Uluslararası Yazarlar Birliği’ne (PEN) bağlı yazarlar, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesince taraf devlet statüsünde olduğunu hatırlatarak uygulanan Twitter ve Youtube yasağından duydukları kaygıyı dile getirdiler.
Aralarında Salman Rushdie, Orhan Pamuk, Fethiye Çetin, Ahmet Altan, Oya Baydar, Günter Grass, Eva Hoffman, Bejan Matur’un da bulunduğu, Türkiye ve Türkiye dışından 64 yazar, kaleme aldıkları mektupta şunları dile getirdi:
“Türkiye kendini özgürce ifade etmekte sorunlar yaşıyor”
“İnsanlar ülkelerin sınırları içerisinde ve dışarısında, yazılı ve sözel olarak sözcükler sayesinde birbirleriyle iletişim kurarlar. Bu yüzdendir ki demokrasinin olduğu kadar, yaratıcılığın, empati ve hoşgörünün de temel ilkesi fikirlerin özgürce paylaşılmasıdır.
“Geçen seneki Taksim Gezi Parkı protestoları hakkında PEN’in hazırladığı son raporda da görüldüğü üzere; hakaret suçlarından, ana akım medya kuruluşlarının uyguladığı otosansüre, polisin gazetecilere uyguladığı orantısız güce kadar Türkiye kendini özgürce ifade etme konusunda büyük sorunlar yaşamaktadır ki bu da internetteki kendini ifade etme özgürlüğü çemberini iyice daraltmaktadır.
180 ülke arasında 154. sırada
“Dünya basın özgürlüğü endeksinde, Türkiye toplam 180 ülke içerisinde 154’üncü sırada gelmektedir.
“Günümüze kadar çevirmenler, editörler, yayımcılar, şairler ve yazarlar suçlu olarak yargılanmakla yüz yüze geldiler, hatta meşru bir şekilde kendilerini ifade etmelerine rağmen; Terörle Mücadele Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve Türk Ceza Kanununun maddelerinden olan: Hakaret (125. Madde), Dini Değerlere Hakaret (216. Madde), Müstehcenlik (226. Madde), Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama (301. Madde), Halkı Askerlikten Soğutmak (318. Madde) gibi maddeleri uyarınca hapis cezası ile karşılaştılar.
“Kabul edilemez saldırı”
“Geriletici bir hamle olan, yeni internet yasasının yürürlülüğe girmesiyle Twitter ve YouTube’ın tamamıyla kapatılması, iletişim özgürlüğüne karşı yapılan kabul edilemez bir saldırıdır.
“Türkiye’nin, 36 milyondan fazla kullanıcı ile Avrupa’nın en genç internet kullanıcı kitlesini oluşturuyor olması gurur vericidir. Bu da Türkiye’yi, İslam dünyasında, küresel olarak interneti en çok kullanan ülkelerden biri haline getirmektedir.
“Farklı kitleleri birbirine bağlayarak, düşüncelerini ifade etme özgürlüğü sağlayan internet, demokrasiyi destekleyen ve güçlendiren faydalı bir iletişim ağıdır.
“12 milyon kullanıcı sivil toplumun canlılığının kanıtı”
“Twitter ve YouTube, sınıf, din, etnik köken, politik görüş gözetmeksizin her kullanıcıya tek tek sesini duyurma olanağı veren ifade araçlarıdır.
“Twitter’ın Türkiye’de 12 milyon kullanıcısı bulunmaktadır ki bu da Türkiye’deki sivil toplumun canlılığının bir kanıtıdır. Türkiye ifade özgürlüğünü meşrulaştırarak savunan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesince taraf devlet statüsündedir.
“Ankara İdare Mahkemesinin Twitter’a erişim engelini durdurma kararını memnuniyetle karşılayıp telekomünikasyon otoritesinden Twitter’a erişimin bir an önce sağlanmasını talep ediyoruz.
“Türkiye’nin etrafı düşmanlarla sarılı değil”
“İmza sahibi olanlar arasında, Türkiye’den olduğu kadar dünyanın çeşitli yerlerinden de yazarlar bulunmaktadır. Aynı dünyayı paylaşan, insanlığın bir parçası olarak, bir diğerinin problemini önemsiyor ve biliyoruz ki hepimiz birbirimize bağlıyız.
“Türkiye batının demokratik değerlerini laiklik ve İslam kültürü ile bir araya getiren bir ülkedir. Etrafı düşmanlarla sarılı değildir. İzole olmuş veya içe dönük bir ülke değildir. Uluslararası toplumun bir parçasıdır.
“Umarız çeşitliliğin değerini anlarlar”
“Türkiye’nin liderlerinden ricamız şudur ki demokrasinin temel taşlarından biri olan ifade özgürlüğü konusunda geri adım atmamak, tersine yükümlülüklerini tanıyarak, uluslararası anlaşmalar ışığında Twitter ve YouTube’un acilen erişime yeniden açılmasıdır.
“Umarız ki, onlar, eğer bir gün olur da çoğulculuğun, çeşitliliğin ve sözcüklerin özgürce kurulduğu bir dünyanın kıymetini anlarlar ve işte o zaman bu güzel ülkenin daha da güçlü ve mutlu olacağının farkına varırlar.
İmzacılar:
Héctor Abad Faciolince, Boris Akunin, Svetlana Alexievich, Hanan al-Shaykh, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Jirō Asada, Margaret Atwood, Oya Baydar, Marian Botsford Fraser, Martín Caparrós, Fethiye Çetin, Can Dündar, Kerstin Ekman, Peter Englund, Álvaro Enrigue, Moris Fahri, Maureen Freely, Maggie Gee, Kaya Genç, Graeme Gibson, Francisco Goldman, Günter Grass, Tarık Günersel, Josef Haslinger, Eva Hoffman, Elfriede Jelinek, AL Kennedy, Abbas Khider, Karl Ove Knausgård, Hari Kunzru, Valeria Luiselli, Perihan Mağden, Alberto Manguel, Bejan Matur, Blake Morrison, Neel Mukherjee, Sofi Oksanen, Michael Ondaatje, Orhan Pamuk, John Ralston Saul, Sergio Ramírez, Salman Rushdie, Elif Şafak, Eugene Schoulgin, Kamila Shamsie, Mikhail Shishkin, Sjón, Zadie Smith, Ahdaf Soueif, Hori Takeaki, Janne Teller, Ece Temelkuran, Olga Tokarczuk, Tatyana Tolstaya, Jarkko Tontti, Dubravka Ugresic, Lyudmila Ulitskaya, Günter Wallraff, Per Wästberg, Sarah Waters, Hyam Yared, Samar Yazbek, Adam Zagajewski (EKN)