Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yetişkinlerle aynı şartlarda yargılanan çocukların durumunu düzeltmek için Meclis'e sunulan yeni teklif hukukçuları böldü. Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları (ÇİAÇ) arasında bulunan avukatlardan kimi "Teklif eksikliklerine rağmen ileri"; kimi ise "Zihniyet değişmedi" diyor.
Avukatlar Mehmet Uçum, Hatice Uçum ve Gülçin Avşar dün yazdıkları hukuki değerlendirmede teklifin Adalet Bakanlığı'nda bekleyen tasarıya göre ileri olduğunu belirtmişti.
Aynı gün ÇİAÇ'tan avukatlar Neslihan Tezel, Gülizar Tuncer, Davut Erkan ve Mehmet Atak teklifin çok yetersiz olduğunu savundu. Onlara göre teklifle getirilen "Güvenlik tedbiri" çocukların ailelerinden alınmasına neden olacak.
Çocuklar yine cezalandırılıyor
Meclis Başkanlığı'nın, 16 Haziran'da Adalet Komisyonu'na göndereceği teklifin önemli bir değişiklik yapmadığını savunan avukatların yazdığı hukuki değerlendirme şöyle:
*Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun (TGYK) 32. maddesinde yapılan değişiklikle polisin, "dağılın" ikazına uymayan çocuklara uygulanan cezanın alt ve üst sınırı indiriliyor. Ancak Türk Ceza Kanunu'na yapılan göndermeyle cezanın üst sınırı, neredeyse dört buçuk yıl olan eski haline yakın bir süreye yükseliyor. Gösteri ve yürüyüşe katılan çocuklar halen cezalandırılıyor.
*TGYK'nin 34. maddesinde yapılan değişiklik çocuklara hapis cezası yerine "güvenlik tedbiri" öneriyor. Bu maddenin çocukların ailelerinden alınması için düşünüldüğü konuşulanlar arasındadır.
*TGYK'nin 34 maddesinde, "suçun" ikinci kez işlenmesi durumunda hapis cezası öngörülüyor. Son önlem olması gereken hapis "tekrar"a bağlanmıştır. Soruşturmayı yapan makamlar ya da siyasi konjonktür nedeniyle tekrar kaçınılmazdır; hapis neredeyse ilk önlem olarak kalmıştır. Çocuklar halen TMK'dan yargılanacaktır.
Lütuf değil, olması gereken
*TMK beş, dokuz ve 13. maddeleri ile İnfaz Kanunu 107. maddesinde yapılan değişiklikler çocukların lehine olsa bile bu değişiklikler, ulusal ve uluslar üstü hukuka aykırı hususların düzeltilmesinden başka anlam taşımamaktadır. Yani lütuf değil olması gerekendir.
*Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 40. maddesinde "Çocuklar için adli kovuşturma olmaksızın önlemler alınması" gerektiği düzenlenmiştir. Ancak sözleşmeye taraf devlet olan Türkiye teklifle ne adli kovuşturma yapılmaksızın önlem alınmasını sağlamış ne de TMK gibi "çocuklara özel olmayan bir yasa" kapsamında çocukların sanık olabilmelerinin önüne geçmiştir.(SP/EÖ)