Hükümetin hızla yasalaştırmaya çalıştığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı, bütün çocukları, yani 18 yaş altındaki herkesi prim ödeme zorunluluğu olmaksızın sağlık güvencesi kapsamı içine alıyor.
bianet'in görüştüğü Türk Tabipleri Birliği (TTB) Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu üyesi Dr. Osman Öztürk bunun tasarıdaki belki "tek olumlu düzenleme" olduğunu söylüyor. Ama yeni sorunlarla birlikte.
Kayıt dışındakilerin çocukları için olumlu
Bu düzenlemenin olumlu yanı, sosyal sigorta kapsamı dışında kalan, kayıt dışı olanların çocuklarını da herhangi bir prim ödemeksizin sağlık güvencesi kapsamına alması. Öztürk "Sosyal Sigortalar, Bağkur ve Emekli Sandığı kapsamındakilerin çocukları zaten mevcut düzenlemede güvence altındaydı" diyor.
Katkı payı çocuklar için de geçerli
Yasanın öngördüğü katkı payları çocuklar için de geçerli olacak. Ayakta muayenede 2 YTL, ilaçlarda ve protezlerde yüzde 10-20 ek para ödenmesi söz konusu.
Öztürk "Son taslakta idareye ayakta muayene katkı payının beş katına kadar çıkarabilme yetkisi verildi" diye ekliyor.
Tasarıya göre Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) koruması altındaki çocuklar için katkı payı uygulaması geçerli değil. Bu mevcut düzenlemede de böyle.
Özel sağlık sigortasına teşvik yoksulları dışlamak demek
Öztürk tasarıdaki özel sağlık sigortasına teşvik maddesine dikkat çekiyor. Ucu açık tutulan bir yetkiyle, idarenin ileride dilediği sağlık hizmetlerini SSGSS kapsamından çıkarıp özel sağlık sigortacılığı kapsamına bırakabileceğinin altını çiziyor. Bu "paranız yetmezse sağlık hizmeti alamamanız ya da düşük kaliteli hizmete razı olmanız demek" diyor Öztürk.
Çocukların en büyük ihtiyacı koruyucu sağlık hizmeti, ama zayıflatılıyor
Öztürk'ün dikkat çektiği bir başka konu da hastalığın tedavisinden önce hastalıkların gerçekleşmesini önlemeye odaklanan koruyucu sağlık hizmetlerinin zayıflatılması.
"Tasarı sevk zinciri zorunluluğunu kaldırıyor. Artık insanlar doğrudan hastanelere yönlendirilecek. Bunu muhtemelen özel hastaneler istiyor. Oysa hastalıkların yüzde 85-90'ının birinci basamak sağlık kuruluşlarında tedavisi mümkün. Ama serbest bırakırsanız, genel eğilim dört kişiden üçünün hastaneye gitmesi.
"Çocuklarla ilgili sağlık hizmetlerinin büyük bölümü de birinci basamakla ilgilidir. Annenin hamileliğinde başlayan takip, gerektiğinde eve gidilmesi, çocuğu bebekken takip etmek gibi."
Herkese eşit, ücretsiz sağlık hizmeti
Öztürk, sağlık örgütlenmesinin yalnızca tedavi edici değil, hastalanmayı baştan önleyen, sağlığı geliştiren, herkesin eşit ve ücretsiz olarak yararlanabileceği bir sistem olması gerektiğini söylüyor.
Hükümetlerin buna karşı en büyük savı, böyle bir sistemin "ekonomik olarak sürdürülebilir olmadığı" iddiası. Ama Öztürk anımsatıyor: "Bunu kendileri de biliyorlar. Sağlık sigortacılığı, yalnızca tedaviye odaklanan sağlık örgütlenmesi her zaman daha pahalıdır. Yaygın koruyucu sağlık hizmeti her zaman daha ucuzdur." (TK)