Türkiye'nin ilk Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesini kilovatsaat başı en düşük teklif 3,48 dolar/cent ile Siemens - Türkerler- Kalyon Enerji konsorsiyumu kazandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca, 1000 megavatlık rüzgar enerjisi kapasitesi oluşturulması için açılan ihaleyi kazanan konsorsiyum, yüzde 65 yerlilik oranını tutturmak kaydıyla 100 milyon doların üzerinde yatırım maliyeti olan bir rüzgar türbin fabrikası kuracak.
İhalede neler var?Fabrikada her biri en az 2,3 megavat gücünde olmak üzere, 300 ila 450 yerli rüzgar türbini üretilecek. Konsorsiyum, kanat, jeneratör tasarımı, malzeme teknolojileri ve üretim teknikleri, yazılım ve yenilikçi dişli kutusu alanlarından en az üçünde toplam 5 alanda 10 yıl boyunca Ar-Ge çalışması yapacak. Söz konusu Ar-Ge çalışmaları için her yıl 5 milyon dolarlık bütçe ayrılırken, yüzde 80'i yerli mühendislerden oluşan 50 teknik personel ile Ar-Ge faaliyetleri yürütülecek. Fabrikanın kurulum süresi, sözleşme imzalama tarihinden itibaren 21 ay olarak belirlenirken, projenin lisans süresi 30 yıl olacak. Proje Kayseri, Niğde, Sivas, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Ankara, Çankırı, Kırıkkale, Bilecik, Kütahya ve Eskişehir illerinde uygulanacak Bu projeyle kurulacak santrallerin işletmeye girmesiyle her yıl asgari 3 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretilecek ve yaklaşık 1,1 milyon evin yıllık elektrik ihtiyacı rüzgardan karşılanacak. Aynı zamanda, kurulacak rüzgar tesisleri sayesinde yıllık ortalama 1,5 milyon ton karbon emisyon azaltımı sağlanacak. |
"Rüzgar, kömürün yarısı, nükleerin üçte biri"
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Reşit Elçin, ihale sonucunda rüzgar enerjisinin, kömürün yarısı, nükleerin ise neredeyse 3'te 1'i fiyatına satılacağını belirtti.
“Çayırhan kömürlü termik santrali ihalesinde şirketler üretecekleri elektriği kilovatsaat başına 6,04 dolar sentten satmayı kabul etmişti. Mersin Akkuyu’da yapılmak istenen nükleer santralden üretilecek elektriğin kilovatsaati 12,35, Sinop’ta ise 11,83 dolar sentten satın alınacak. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bu anlaşmaları iptal etmezse rüzgarın dört katı pahalı elektrik nedeniyle hem sanayi hem de tüketiciler zorlanacak.
“Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları hem iklim değişikliğiyle mücadelemizi kolaylaştırıyor hem de çevreye daha az zarar veriyor. Nükleer ve kömür gibi kaynaklar ise artık seçenek bile değil.
"Enerji bağımsızlığı için vatandaşların kendi enerjisi üretebileceği kooperatif sistemi öncelikli olmalı ama bir taraftan yenilenebilir enerji için böyle güçlü algı oluşturan, ön açan ihaleler anlamlı. Tirbünleri kurmak istedikleri yerlerde çevresel güvenceleri sağlamak zorundalar."
"Proje olumlu ama politika hala kömürden yana"
WWF İklim ve Enerji Programı Danışmanı Mustafa Berke, YEKA'nın bütüncül bir enerji politikası olarak olumlu bulurken hükümetin kömür ve nükleer önceliğinin hala değişmediğine dikkat çekti.
"YEKA’nın ne getireceğine baktığımızda, rüzgarda 1000 megavatlık bir artış, yerli sanayiye katkıda bulunacak bir fabrika açılması, ARGE ile yenilenebilir enerji teknolojisinde rekabetçiliğin arttırılması, istihdamın sağlanması hedefleniyor.
"Tüm bunları toplayınca bütüncül bir enerji politikası olarak olumlu gözüküyor. Ancak bazı merak ettiğimiz noktalar da var. Projeler çevresel ve sosyal kaygılara ne kadar dikkat edecek? Kurulacak fabrika rekabetçiliği arttıracak mı yoksa zorlaştıracak mı? Cevaplarını yaşayarak göreceğiz.
"Peki Türkiye’nin elektrik üretiminde karbon yoğunluğunu azaltacak mı? Resmi politikalar açısından böyle bir sinyal görmüyorum. Çünkü milli enerji politikasında hala kömür ve nükleer önemini koruyor.
"Ancak şöyle de bir durum var Pek çok sektörde olduğu gibi enerji de asıl dönüşümü politika değil, piyasa ve teknolojik gelişme belirliyor. Yani Türkiye’de rüzgarın 3,48 cent’e düşmesi küresel bir trendin sonucu. Bu da olumlu bir durum." (NV)