Öğrenimlerini bitirerek "yedek subay adaylık" sınavına giren asker adayları, üç gün boyunca Ankara'nın ayazında sınava girebilmek için saatlerce uzun kuyruklarda bekledi...
"Asker üşümez"in pratiği
Ankara'nın şehir merkezine 25 kilometre uzaklıktaki Etimesgut'ta yapılan yedek subay adaylık sınavına katılmak için gelen arkadaşım ile gece saat üç sıralarında bir taksi tutuyoruz. Hava sıcaklığı eksilerin çok altında. Dondurucu bir soğuk. Ama ikimizde evde bulduğumuz tüm giysileri giydik, sırt çantalarımıza 'ne olur ne olmaz' diyerek birer ufak battaniye de aldık.
Asker adayı arkadaşımı ve merakının cezasını çekmeye hazırlanan beni çok zorlu bir sınav bekliyordu... Yarım saat kadar sonra sıcacık taksiden iniyoruz. Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu'nun karşısındaki ıssız yerde sabahlayacağımızı, bizden üç saat önce gelen 'parasız asker adayından' öğreniyoruz. O da sınava katılmak için Çorum'dan gelmiş ama taksiye verecek parası olmadığı için saat 12'de son otobüse atlayarak gelmiş Etimesgut'a.
Kuyruğun önlerinde yer kapmamız, dondurucu soğukta tek tesellimiz... Dakikalar ilerledikçe 20 milyon lirayı gözden çıkaran asker adaylarını getiren taksi trafiği sıklaşıyor.
Şimdiden askere hazırlık
Sabah beşe doğru kuyruktaki asker adayı sayısı iki bini aşıyor. Kimsenin şaka yapacak halinin olmadığı soğukta, yanımızdaki Adanalı asker adayı "Her halde bizi şimdide askerliğe hazırlıyorlar" diyor...
Zırhlı Birlikler Okulu girişindeki kulübede nöbet tutan askeri kıskanıyoruz, muhtemelen sıcacıktır orası... Hava soğudukça sinirler geriliyor, kuyruk uzadıkça moraller bozuluyor. Binlerce asker adayının beklediği kuyrukta neredeyse herkes kendini yalnız hissediyor...
"Demek askerlik mantığı böyle bir şeymiş, ben taa Elazığ'dan sırf bu sınava katılmak için geldim. Oysa doğuda da bir sınav yeri açılsaydı, ne burada bu kuyruk oluşurdu ne de benim gibi binlerce genç kilometrelerce yol kat etmek zorunda kalırdı" diyor kuyruktakilerden biri.
Evet demek ki askerlik mantığı böyle bir şeymiş, "asker üşümez, asker yorulmaz, asker acıkmaz" Ama kuyrukta "ter döken"(!) binlerce gencin, eksinin altındaki soğukta, dışarıda bekletilmesinin mantığını belki de daha askerlik yapmadığımız için anlamamız imkansız. Çünkü bizden yüz metre ötede üç dört bin kişilik, "Zırhlı Birlikler Okulu Ziyaret Yeri" var ama kimse saat 8'e kadar buraya alınmıyor...
" Hepimiz medeni insanlarız "
Nihayet sabah saat 7'ye doğru bir hareketlilik yaşanmaya başlanıyor. Bir rütbeli, binlerce asker adayının bulunduğu alana doğru geliyor: "Arkadaşlar, biraz sonra sizleri yüzer gruplar halinde içeri alacağız. Kimse başkasının sırasını kapmaya çalışmasın. Hepimiz medeni insanlarız..."
Soğuktan ve yorgunluktan, ayakta duracak hali kalmamış 'vatan evlatları' da "bizi soğuktan öldürmek mi istiyorsunuz. Neden içeri alınmıyoruz?" diye soruyor... Rütbeli ses tonunu yükselterek "Her şeyi sizin iyiliğiniz için yapıyoruz" diyor...
