bianet'e konuşan Adli Tıp uzmanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in tanıttığı cinsel suçlarda ceza artırılmasına yönelik yasa tasarısını değerlendirdi.
Korur Fincancı mevcut yasada da beden ve ruh sağlığının bozulduğuna yönelik Adli Tıp raporu alınmasının bir zorunluluk olmadığını, yalnızca suçun "nitelikli cinsel saldırı" olarak değerlendirilebilmesi için böyle bir muayeneye ve değerlendirmeye gerek olduğunu söylüyor.
Cinsel suç yasa paketinin öngördüğü değişikliğe göre mağdurun beden ve ruh sağlığı için Adli Tıp'tan rapor alma gerekliliğine son verilecek. Bu durumda raporun gereksiz olduğu kabul edilirse, cinsel saldırının varlığı halinde, "nitelikli cinsel saldırı" özelliği aranmadan suçun cezalandırması en üst düzeyde olacak.
"Cinsel saldırının ruh sağlığını bozmaması olanaklı değil"
Korur Fincancı yasada değişiklik olumlu olmakla beraber asıl eril yargının değişmesi gerektiğini vurguladı.
"Gerçekten ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin bir değerlendirmenin yerinde olmadığını biz Adli Tıp uzmanları ve psikologlar olarak başından beri söylüyoruz çünkü cinsel saldırının ruh sağlığını bozmaması çok olanaklı değil. Bu bulguların ne zaman ortaya çıkacağı belli olmasa da çok ciddi etkileri olduğunu biliyoruz. Bu bulgular bazı kişilerde erken ortaya çıkıyor, bazısında daha geç dönemde ortaya çıkıyor ama insanlar cinsel saldırı sonrası illa ki birtakım sıkıntılı sonuçlarla karşı karşıya kalıyor."
"Böyle bir değişikliğe gidilmesi olumlu. Ancak burada önemli olan yazılı yasalarımızdan çok, uygulama. Yasal uygulama alanında çok ciddi sorunlarımız var. Yargılama süreçleri eril bir zihniyetle işliyor. Hem toplum nezdinde, hem yargı mensupları tarafından, hem de kolluk tarafından saldırıya uğrayan saldırandan daha fazla yargılanıyor. Ne giydiğinden nasıl davrandığına kadar yargılayıcı, dışlayıcı, ötekileştirici birçok sorularla karşılaşıyor insanlar."
"Tabii ki yasadaki bu değişiklik olumludur ama biz bu eril zihniyeti de değiştirmek zorundayız. Buna ilişkin çalışmaların yürütülmesi gerek diye düşünüyorum ben. Ayrı merkezler oluşturulmasına ihtiyaç var. Bu merkezlerde saldırıya uğrayan kişilerin yalnızca bir kez psikologlar ve psikiyatristler eşliğinde yapacağı bir görüşme olması, mahkemede saldırganla karşı karşıya getirilmemesi gerekiyor. Üç beş kez olayı anlatmak zorunda kalmadan tek bir muayene ile örneklerin yeterli ve uygun biçimde toplandığı ve laboratuvar çalışmalarının buna uygun yapıldığı ortamlar yaratılmasına ihtiyaç var."
Yasada "ensest" kavramı da yer alacak
Ayrıca, yeni tasarıyla "ensest ilişki" kavramı da tanımıyla birlikte yasaya eklenecek. Şebnem Korur Fincancı bu kavramın "nitelikli cinsel suç" tanımında zaten var olduğunu, cinsel saldırının aile bireylerinden birinden gelmesi halinde cezanın artırıldığını söyledi. Korur Fincancı bu kavramın yasada geçmesinin ise suçun daha görünür olması açısından olumlu olduğunu ifade etti. (EK/EA)