Erdoğan Akhanlı İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada beraat etti. 12 Ekim günü akşam saatlerinde tamamlanan duruşmaya Almanya'da yaşayan Akhanlı'nın avukatları katıldı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara, 15 Haziran 2011 tarihli duruşmadaki mütalaasını yineledi.
Celal Kara mütalaasında gasp ve cinayet eylemlerinin anayasal düzeni değiştirme amacıyla gerçekleştirildiğini ifade ederek, Akhanlı'nın eski TCK'ya göre, "Türkiye Cumhuriyeti anayasal düzenini silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek"ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etmişti.
Akhanlı'nın avukatlarından Ercan Kanar ise savunmasında dosyadaki delillere bakıldığında müvekkili için takipsizlik kararı ya da dava açıldıktan sonra derhal beraat kararı verilmesi gereken hususların söz konusu olduğunu belirtti.
Kanar iddianame ve daha sonra yazılan mütalaayı hukuk adına esefle karşıladığını ve iddianamede de mütalaada da sıkıyönetim öncesi dönemleri aratmayacak şekilde davranıldığını öne sürerek, ''Soruşturma aşamasında müvekkilim hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen dürüst ve adil yargılanma ilkesine uyulmamıştır'' dedi.
İddianame ve özellikle mütalaada müvekkili lehine olan dosyadaki delillerden ve beyanlardan bahsedilmediğini aktaran Kanar, mütalaanın Anayasa'nın 36 ve 38. maddelerine aykırı olduğunu, savcıların uyması gereken Budapeşte meslek ilkelerine de uygun hareket edilmediğini, soygun olayından sonra dosyadaki mağdurlara hukuka uygun şekilde yüzleştirme ve teşhis işlemi yapılmadığını ve yapılan uygulamanın 1992 öncesi ceza muhakemesi yasasına bile uygun olmadığını ileri sürdü. Tanık ve sanık anlatımları, dosyadaki çelişkilerin dikkate alınmadığını savunan Kanar, müvekkili Akhanlı'nın beraatına hükmedilmesini istedi.
Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Erdoğan Akhanlı hakkında ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'' suçundan dolayı 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146/1. maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle kamu davası açıldığını hatırlatarak, Akhanlı'nın atılı suçu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı vicdani kanaat oluşturur deliller elde edilemediğinin anlaşıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle Erdoğan Akhanlı'nın beraatını kararlaştırdı.
Uzun Akhanlı davasının kısa özeti
Uzun yıllar Almanya'da yaşadıktan sonra 10 Ağustos 2010'da Türkiye'ye Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan giriş yaptığı sırada gözaltına alınmış ve dört ay tutuklu kalmıştı.
Tahtakale'de 1989'da bir döviz bürosunu soymaya teşebbüs etmek ve bu sırada dükkan sahibi İbrahim Yaşar Tutum'u öldürmekle suçlanan Erdoğan Akhanlı, ağır hasta olan babasını ziyaret amacıyla ülkeye geldiği sırada gözaltına alınmıştı.
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Yeniden Kurtuluş Birliği Halk Kurtuluş Güçleri örgütüyle bağlantılı olmakla ve döviz bürosuna yönelik silahlı soygun girişimine karışarak bir kişiyi öldürmekle suçlanan Erdoğan Akhanlı dört ay Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde kalmıştı.
Öldürülen İbrahim Yaşar Tutum'un oğullarının babalarını öldüren kişinin Akhanlı olmadığını net bir şekilde ifade etmesinin ardından, Akhanlı dört ay kaldığı cezaevinden 8 Aralık 2010'da tahliye edilmişti. (HK)