, proje hedeflerini anlatması ve Medya Gözlem Masası Yönetmeni Erol Önderoğlu'nun basın ve iletişim özgürlüğü kapsamında geçmişte yapılan ve süre giden çalışmaları anlatması ile başladı.
Dursun : Çare vicdanla muhasebe
Tanıtımın ardından Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Dr. Çiler Dursun, "Medyanın Açmazları, Yeni Habercilik Arayışları ve Sorumlu Gazetecilik İlkeleri" başlıklı sunumunda, toplumdaki hiyerarşik yapılanmanın habercinin diline de yansıdığını, her bir haber incelendiğinde bu güç-iktidar ilişkilerinin ortaya çıktığını belirtti.
Dil kullanımının aynı zamanda hayatta bir gerçekliğe de karşılık geldiğini ifade eden Dr. Dursun, "Kaleminize engelleyecek ilişkilerin önüne geçmenin tek yolu gazetecinin kendi vicdanıyla muhasebesinden geçiyor" dedi.
Sunum, habercilerin bölgelerinde karşılaştıkları zorluk ve baskılarla mücadele etmenin zorluklarını gösteren örneklerin tartışılmasını sağladı.
Gazeteciler haberciliği örneklerle tartıştı
Verilen aranın ardından NTV televizyonundan Oğuz Haksever, Radikal gazetesinden Murat Çelikkan ve Açık Radyo eski Yayın Koordinatörü Şerif Erol'un yönettiği "Haklara Dayalı Habercilik Örnekleri" sunumları, medyada çıkan haberlerin haklar ekseninden tartışılmasını da sağladı.
Haksever, televizyonun dili üzerinde durduğu sunumunda, görüntünün grameri konusundaki temel ilkeleri dile getirdi. Televizyon haberciliğinin giderek zaman ve rekabet dolayısıyla basitleşmeye yönelmeye başladığına dikkat çeken Haksever, o nedenle, görüntünün değerinin yükseldiğine işaret etti.
Çelikkan, insan haklarını gözetme görevi bulunan medyanın, kendi kullandığı söylemle bizzat insan haklarının ihlaline yol açtığını söyledi. Basında çıkan haberlerin tartışılmasını sağlayan Çelikkan, medyada yapılan yanlışlara "zanlı-sanık-suçlu" kavramlarını örnekler arasında verdi.
Gazeteci, insan haklarının haberleştirilmesi ile kazanılan güvenilirliğin, bir haberin yanlış çıkmasıyla büyük zarar görebileceğini söyledi.
Radyonun ayırt edici olan özelliklerini aktaran Erol, radyoda haber kurgusunun dinleyicilere etkisi açısından önemine değinerek bundan insanın kendini geliştirilmesinin önemli rol oynadığını söyledi. Taraf olmamanın imkansızlığına inandığını ifade eden Erol, haberin radyo için bir prestij kaynağı olduğunu bildirdi.
Tosun : Sadece Vali ile hak haberciliği olmaz
Seminerin ikinci gününde ise, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Gülgün Tosun, "Hak Mücadelelerinin Haber Değeri" başlıklı sunumunda, hem Türkiye'de insan hakları örgütlerinin kısa geçmişi hatırlattı hem de basının insan hakları mücadelesine ilgisizliğini eleştirdi.
Yard. Doc. Dr. Tosun, "Ulusal medya gelin-kaynana programlarına yer vererek kamusal alanı ihmal etmesi gibi, yerel medyanın sadece Vali, Kaymakam açıklamaları, resmi açılışlar gibi haberlere yoğunlaşması da gerçek rolü dikkate alındığında bir yanlıştır" dedi.
Ulusal medya gibi yerel medyanın da yeni Ceza Yasası konusunda geç kaldığını açıklayan Tosun, yeni yasaların polisin gücünü elinden alacağını haberleştiren yerel medyanın, yine kamu adına kendisinin yaptığı görevin kısıtlanacağının pek farkında olmadığını aktardı.
Köker : Haberci nerede "ihlal" olabileceğini bilmeli
"AB Sürecinde Kadın, Çocuk, Azınlık Haklarında Yeni Düzenlemeler" konusunu işleyen Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Köker ise, "Mesleğin rutini içerisinde medya, hak ihlallerinin nerede gerçekleştiği konusunda sürekli bir canlılık içerisinde olmadı" dedi.
Medyada sanki Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin zoruyla bir takım reformları gerçekleştirdiği vurgusu yapıldığını söyleyen Prof. Köker, AB'ye üyelik iradesinin Eylül 1956'ya dayandığını ifade etti.
Ceza Yasalarının 6-7 ay değil, 8 yıl gibi kısa sürelerde de çıkarılamayacağını açıklayan Prof. Köker, yasanın net olmayan maddelerine "Türklüğe hakaret" ve "hakaret" maddelerini örnek gösterdi.
Seminerin kapanış toplantısında söz alan Proje Danışmanı Nadire Mater de, medya işini doğru yapmadığı için hak haberciliği, yurttaş haberciliği gibi kavramların geliştirildiğini söyleyerek, haklara saygılı yayıncılık yapmak için medyanın cesaret göstermesinin önemine işaret etti ve işbirliği olanaklarını anlattı.
Seminer katılımcıları
Bursa Semineri'ne katılan haberci ve akademisyenler : Ali Osman Ata (Genç Bayrak- Balıkesir), Ayfer Balyalı (Radyo Bester-Balıkesir), Ergun Özmen (Yeni Pazar Gazetesi-Bilecik), Fuat Delibaş (Öğrenci Postası-Bursa), Mahmut Uçakcan (Dost FM-Bursa), Sinan Unuak (Güneş FM-Bursa), Alper Ufukesen (Körfez FM- Bursa), Mehmet Şahin (Radyo 1001-Bursa), Rüstem Avcı (Radyo En-Bursa), Barış Keskin (Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi), Oya Özgüler (Yerel Gündem 21-Bursa), Fatma Can (Radyo Boğaz-Çanakkale), Mesut Demir (Burası Çanakkale), Sibel Kıraç (Boğaz Gazetesi-Çanakkale), Kamil Yeşilfiliz (Biga Doğuş Zirve-Çanakkale), Salim Başol (Olay Gazetesi-Çanakkale), Mukadder Yeşilfiliz (Biga Doğuş Gazetesi-Çanakkale), Sadettin Arslan (Radyo Çan-Çanakkale), Aydın Aker (Havsa Batı Ekspres (Edirne), İsmail Kadı (Yeni Haber-Kocaeli), Suat Arı (Orhangazi Güncel-Orhangazi), Naci Akyazı (Trakya Gazetesi (Tekirdağ), İsmet Özbay (Manşet Gazetesi-Yalova), Abdullah Ünsal (Yenipazar Gazetesi-Bilecik), İlker Uykal (Olay TV-Çanakkale), Hanifi Kurt (Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi-İzmir).
Ayrıca, İletişim öğrencilerinden Dilara, Merve, Erke, Miray, Feride, Merve, Betül, Tuğçe, G.Çisel, Hülya, Serhat, Umut, Gamze, Neşe ve Utku da, yerel haberci ve akademisyenlerle birlikte seminere renk kattılar.