Gelecek Partisi Antalya Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmasında Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararına rağmen tahliye edilmemesine ve yeni Anayasa tartışmalarına değindi.
Yazıcı Özbudun, Atalay kararıyla birlikte yeniden tartışmaya açılan Anayasa'nın 14. maddesine atıf yaptı ve "Can Atalay kararına referans yapılan 14. madde, beş generalin Türkiye'yi otoriterizme mahkum etmesi için yapılmış bir düzenlemedir. Atalay'ı içeride tutmak için 14. maddeye yapılan referansın hiçbir hukuki değeri yok" dedi.
Yazıcı- Özbudun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İktidar bloğuna mensup yetkililer bize, ‘darbe Anayasasından kurtulalım’ diyor. ‘Sivil Anayasa yapalım’ çağırısı yapıyorlar. Kim inanır size! Neden acaba yeni bir anayasaya ihtiyacınız var. Çünkü şu anda elimizdeki Anayasa’nın üçte ikisini darbeden beter bir ortamda değiştirdiğiniz için. Olağanüstü Hal döneminde bu Anayasayı değiştirdiniz. Bu ortamda referandum yaptınız ve hukuku da ihlal ederek sonuçları açıkladınız. Bu darbe Anayasasından yakınanlar neden yakınmış oluyor acaba? Otoriter değişiklikler kendilerine yetmiyor, dahasını istiyor.
"Samimiyseniz önce Türkiye'yi bir hukuk devleti yaparsınız. İnsan haklarına dayanan demokratik bir hukuk devleti yapın Türkiye'yi. Böylesine baskıcı bir ortamda Anayasa değiştirilmez. Kendinizle çelişmeyin.
"Bu bağlamda bir öneride bulunmak istiyorum gerçekten bu darbe Anayasasından şikayetleri mi var; şu an Can Atalay’ın içeride tutulmasıyla ilgili... Can Atalay kararına referans yapılan 14. madde beş generalin Türkiye'yi otoriterizme mahkum etmesi için yapılmış bir düzenlemedir. Bunu kaldıralım."
Can Atalay'ın durumu ne olacak?
*Anayasanın 14. Maddesi: Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerin hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Can Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi Davası’nda, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlamasıyla 25 Nisan 2022’de 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve tutuklandı.
Dosya, Yargıtay 3. Ceza Dairesinde temyiz incelemesindeyken 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde TİP 28. Dönem Hatay Milletvekili seçildi.
Atalay, milletvekili seçilmesiyle yasama dokunulmazlığı elde etti ve Anayasa’nın 83. maddesi gereğince durma kararı verilmesi ve tahliye edilmesi için avukatları başvuru yaptı. Bu talep reddedildi.
28 Eylül'de Yargıtay 3. Ceza Dairesi verilen cezasyı onadı. 25 Ekim'de ise AYM Genel Kurulu Atalay'ın "derhal tahliyesine" hükmetti.
Atalay, kararı mahkemeler tarafından uygulanmadı. Bu durum "yargıda kriz"in başlangıcı oldu.
Yargıtay ile Anayasa Mahkemesini karşı karşıya getiren konu ise Anayasa’nın 83. maddesinin 2. fıkrasında yer alan dokunulmazlığın iki istisnasından biri. Bu istisna hükmüne göre, “seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.”
AYM, Can Atalay kararında “Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar” ibaresinin hukuki belirsizlik içerdiğini ve bunun Anayasa 13. maddedeki “kanunilik ilkesine” aykırı olduğunu, bu belirsizliğin ancak bir kanunla giderilebileceğini belirtti.
AYM kararını uygulamayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Anayasa’nın bu istisna hükmünü uygulamak durumunda olan mahkemelerin, Yargıtay’ın yerleşik içtihadını ile sağlanan hukuki belirliliğe göre hareket etmesi gerektiğini ve hangi suçların bu istisna kapsamında olduğu konusunda Yargıtay’ın içtihadının yeterli şekilde hukuki belirliliğe sahip olduğunu ifade etti.
Can Atalay'ın dava süreci
(AÖ/RT)