Uzun yıllar Almanya'da yaşadıktan sonra 10 Ağustos 2010'da Türkiye'ye Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan giriş yaptığı sırada gözaltına alınan ve dört ay tutuklu kalan yazar Erdoğan Akhanlı'nın son duruşmasında savcı Akhanlı için "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
Hapiste boşa geçen dört ay
Tahtakale'de 1989'da bir döviz bürosunu soymaya teşebbüs etmek ve bu sırada dükkan sahibi İbrahim Yaşar Tutum'u öldürmekle suçlanan Erdoğan Akhanlı, ağır hasta olan babasını ziyaret amacıyla ülkeye geldiği sırada gözaltına alınmıştı.
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Yeniden Kurtuluş Birliği Halk Kurtuluş Güçleri örgütüyle bağlantılı olmakla ve döviz bürosuna yönelik silahlı soygun girişimine karışarak bir kişiyi öldürmekle suçlanan Erdoğan Akhanlı dört ay Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde kalmıştı.
Öldürülen İbrahim Yaşar Tutum'un oğullarının babalarını öldüren kişinin Akhanlı olmadığını net bir şekilde ifade etmesinin ardından, Akhanlı dört ay kaldığı cezaevinden 8 Aralık 2010'da tahliye edilmişti.
Savcı ağırlaştırılmış müebbet istedi
Dün İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davaya Almanya'da bulunan Akhanlı katılmazken, Akhanlı'yı temsilen avukatı Ercan Kanar katıldı.
Radikal'in haberine göre, duruşmada savcı Celal Kara, gasp ve cinayet eylemlerinin anayasal düzeni değiştirme amacıyla gerçekleştirildiğini ifade ederek, Akhanlı'nın eski TCK'ya göre, "Türkiye Cumhuriyeti anayasal düzenini silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek"ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
"Savaş hukuku işletilmeye çalışılıyor"
Konu hakkında bianet'e konuşan Avukat Ercan Kanar ise savcının mütalaasını, "hukuki delilleri olmayan tamamen terörle mücadele şubesinin mantığıyla kurgulanmış bir mütalaa" olarak değerlendirdi.
Savaş hukuku anlayışının mütalaaya yansıdığını ifade eden Kanar, sözlerine şöyle devam etti:
* Son soruşturma safhasında tüm veriler çürüdü ve savcının elinde herhangi bir delil de yok. Fakat buna rağmen mütalaa veren savcı, muhalif düşünceye sahip kişilerden bir intikam zihniyetiyle mütalaa hazırlamış.
* Hiçbir hukuki değeri yok. Savcı yargılama sırasında ortaya hiçbir delil koyamadı. Sadece iddianameyi tekrar ediyor ve düşmanla savaş hukukunu işletmeye çalışıyor. Düşmanla savaş hukuku, yargılamada amaç olarak gerçeğin bulunmasını değil, kendisine muhalif olanı bertaraf etmeyi hedefler. (EKN)