"Birleşmiş Milletler'in (BM) bin yıl kalkınma hedefleri arasında 2015 yılına kadar her alanda kadınların durumunun güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması da var. Eğitimde, ekonomide, siyasette kadının nasıl yer alacağı, önümüzdeki on yılların temel tartışma konusu olacak."
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği'nin (Ka.Der) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Ka.Der'in kuruluşunun 13. yıldönümü nedeniyle düzenlediği "Türkiye'de Kadın Olmak" panelinde konuşan Benal Yazgan'a göre, "toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin had safhada olduğu Türkiye'de kadın örgütlerine büyük iş düşüyor":
Ka.Der Kadıköy Şubesi'nin kurucularından, aktivist Benal Yazgan, Türkiye'deki kadın kuruluşlarına ilgilendikleri konuları kamuya taşıyabilmek ve hükümetlere baskı yapabilmek için daha çok etkinlik örgütlemeleri çağrısında bulunuyor.
"Türkiye'de 1980'lerde müthiş bir kadın hareketi vardı. Kadınlar sokaklardaydı. 1990'larda kurumsallaşmaya, 2000'li yıllarda da karşılığını almaya başladılar. En büyük dileğim 2000'li yıllarda yeniden eylemci kadın hareketlerine dönülmesi."
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi'nin araştırmasına göre Türkiye'de 297 kadın sivil toplum kuruluşu bulunuyor. Bu kuruluşların yüzde 89'u Marmara, yüzde 73'ü İç Anadolu, yüzde 35'i Ege, yüzde 26'sı Akdeniz, yüzde 24'ü Güneydoğu, yüzde 12'si Doğu Anadolu, yüzde 7'si Karadeniz bölgelerinde faaliyet gösteriyor.
2000'li yıllarda kadın haklarıyla ilgili çalışmalarda büyük artış gözleniyor ancak bu yalnızca hükümetlerin ya da sivil toplum kuruluşlarının çabalarını sonucu değil. Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecinin etkisi hissediliyor. Ancak AB kriterlerine uyum çabalarına rağmen, Türkiye henüz yeterli adımları atabilmiş değil:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kadınların oranı yüzde 9'lar seviyesinde. Yerel yönetimlerde yüzde 1'lere bile yaklaşamıyoruz. Kadın istihdamında da dünya sıralamasında sonlarda. Kadın istihdamı konusunda dünyada belli kriterler var. ABD'de istihdam oranı en yüksek 71.9, en düşük yüzde 33 olarak belirlenmiş. Türkiye'de bu oran yüzde 23.8."
Yazgan, Türkiye'deki olumsuz gidişatı engelleyebilmek için kadın kuruluşlarının daha güçlü bir ses örgütlemesi gerektiği görüşünde. "Kadın kuruluşlarının baskı unsurlarını öne çıkartması, gerekirse sokak eylemleri gerçekleştirmesi gerekir" diyor. Ancak bunun için öncelikle bu örgütlerin güçlenmesi gerekiyor ve bunun yolu da aktif üye sayısını ve üyelik aidatlarını artırmaktan geçiyor.(BB)