Başkanı DEHAP'lı ( Demokratik Halk Partisi)olan Batman Belediyesi'nin düzenlediği Festival, her zaman olduğu gibi panel, sergi, dinleti, film gösterimi, tiyatro, konser gibi etkinliklerle sürdü.
Bu yıl üçüncüsü yapılan Festivalde, Suavi Konseri, Bahman Ghobadi ile Hüner Selam'ın filmleri, Hasankeyf'deki Kardeş Türküler konseri, Batman'daki Moğollar ve Ferhat Tunç konserleri en fazla kalabalığı toplayan etkinlikler oldu.
Hamit Geylani'nin şiir dinletisi de ilgi çekti. Panel, tartışma ve konferanslar ise, kent sakinlerinin değerlendirmelerine göre geçmiş yıllardaki kadar canlı olmadı.
Festivalin Hasankeyf ayağı iki açıdan önemliydi: Bir yanda Bergama köylülerinin temsilcisi Oktay'la, öte yanda Yeşilci Don Kişot Osman'ın şenlikli eylemleri sayesinde Batman Türkiye'nin Batısıyla birleşiyordu, bir de Batmanlılar ve konuklar Hasankeyf'in baraj suları altında kalmaması için mücadeleyi sürdürdüler.
Bire süre önce Munzır Festivalinin ertelenmesi ve sadece 2 Ekim'de Diyarbakır'da "AB'ye Evet, Kürt Sorununa Çözüm" mitinginin de pek de inandırıcı olamayan nedenlerle resmi makamlarca ertelenmesi (Yasaklamanın diplomatikçesi) Batman Festivali için de bazı kesimlerde kuşkuların doğmasına neden olmuştu ama, İstanbul ve Ankara ve diğer kentlerden gelen konukların Batmanlı muhatap ve arkadaşlarıyla konuşmaları sayesinde kuşkuların yersiz olduğu ortaya çıktı.
Mesela Batmanlı bir avukat "Bizim adliyede Savcı olsun yargıç olsun artık bir nebze de olsa buraya alıştılar. Örneğin 'Sayın Öcalan' ya da 'Halk Önderi Öcalan' deyimlerine ya hiç soruşturma açılmıyor ya da ilk celsede beraat çıkıyor. Belirli bir olgunlaşma var bu süreçte" dedi.
Bu "Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan"lı duruşma ilginç geçmiş. Yargıç, "Bu hitap ile ne demek istiyorsunuz?" diye sormuş. Sanık da "Efendim bu benim şahsi görüşümdür" deyince ilk celsede beraat etmiş.
Batman geçmişte adını "Faili Meçhul Cinayetler", "Hizbullah" ve "İntiharlarla" duyurmuş bir kent idi. Belki de topu topu 50 yıllık geçmişi olan bu eski kasaba irisi yerleşim merkezine yedi yıllık bir aradan sonra dönebildim.
Batman, olumlu anlamda tanınmayacak kadar değişmiş. Kentin manzarası geniş ana cadde ve dev apartmanlarla çok değişmiş. Belli ki küçük sanayi ve özellikle de ticaret sayesinde bir büyük kent olmaya doğru ilerliyor Batman.
Siyasi istikrarsızlık ve belirsizliğin yavaş yavaş ortadan kalkmasıyla ticari ve mali yaşamın da canlanması gündeme geliyor. Son iki dönemdir nispeten liberal Valilerin yönetimindeki kentte, Belediye de halkın sorunlarına yanıt vermeye çalışıyor.
İlginçtir nüfusu 300 binlerde dolaşan Batman'da tam 10 adet günlük yerel gazete çıkıyor, beş yerel radyo yayında ve bir de yerel televizyon var.
TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) lojman ve merkezinin çekirdeğini oluşturduğu kentte TPAO artık kent eskisi kadar lüks ve imtiyazlı değil çünkü özellikle kent merkezi de büyük ölçüde modernleşmiş.
Batman'ın Diyarbakır'dan karayolu ile sadece bir saat uzaklıkta olması ayrıca düzenli hava yolu seferlerine sahip olması kente ayrı bir önem veriyor.
Batman yenilenmiş, yeni bir kent ama sanki biraz da yapay. O eski kasaba irisi Batman'ın kimi renk ve kokuları gitmiş gibi.
Neyse ki Çömçe lokantası yerinde duruyor. Bu yetmiyormuş gibi Kaburgacı Selim Amca Batman'da da bir şube açmış.
Sonuç olarak bölgenin önemli bir siyasi merkezi olan Batman'da siyaset hala önemli bir yer tutuyor ama modern kentleşme, ticaret ve kültürü de eskisine oranla daha üst düzeylere çıkarmış... (RD/BA)