Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), son günlerde yaşanan acı bir kaybın ardından kamuoyunun gündemine gelen yeme bozukluklarıyla ilgili açıklama yaptı. Dernek, medyada ve sosyal medyada kullanılan dilin hem yaşamını yitiren kişinin anısına hem de benzer sorunlarla mücadele edenlerin mahremiyetine saygılı olması gerektiğini vurguladı.
TPD, özellikle anoreksiya nervozaya dair toplumda yerleşmiş yanlış inanışların, hastalığın anlaşılmasını ve erken müdahaleyi zorlaştırdığına dikkat çekti. Açıklamada, bu rahatsızlığın yalnızca bir "zayıflama isteği" değil, kişinin benlik algısını, ruh halini ve yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir ruhsal hastalık olduğu belirtildi.
“Yeme bozukluğu dış görünüşle anlaşılmaz”
Toplumda yeme bozukluklarının sıklıkla irade eksikliği, estetik kaygı ya da genç kadınlara özgü bir sorun gibi algılandığını ifade eden TPD, hastalığın her yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik düzeyde görülebileceğini belirtti. “Bir kişinin kilosu ya da fiziksel görünümü, bu hastalığı yaşayıp yaşamadığını göstermez” denilen açıklamada, bu nedenle erken fark etmenin ve bir psikiyatri uzmanına başvurmanın hayati önem taşıdığı hatırlatıldı.
Medya ve sosyal medya diline dikkat çağrısı
Açıklamada, yeme bozukluklarıyla ilgili haber yapılırken kullanılan dilin özenli olması gerektiği vurgulandı. Hastaların kilo bilgileri, beden ölçüleri gibi detayların spekülatif biçimde paylaşılmasının hem kişisel haklara zarar verdiği hem de hastalıkla mücadele edenler için tetikleyici olabileceği uyarısı yapıldı.
TPD ayrıca sosyal medya içeriklerinin, özellikle gençlerin beden memnuniyetsizliğini artırabileceğini ve yeme bozukluklarına zemin hazırlayabileceğini kaydetti. Platform sağlayıcılarının ve içerik üreticilerinin de bu konuda sorumluluk taşıdığına dikkat çekildi.
Yeme bozukluklarının, özellikle erken dönemde tanı konulması ve tedaviye erişim sağlanması halinde iyileştirilebilir ruhsal hastalıklar olduğunu belirten Türkiye Psikiyatri Derneği, toplumda oluşan farkındalığın bu sürece katkı sunabileceğini vurguladı. Dernek, “Bir genç insanın hayatını kaybetmesinin ardından, bilimsel bilgiye dayalı toplumsal farkındalığın artmasını diliyoruz” dedi.
KADINLARIN GÜNDEMİ
Kişisel olan politiktir, hele kadınsan
(EMK)
