Eğitim ve öğretimde 23 Ocak- 3 Şubat 2023 tarihleri arasında yapılacak yarıyıl tatili hafta sonu tatiliyle birlikte başlamış oldu. Bia Çocuk Kitaplığı, sömestr tatili dolayısıyla çocuk ve gençleri, yazar ve kitapla buluşturmaya devam ediyoruz.
Çocuk edebiyatına “Ünsüz Youtuberın Günlüğü” serisi ile geniş bir okur kitlesine ulaşan yazar Miyase Sertbarut’un yeni kitabı “Tuhaf Bir Otel” kısa bir süre önce Altın Kitaplar’dan okurlarla buluştu.
Yazar Sertbarut’la son zamanların en dikkat çekici konularından biri olan çocuk edebiyatını mercek altına aldık. Güncel, yaratıcı konu başlıkları ve özgün dili ile günümüz çocuklarını yakalayan Miyase Sertbarut, “Bana kalırsa okumaya ve yazmaya yeterince zaman ayırırsanız ve sabırlı olursanız çocuk edebiyatında ilerlemek mümkün. Sihirli bir formülü yok bunun. Yeteneği yok saymıyorum ama asıl konu çalışmaktır” diyor.
Sertbarut, bia Çocuk Kitaplığı için sorularımızı yanıtladı.
"En çok çocuklardan öğrendim"
Sizi çocuk edebiyatına kazandırdığınız kıymetli eserlerinizle tanıyoruz. Kitap yazmaya başlamadan evvel uzun yıllar öğretmenlik yaptınız. Yazarlık süreci nasıl ilerledi?
Okur olarak edebiyata her zaman ilgim vardı, çocuklar için yazmaya ise genç bir öğretmenken başladım. Çünkü zamanımın çoğu onlarla geçiyordu. Ne tür kitapları sevdiklerini görüyordum. Çocukların diyaloglarına, arkadaşlıklarına, teneffüsteki ve derslerdeki hallerine yakından tanıktım.
Sanırım çok uzağa gitmek istemedim ve çocukların dünyasında kendimi hep iyi hissettim. Yazdığım o ilk öykülerin iyi mi kötü mü olduğundan emin değildim. Bazı yarışmalara dosya gönderme cesareti buldum. Aldığım ödüllerle “İyi yazıyorum galiba.” demeye başladım.
Elbette hep daha iyiyi aradım. İlk kitabımdan bu yana neredeyse 27 yıl geçmiş. Bu süreç boyunca çok şey öğrendim, en çok da çocuklardan öğrendim.
Yaşadığımız çağın bir getirisi olarak çocuklar her bilgiye kolayca ulaşıyor. Dolayısıyla hem nitelikli hem de ilgi çekici eserler üretmek eskisinden çok daha zor. Yeni nesil çocuklar için kitap yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Çocukların görsellikle dolu ve hızlı bir dünyanın içine doğdukları her zaman aklımda. Bu yüzden onları betimleme denizinde boğmuyorum. Örneğin çocuk o güne dek (genellikle ekranda) pek çok orman görüntüsüyle karşılaşmıştır, kitapta anlattığım olay ormanda da geçse ben ormanı tasvir etmiyorum.
Okur, hafızasındaki herhangi bir orman görüntüsünü zaten sayfaya yerleştirecektir. Şatafatlı cümleler kurmamaya da dikkat ediyorum, çünkü çocuklar böylesi cümlelerin hayattan kopuk olduğunu hissederler.
Bir başka dikkat ettiğim konu da duygular. Karakterlerin duygularını öne çıkartarak onu canlı kılıyorum. Hangi zamanın insanı olursa olsun, okur duyguya kayıtsız kalamaz, çünkü kendi duyguları da var. Çocuk, karaktere duygularıyla bağlanırsa, onunla empati kurarsa kitabı haz alarak okur.
Çocuk edebiyatının yıllar içindeki dönüşümünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda toplumda bir farkındalık oluştuğunu düşünüyor musunuz?
Evet, çocuk edebiyatı alanında farkındalık artıyor, gelecekte daha da iyi olabilir. Üniversitelerde öğretmenlik bölümü öğrencileri çağdaş çocuk edebiyatını takip ediyor. Bunu bana yazdıkları mesajlardan anlıyorum. Öte yandan anne babalar ve öğretmenler dijital dünyada çok zaman geçiren çocuklardaki kaybı fark ettiler.
Çocuklarda (özellikle pandemi döneminde) dil, düşünce ve davranış açısından türlü sorunlar doğduğunu gördüler. Ebeveynler psikologların kapısını daha fazla aşındırmaya başladı. Dikkat dağınıklığı, odaklanamama ve pek çok başka sorunlar. Pedagoglar kitap okumanın en organik tedavi yolu olduğunu zaten biliyorlardı, onlar da anne babaları bu alana daha fazla yönlendirmeye başladılar. Çocuk edebiyatı alanındaki farkındalığın arttığını sosyal medyada da görebiliyoruz.
İzleyebildiğim kadarıyla özellikle anneler, çocuklarının okudukları kitapları değerlendiriyor ve kitap önerilerinde bulunuyorlar. Hatta bazı çocuklar bunu doğrudan kendisi yapıyor. Böylesi paylaşımlar da kitapların seçiminde önemli rol oynuyor. Öte yandan kitapların içeriğinin de üslubunun da gittikçe didaktik olmaktan sıyrılıp daha özgürleştirici bir bakış açısı sunduğuna tanıklık ediyoruz.