Kuyrukta kahkaha sesleri yükselmeye başlıyor.
Rütbeli gidiyor, asker adayları da yine dondurucu soğuk ile baş başa kalıyor...
Parası olmayıp sabahın ilk otobüsleri ile sınava gelenler, karşılaştıkları kilometrelerce kuyruğu görür görmez, gece erken saatlerde kuyruğa girmek için geri dönüyorlar. Zaten bu son şansları çünkü sınav sadece üç gün yapılıyor...
Evet herkes iyice "üşümeye" alıştıktan sonra saat 8'e doğru gruplar yüzer yüzer yirmişer dakika arayla, "Zırhlı Birlikler Okulu Ziyaret Yeri"ne alınmaya başlandı. Ama asker aday adayları ve benim gibi, arkadaşıyla birlikte gelen "meraklılar"ı kötü bir sürpriz bekliyordu. Herkes ısınma hayalleri kurarken, kaloriferlerin yakılmadığı ziyaret salonunun dışarıdan pek bir farkının olmadığını görüyoruz...
1 milyona kalem
"Yedek Subay Aday Sınavı" sabah saat 9'da başlıyor. Sınava giren gençlere, bir de birer milyon lira karşılığında kalem satıldı. Kalemleri almak zorunluydu. Asker adaylarına satılan kalemlerin hasılatını bir milyon çarpı 5-6 bin ile hesaplamayı da size bırakıyorum...( 5 Milyar lira)
Sınavdan çıkan "vatan evlatlarının" da artık taksiye ve kaleme verdikleri toplam yirmi bir milyon lirayı düşünecek hali kalmamıştı.
Daha ilk günden askerliğe alıştırma yaptıklarını söylüyordu bazı adaylar ama kimse, dondurucu soğukta neden saatlerce dışarıda bekletildiklerini, neden sınav merkezlerinin arttırılmadığını, rütbelinin bahsettiği "herkesin iyiliği"nin ne olduğuna anlam veremedi...
Yedek Subaylık
* Yurt içinde dört yıl ve daha uzun süreli fakülte, akademi, yüksek okul ve enstitü bitirenler,
* Yurt dışında, yüksek öğretim kurumu başkanlığınca denkliği onanan dört yıllık yüksek öğretim kurumlarını bitirenler,
* Yapılacak sağlık muayenesinde "askerliğe elverişlidir" kararı verilenler,
* Türk silahlı kuvvetlerinde subaylıktan çıkarılmayı gerektiren bir suçtan mahkum olmayanların yedek subay aday adayı olarak askerlik kararları alınır.
* Silah altına alınan tüm yedek subay aday adayları sevk edildikleri test ve mülakat merkezlerinde Kara Kuvvetleri Komutanlığınca test ve mülakata tabi tutulmakta ve bu sınav sonucuna göre yedek subay ve kısa dönem er statüsüne seçilmektedir.
* Bu seçimde, öncelikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin yedek subay ihtiyacı, daha sonra yükümlülerin istekleri ve bu sınavdaki başarı durumları dikkate alınmaktadır.
* Sağlık sınıfı (Tıp doktorları dahil) Samsun, Veterinerler Gemlik, Deniz Bilimleri ile ilgili yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlar İstanbul'da, diğer meslek ve branşlardakiler ise; Ankara, İstanbul, İzmir, Balıkesir, Samsun ve Gemlik olmak üzere altı merkezde sınava alınmaktadırlar.
* Bir üniversite mezunu olan kişi, askere alınmadan önce Yedek Subaylık Sınavı'na tabi olur. Sınav doğru yanıtı olmayan test sorularından oluşuyor. Şöyle ki, sorulara vereceğiniz cevaplar sizin bir durum karşısında alacağınız tutumu belirtir nitelikte. Fakat bu sınavın da nasıl değerlendirildiğine dair bir bilgi yok. (NK)