Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davaya bugün Çağlayan Adliyesi'deki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) devam edildi.
Cinayette ihmali bulunduğu iddia edilen kamu görevlilerinin yargılandığı altısı tutuklu 85 sanıklı davanın 86. duruşması gerçekleştirildi.
Bugünkü duruşmada dün dinlenmesi yarım kalan Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli dönemin Yüzbaşısı Ali Oğuz Çağlar'ın dinlenmesine devam edildi. Duruşmada ayrıca Halit Sağlam, dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube C Büroda görevli Volkan Altunbulak ve aynı bürada görevli İbrahim Pala tanık olarak dinlendi.
Çağlar, duruşmaya SEGBİS ile bağlandı.
"Ali Öz'e söylenmişti"
Çağlar Trabzon İl Jandarma Komutanlığında günlük olarak gerçekleştirilen istihbarat değerlendirme toplantılarını ve bu toplantılara kimlerin katıldığını anlattı. Hrant Dink cinayetine ilişkin istihbarat bilgisini Ali Öz ile toplantıdan önce öğrendiğini tekrar etti.
Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz ise buna karşılık toplantılara dört subayın katıldığını ve toplantıya kimin katılacağına kendisinin karar verdiğini söyledi.
Ali Öz "O gün ne işimiz vardı tam olarak bilemiyorum. Hrant Dink mevzusu gündeme getirildiğinde toplantıyı neden bitirdiğimi hatırlamıyorum" dedi.
Şimşek: İstanbul'a gittiğimiz doğru, görev belgemiz vardı
Çağlar'ın ardından Trabzon'dan Hrant Dink ile ilgili keşif için geldikleri iddia edilen jandarma istihbaratçıların firari Coşkun Aydın'ı yakalamak için Bakırköy'de görüştükleri söylenen Halit Sağlam tanık olarak dinlendi.
Sağlam, 16 Haziran 2006 tarihinde Coşkun Aydın ve Gökhan Aksoy'un Trabzon Maçka'da iki kişinin ölümüyle alakalı yargılandıkları için kaçtıklarını söyledi.
"Trabzon'dan gelen jandarmalar görevlileri Coşkun'u bulmak için benimle Bakırköy'de görüştü ama ben bilgi vermedim. Coşkun Antalya'daydı ama ben İstanbul'da dedim. İki Adres verdim. Sonrasında beni aldılar."
Okan Şimşek ise konuyla alakalı söz alarak "Ben, Gazi Günay ve Ergün Yorulmaz Trabzon'dan gelip Bakırköy'de tanık Halit Sağlam ile buluştuk. Görev belgemiz vardı" ifadelerini kullandı.
Halit Sağlam'ın ardından eski Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir dinlendi. Yavuzdemir duruşmaya Ankara'dan SEGBİS ile katıldı.
"Dink cinayetinden sonra görevden alındım"
Yavuzdemir, her gün asayiş toplantıları yapıldığını, Dink cinayeti öncesinde ne MİT Bölge Başkanlığı ne Jandarma Komutanlığı ne de İl Emniyet Müdürünün kendisine hiçbir bilgi vermediklerini ve Dink cinayetinden 10 gün sonra görevden alındığını söyledi.
Olayla ilgili televizyon ve gazetelerde ne paylaşılmışsa onu bildiğini aktaran Yavuzdemir, "Eğer altımdakiler kendilerinde böyle bir bilgi varsa en yüksek mülki amir olarak bana bilgi vermeleri gerekiyordu" dedi.
''Cinayeti televizyondan duydum. İl Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın konutundaydım. Altay, haberi duyunca 'Bu işin arkasında bir Trabzolu olabilir' dedi. Ama ciddi mi yoksa şaka mıydı anlamadım. Cinayetten sonra da MİT, Jandarma ve Emniyet'le görüştüm. Bana ellerinde bilgi olduğunu söylemediler.''