Çocuk kitapları her geçen gün daha çok önem kazanan bir konu… Yazar adaylarını geliştirmeye yönelik atölye çalışmaları ve eğitimler düzenleyen pek çok mecra var. Alanında uzman bir yazar olarak çocuk edebiyatında ilerlemek isteyenlere ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?
Haklısınız, çocuklar için yazan insanlar çoğaldığı gibi yazmaya istekli insanların sayısı da çok arttı. Bu elbette olumlu bir şey. Çünkü üretim arttıkça daha iyiye ulaşma şansımız olur, okur olarak seçeneklerimiz çoğalır. Aynı ezberleri yapmaktan hepimiz kurtuluruz. Eskiden yazarlık atölyeleri bu kadar fazla değildi ve çocuk edebiyatı alanında atölye düzenleyene de hemen hemen hiç rastlamazdık. Şimdi işler tersine döndü.
Rüzgâr çocuk edebiyatı tarafından esiyor. Özellikle sosyal medyada amatör veya profesyonel pek insanın atölye duyuruları ile karşılaşıyorum. Bu eğitimler kendi disiplininizi sağlayamıyorsanız elbette işe yarar. Belki bir motivasyon sağlar, uygulanan teknikler ufuk açıcı da olabilir. Bana kalırsa okumaya ve yazmaya yeterince zaman ayırırsanız ve sabırlı olursanız çocuk edebiyatında ilerlemek mümkün. Sihirli bir formülü yok bunun.
Yeteneği yok saymıyorum ama asıl konu çalışmaktır. İnsan neye zaman ayırırsa o olur. Bu alanda yönlendirici güzel kitaplar da var. Örneğin Celil Oker’in Genç Yazarlar İçin Hikâye Anlatıcılığı Kılavuzu gibi.
“Kitap seçiminde çocuk da söz sahibi olmalı”
Ebeveynler ve öğretmenler kitap seçimi konusunda nelere dikkat etmeli sizce?
Çocuğun yaşı önemli, çocuğun ilgi alanı önemli. Genç okurun kolay sıkılabileceği göz önünde bulundurulmalı. Kitap seçiminde çocuk da söz sahibi olmalı, kendisi seçerse okuma sorumluluğunu daha fazla hissedecektir. Ayrıca en doğru yollardan biri de tadımlık okuyup ondan sonra karar vermektir.
Sizi çok etkileyen, “Herkes okumalı.” dediğiniz çocuk kitapları var mı?
Hiçbir kitap herkes için değildir. Benim beğendiğim bana göre, sizin beğendiniz size göredir. Ama bazı kitaplar daha yaygın bir okur kitlesini kucaklayabilir. Örneğin Asa Lind’in Kumkurdu serisi böyledir. Küçük Prens hâlâ benim favorimdir.
Bir an olsun soluklanmadan üretmeye devam ediyorsunuz. Tuhaf Bir Otel isimli yeni kitabınız çıktı. Bu kez hikâye bir kedi otelinde geçiyor. Yine çok ilginç bir konu… Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Çocukların çoğu evlerinde bir kedi ya da köpek olsun ister. Bu belki de doğuştan gelen içimizdeki sevme hissinin yansıması. Yazma motivasyonum bu duyguyla başladı.
Çocuklardaki bu doğal istek çoğu zaman anne-baba engeline takılır. Çünkü başka bir canlının sorumluluğunu almak biraz uğraştırıcı olabilir. Ben maceraya kitabın kahramanı Selçuk’taki bu isteği dile getirerek başladım. Onun da karşısına anne engeli çıktı ama hayat sürprizlerle dolu.
Çarkları para ile dönen bir dünyada yaşıyoruz. Anne işsiz kalınca ekonomik kaygılar başlar, Selçuk’un annesi de kedilerle arası iyi olmadığı hâlde bir kedi oteli açmak zorunda kalır.
Böylece çark yeniden dönmeye başlar. Ama bu sistemde rakipleriniz olduğundan (başka bir kedi oteli sahibi örneğin) işler yine zora girebilir. Ben kitabımda hem hayvan sevgisini anlatmaya çalıştım hem insanların rekabet güdüsüyle yapabilecekleri kurnazlıkları da göstermek istedim. Elbette çocukların da çözümün bir parçası olabileceklerini anlatarak.
Kaç yaş grubuna tavsiye edersiniz "Tuhaf Bir Otel"i?
Yaş grupları esnek olabilir ama 9 yaş ve üzeri için rahatlıkla tavsiye ederim.
Yakın zamanda okurlarla buluşacak yeni bir projeniz var mı?
En sevdiğim soru! Henüz ortada kimseyle paylaşmadığım ama paylaşmaya can attığım büyük bir sırrım varmış gibi hissettiriyor. Timur zamanında geçen bir roman kurguladım.
Tabii Nasreddin Hoca’dan ilham aldım. Bugünün çocuklarına, dünyanın o değişmeyen çatışmasını şimdiki dille anlatmaya çalıştım. İktidar ve halk arasındaki ezelî ve ebedî bir çatışma bu.
Nasreddin Hoca bir halk kahramanıdır, ama onun da yanlışları vardır. Timur acımasız bir komutandır ama onun da aciz kaldığı durumlar vardır. Timur’un İkinci Fili adını verdiğim bu dosya, editörün masasında okunmayı bekliyor. Umarım bu röportajı editörüm de okur ve bir an önce dosyamı değerlendirir.
(EK/SYZ/EMK)