Yemekhanenin özelleştirilmesine karşı direnişle ilgili farkındalığın artması için çekilen belgeselde, öğretim üyelerinin, öğrencilerin ve yemekhane işçilerinin yemekhanenin özelleştirilmesine dair düşünceleri ve aşama aşama boykottan görüntüler yer alıyor. Belgeselin arka planında ise neoliberalizm ekseninde gelişen taşeronlaşma olgusu irdeleniyor.
Belgeselde, özelleştirme yoluyla öğrencilerin yemekhaneden daha kaliteli ve daha ucuz hizmet alabileceğini iddia eden rektöre tepkiler de var. Öğrenciler ve öğretim görevlileri, kâr amacı güden özel bir firmanın asla daha ucuz ve daha kaliteli hizmeti bir arada veremeyeceğini savunuyor.
Hizmetin daha ucuz olması için kaliteden veya işçi haklarından ödün verileceğinden bahseden direnişçiler, işçi haklarının gözetilmediği bir yemekhaneden yemek yemek istemediklerini de söylediler.
Daha çok dayanışma gerek
Belgeselin gösteriminin ardından önümüzdeki öğretim döneminde boykota nasıl devam edilebileceği ve boykotla ilgili sorunlar tartışıldı.
Şu an bir firmanın İstanbul Üniversitesi'yle zaten anlaşmış olduğunu belirten öğrenciler, boykota devam etmenin gereği üzerinde durdu.
Tartışmada en çok üzerinde durulan konuysa boykotla ilgili farkındalığın artırılması ve bu sayede boykotun diğer üniversitelerde yankı uyandırmasıydı.
Bir öğrenci, boykot planıyla ilgili kararların kapalı bir grupta alındığını, açık platformun sürdürülmesinde başarısız olununca eylemin sınırlı kaldığını belirtti.
Öğrenci ve öğretim elemanlarının isteklerinin yönetim tarafından gözardı edilmesi de izleyiciler tarafından eleştirildi.
Direnişin ancak iletişim ve birlikle başarıya ulaşacağının da altı çizildi. Bu bağlamda sendikaların ve öğrencilerin sınırları aşarak dayanışmayı artırmalarının gereğinden bahsedildi; bunun yalnızca eylemlerde bir araya gelerek gerçekleşemeyeceğine dikkat çekildi. (NS/TK)