Seminere, Akdeniz bölgesinden dört ilden 20'yi aşkın yerel gazete, radyo ve televizyon habercisi katıldı.
Mersin Gondol Otel'de gerçekleştirilen seminerde buluşan yerel haberciler, Mersin'de yaşanan bayrak yakma girişimi ve olayın arkasından ortaya "bayrak krizi"ni tartıştılar ve 1 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni Ceza Yasası'ndan duydukları endişeyi dile getirdiler.
Mersin Radyo Ses çalışanlarından Famiha Aslan,Mersin'deki bayrak yakma girişiminin ardından ortaya çıkan krizin bu kadar büyümesinde Mersin'deki yerel basının da katkısı olduğunu belirterek, Mersin'deki bazı gazeteler, "Bu yanlarına kar kalmayacak"manşetleri atarak gündemde kalmaya çalıştılar dedi.
Mersin Metropol Radyo'dan Recep Yıldırım ise bayrak yakma girişiminin ardından söylendiği şekliye Mersin'de gergin bir ortamın bulunmadığını belirterek, "Olayın başında tüm Türkiye Mersin'e odaklanmıştı, şimdi Mersinliler Türkiye'de olup biteni izliyorlar. Mersin'de de her iki taraftaki olaydan rant elde etmek isteyen milliyetçiler dışında insanların işinde gücünde" diye konuştu.
Yerel haberciler, bayrak krizine ilişkin tartışmasında yerel medyanın da yaygın medyaya uyarak olayda taraf olduğu doğru soruları sormayı unuttuğu konusunda birleştiler.
Seminerin Programı "Medyanın Açmazları ve Yeni Habercilik Arayışları ve Sorumlu Gazetecilik İlkeleri", "Avrupa Birliği Sürecinde Kadın, Çocuk, Azınlık Haklarında Yeni Düzenlemeler", Hak Mücadelelerinin Haber Değeri" ve "Yerel Medya Haberciliğini Anlatıyor" başlıklı sunuşlardan ve katılımcıların gazete, radyo ve TV çalışanları olarak üç ayrı grupta gerçekleştirdikleri "Haklara dayalı habercilik örnekleri" atölyelerinden oluştu.
Mersin, Antalya, Hatay ve Karaman'dan yerel habercilerin katıldığı seminerde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Dr. Çiler Dursun, Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Levent Köker, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Doç. Dr. Gülgün Tosun ile NTV'den Oğuz Haksever, Radikal gazetesinden Murat Çelikkan, Açık Radyo eski yayın koordinatörü Şerif Erol sunuş yaptılar.
"Medyada muhaliflerin görünürlüğü iktidarın kontrolünde"
Seminer Proje Danışmanı Nadire Mater'in, proje hedeflerini anlatması ve BİA tarafından sürdürülen çalışmaları hakkında katılımcıları bilgilendirmesiyle başladı.
"Medyanın Açmazları, Yeni Habercilik Arayışları ve Sorumlu Gazetecilik İlkeleri" başlıklı oturumda konuşan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Dr. Çiler Dursun, haberlerin ve haberciliğin ideolojik örüntülerini ve kodlamalarını yaygın medya haberciliğinden verdiği örneklerle anlattı.
Dursun, haberin negatif olduğu ölçüde kendisine daha çok yer bulduğunu ve ilgi gördüğünü, olumsuz haberleri izleyenlerinde kendilerini ayrıştırma yolunu seçtiklerini söyledi.
Dursun, yaygın medyanın iktidarla ve güç odaklarıyla sorun yaratmayacak bir habercilik anlayışı içerisinde olduğunu ve bu ilişkinin bir sonucu olarak, muhalifin görünürlüğünün de iktidarın kontrolünde olduğuna dikkat çekti.
Dursun yaptığı haber analizlerinde, haberlerin ideolojik kodlarla örülüşüne dikkat çekerek, haber dilinin olayı, mağduriyeti normalleştirdiğini ve habere konu olanların toplumsal yerinin, cinsiyetlerinin, sınıflarının haberin dilini de belirleyicisi olduğunu örnekler üzerinden anlattı.
Dursun,haber dilinin toplum tüm kesimlerinin dilini çevrelediğini belirterek mikrofon uzatıldığında çocukların bile haber diline gömüldüğünün görüldüğünü söyledi.
"Gazeteci habere şüpheyle bakmalı"
Seminerin ilk günün öğleden sonraki oturumunda "Haklara Dayalı Habercilik Örnekleri", radyo televizyon ve gazete atölyelerinde tartışıldı.