"MİT Bölge Başkanı, Jandarma Bölge Komutanı ve İl Emniyet Müdürü bir kişinin öldürülmesini duymuşsa, ellerinde ciddi bilgi varsa benimle paylaşmaları gerekir. Ben de böyle bir olay karşısında İstanbul Valisine, kişiye özel yazı yazıp koruma tedbiri isterim. Yoksa nasıl koruma sağlanacak? Koruma konusunda karar verici kişi benim. Önce İl Koruma Komisyonu toplanır, koruma kararı alınırsa benim onayıma sunulur."
"Akyürek bana 'keşke bilgi verseydik' dedi
Yavuzdemir ayrıca "Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek tutuklanmadan önce tahmin ediyorum 2012 – 2013 yıllarıydı, Ankara'da gördüm kendisi ve olayla ilgili neden bana bilgi vermediklerini sordum" dedi. Akyürek'in ise kendisine 'keşke verseydik' dediğini aktardı.
Yavuzdemir, Trabzon'da Rahip Santoro cinayeti sonrası Abdülkadir Aksu'nun katıldığı bölge valileri toplantısında bu tür cinayetlerin konuşulmadığını ve başka cinayetlere karşı bir önlem alınmadığını da söyledi.
Dönemin Trabzon valisi Hüseyin Yavuzdemir'in ardından dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube C Bürosunda (aşırı sağ olaylardan sorumlu büro) görevli Volkan Altunbulak dinlendi.
FETÖ'den tutuklu bulunan Altunbulak SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı. Altunbulak 17 Şubat 2006 tarihli Engin Dinç imzasıyla Trabzon'dan İstanbul'a gönderilen evrakla ilgili konuştu.
"Saha çalışması yapıldı"
Evrakın Yasin Hayal abisi Osman Hayal konulu olduğunu belirten Altunbulak, iki kişiye saha çalışması yapmaları emrini verdiğini ama saha çalışmasından bir sonuç elde edemediklerini belirtti.
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu ise belgeyle ilgili saha çalışması yapan ve belgenin altında imzası bulunan iki kişinin telefon sinyallerinin keşif alanında sinyal vermediğini belirterek "tahkikat raporunun" ilgili programına kaydedilmediğini aktardı ve ekledi:
"Tahkikat raporu kanımızca cinayetten sonra düzenlenmiştir."
Volkan Altunbudak ise müfettişlerin de aynı konuya değindiğini belirterek evrakın, üzerindeki tarih itibariyle hazırlandığını belirtti.
Altunbulak, Trabzon'dan İstanbul'a gönderilen evrakla ilgili sorulan bir soruya ise gönderilen evraktan önce Yasin Hayal ile ilgili şahıs sorgusu yapıp yapmadığını hatırlamadığını söyledi.
İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ise şube müdürüne giden tahkikat raporlarının mutlaka sisteme girdiğini belirterek sadece bu raporun sisteme kaydedilmediğini söyledi.
Volkan Altunbulak daha sonra söz konusu tahkikattan anladığının Osman Hayal'in bulunması olduğunu söyledi ve olaya Hrant Dink yönüyle bakmadığını belirtti.
Altunbulak'ın ardından İzmir F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda FETÖ'den tutuklu dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi C Büroda görevli İbrahim Pala SEGBİS aracılığıyla dinlendi.
"Trabzon'a bilgi verdik"
Pala 17 Şubat 2006 tarihli Osman Hayal'in araştırılmasını isteyen evrağın önüne silsile yoluyla geldiğini belirterek şahsın araştırmasının yapıldığı ama İstanbul'da olmadığının anlaşılması üzerine Trabzon'a bilgi verildiğini ve sonrasında Trabzon'dan haber beklendiğini aktardı.
Pala tahkikat raporunun cinayetten sonra düzenlendiği iddiası üzerine ise evrağın gerçek tarihinde düzenlendiğini söyledi.
"Tahkikatı yaptık fakat Osman Hayal'in İstanbul'da olmadığı anlaşıldı. Bunun raporunu tuttuk ve Trabzon'a bildirdik. Zaten Yasin Hayal'in İstanbul'a gelişiyle alakalı belgenin üzerine duyarlı olalım notu düşülmüş ve buna üç kişi de paraf atmış. Biz durumu Trabzon'a ilettik. Trabzon'dan ek bilgi gelmesi gerekirdi. Gelmedi" (HA)