İstanbul Açık Radyo'nun eski yayın koordinatörü Şerif Erol'un yürüttüğü radyo atölyesinde, haberin radyo yayıncılığındaki önemi ve Mersin'deki bayrak yakma girişimi ve sonrasındaki olaylara gazeteci olarak nasıl yaklaşılması gerektiği üzerinde duruldu.
Haberin her radyoya prestij getireceğini söyleyen Erol, atölyede tartışılan "taraf olmak ve nesnellik" kavramlarına da kapsayıcı bir açıklama getirdi.
Taraf olmamanın imkansızlığının altını çizen Erol, habercinin şüpheci olmasının ve nesnelliğinin önemine dikkat çekti.
Hak haberciliğinin, seslerini duyuramayanlara taraf olmayı getirdiğini belirten Erol, "Temsil etmediğiniz, diğer taraflar da size kayıtsız kalamıyorlarsa, prestijiniz artar" dedi.
"Görüntünün değeri her geçen gün artıyor"
NTV'den Oğuz Haksever'in yürüttüğü TV atölyesinde de, hak haberciliğinin niteliğini artıracak temel TV haberciliği yaklaşımları üzerinde duruldu.
Televizyonun dili üzerinde durduğu sunumunda, görüntünün grameri konusundaki temel ilkeleri anlatan Haksever, katılımcılardan gelen istek doğrultusunda bir haber programı hazırlanırken dikkat edilmesi gereken konuları yerel habercilerle paylaştı.
Televizyondaki "söyleme göster" ilkesini haberi örnekleriyle açıklayan Haksever, televizyon haberciliğinin giderek zaman ve rekabet dolayısıyla basitleşmeye yönelmeye başladığına ve bu nedenle, görüntünün değerinin yükseldiğine dikkat çekti.
Haksever, katılımcılara haber dilinde yalınlık, somuta indirgeme, olumlu cümlelerle anlatım, etken cümlelerin tercihi ve anahtar sözcüklerin kullanımına dair temel bilgiler aktardı.
"Gazeteciler vatansever olmak zorunda değil"
Radikal gazetesi yazarı Murat Çelikkan'ın basın atölyesinde, hak haberciliğinin genel bağlamı, haberin dilini nasıl belirlediğini, hak haberciliğinin önündeki engeller ve 1 Nisan'da yürürlüğe girecek TCK ile gazetecilere getirilen kısıtlamalar tartışıldı.
Basın haberlerinden örnekler üzerinde durularak, hararetli tartışmalarla yürüyen atölyenin en sıcak konuları; yaşam hakkı, habercinin haklara yaklaşımını etkileyebilecek yasal düzenlemeler, patronaj ilişkileri, tabular ve otosansür oldu.
Haklara ilişkin tutumlarımızın konuya göre nasıl değiştiğini, katılımcıların tartışmalarıyla örnekleyen Çelikkan, özellikle cinsiyet ve azınlık hakları konusunda, yaklaşımın ne denli değişken olabileceğini gösterdi.
İnsan haklarını gözetme görevi bulunan medyanın, kendi kullandığı söylemle bizzat insan haklarının ihlaline yol açtığını söyleyen Çelikkan, "bayrak krizine" ilişkin haberlerin sunumunda gazetecilerin doğru soruları sormaktan uzak durup taraf olmayı seçmelerini eleştirerek, "Gazetecilerin görevleri arasında 'vatan sever' olmak gibi bir zorunluluğun bulunmadığını" söyledi.
Hak haberciliğine ilişkin yaygın medyada yer alan olumlu ve olumsuz örnekler gösteren Çelikkan, "zanlı-sanık-suçlu" kavramlarının yanlış kullanımından kaynaklı haberciler tarafından yapılan hak ihlallerine de işaret etti.
Atölye çalışmalarının bitiminde yapılan değerlendirmede, eğitmenler, yaşama hakkının odakta yer almasının altını bir kez daha çizerken, hak ihlali haberleri yapılırken "mizansen" oluşturmanın olumsuz sonuçlarına da değindiler.
"Tabulara dokunmak gerekiyor"
Seminerin ikinci gününde, Atılım Üniversitesi'nden Prof. Dr. Levent Köker AB sürecinde kadın, çocuk ve azınlık haklarında yeni düzenlemeler ve 1 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni Türk Ceza Kanunu'nu anlattı
Medya hak ihlallerinin nereden çıktığını takip etmiyorsa, yasalar çıktığıyla kalır" diyen Köker, TCK mevcut çelişkileri giderilmeden yürürlüğe girmesi durumunda ortaya çıkan aksaklıklardan toplumun haberdar olamayacağını söyledi.
Köker, yerel habercilere, negatif (yaşam hakkı gibi varoluşsal haklar), pozitif (haklarımızı kullanmak için gereken araçları talep etme hakkı) ve aktif statü haklarını (siyasi katılım hakkı) olan üç temel hak kategorisi hakkında bilgi verdi.
TCK'da olumlu gelişmelere karşın ifade özgürlüğü alanında sınırlamalar bulunduğunu anlatan Köker, eşitlikçi bir perspektifin oluşması için tabulara dokunmak gerektiğini söyledi.
Köker, ceza kanunun devrimci bir anlayışla hazırlanması gerekliliğine karşın yeni TCK'nın bu anlayıştan çok uzak olduğunu ve gerekçeleriyle içeriğinin çeliştiğini söyledi.
"Medya polise zedelenen itibarını iade etmekte gecikmiyor"
Ege Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr Gülgün Tosun da "Hak mücadelelerinin haber değeri" başlıklı sunumunda Türkiye'de insan hakları örgütlerinin kısa geçmişini ve basının insan hakları mücadelesine ilgisizliğini anlattı.
"Medyayı 4. kuvvet olarak tanımlamanın, onu kaçınılmaz olarak iktidarla ilişkilendirdiğini" söyleyen Tosun, buna karşı "müzakereci demokrasi" içerisinde, "kamusal alanın bir parçası olarak medya"kavramının kullanılmasının daha doğru olacağını söyledi.
Hak haberciliğinin medyanın turnusol kağıdı olduğunu söyleyen Tosun, "Biz tartışmadığımız sürece, oluşan boşluğu siyasal iktidar dolduruyor" dedi.
Hak bağlamına oturtulmadığı için insan hakları haberlerinin münferit olaylar olarak gösterilmesinden kaynaklı yaklaşım sorunlarının bulunduğuna dikkat çeken Tosun, medyanın 6 Mart'ta polisin kadınları dövmesine ilişkin örnekleri nasıl kullandığını anlattı.
Polisin imajını zedeleyen bu haberlerin hemen ardından polisi olumlayan haberlerin yapıldığına dikkat çekerek, "Medya bu şekilde polisin zedelenmiş itibarını iade etmiş oluyor" dedi.
Seminerin sonunda yapılan değerlendirme toplantısında söz alan Proje Danışmanı Nadire Mater, bianet'in hangi kriterlere göre hazırlandığını ve yapılan haberlerde nelere dikkat edildiğini anlattı.
Bianet ile yerel medya arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Mater, "Medya işini doğru yapmadığı için hak haberciliği, yurttaş haberciliği gibi kavramların gelişiyor. Haklara saygılı yayıncılık yapmak için işbirliği olanaklarını iyi kullanmak ve cesur olmak gerekiyor" dedi.
Mater,yerel habercilerin yeni TCK ile "haber yapamayacağız" şeklindeki kaygılarına ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Gazeteciler suskun kalarak yasaların bu şekliyle çıkmasına izin verdiler. Fakat haber yapamayacağız gibi bir yaklaşım kabul edilemez. Biz gazetecilere düşen bu maddelerin değiştirilmesi için mücadele etmek, ve doğru bildiğimiz şeklide haber yapmayı sürdürmektir".(KÖ/EÜ)
Seminer katılımcıları
ANTALYA
Avni Gelendost (Akdeniz Haber Gazetesi), Mehmet Yılmaz (Manavgat'ın Sesi Gazetesi), Doğan Sönmez (Venüs Radyo)
HATAY
Şevki Güneş (Atayurt Gazetesi), Şahiye Say (Samandağ Gazetesi), Zafer Sarı (Ekspres)
İSKENDERUN
Ersen Korkmaz (Demokrat Gazetesi)
KARAMAN
Arif Kerem Yavuzaslan (Karamanın Sesi gazetesi), Ali Ünlüer (Anadolu Basın Birliği Başkanı ), Ali Ünlüer (KGRTV)
MERSİN
Seyrani Solugan (Sokak Dergisi), Abidin Yağmur (İMECE Gazetesi), Selahaddin Veysanoğlu (Radyo Akdeniz), Recep Yıldırım (Radyo Metropol), M.Can Toprak (Radyo Ses), Famiha Aslan (Radyo Ses), Beycan Üçkardeşler (San Radyo-TV), Münevver Özgenç (KADER), Nesrin Temur (Bağımsız Kadın Derneği), Elif Zülfükaroğlu (Uçan Süpürge), Raşit Doğan (Radyo Metropol), Nurhan Öztan (KADER), Vildan Soydemir (KADER), Sevda Veysanoğlu (Radyo Akdeniz), Gamze Açıkgöz (Radyo Akdeniz), Mihriban Amenoğlu (İmece Gazetesi/Birgün Gazetesi)