Bugün Dünya Yaşlılar Günü.
2050’de dünyada 60 yaş üzeri nüfusun 1 milyara yaklaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de TÜİK 2014 raporuna göre, yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 8. Yani 65 yaş ve üstü 6 milyon 192 bin 962 kişi yaşıyor.
Nüfus projeksiyonlarına göre Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde 2050’de yaklaşık her beş kişiden biri 60 yaşın üstünde olacak. Yani gittikçe yaşlanıyoruz.
25. kez düzenlenen 1 Ekim Uluslararası Yaşlılar Günü, BM tarafından 1990 yılından bu yana organize ediliyor.
Bu yılın teması “Sürdürülebilirlik ve Yaşlıların Kent Yaşamına Dahil Edilmesi”.
2030 yılında her 10 kişiden 6’sının kentlerde yaşayacağı düşünüldüğünde bu yılın teması daha iyi anlaşıyor.
Kentlerdeki mimari engelleri genelde engelli hakları üzerinden konuşuyoruz ancak benzer engeller yaşlılar için de söz konusu. Yaşa bağlı olarak yürüme, işitme ve görme zorluğu yaşayan birçok yaşlı, mimari engeller nedeniyle evden çıkamıyor.
Yaşlılar düşme korkusu yaşıyor
Türk Geriatri Derneği Başkanı Yeşim Gökçe Kutsal da bu soruna dikkat çekiyor.
"Türkiye’de çok sık rastlanan uygunsuz, yüksek kaldırımlar, dik rampalar, ergonomik olmayan, standartlara uymayan trabzansız ve kaygan merdivenler, ışık ve sesli uyarı olmayan yaya geçitleri, dik merdivenler içeren yüksek üst geçitleri hareket zorluğu yaşayan, düşme korkusu olan yaşlıların evlerinden çıkamamalarına neden oluyor."
Belediyeler her yaşa uygun hale getirmeli
Kutsal, her yaşa uygun güvenli çevre oluşturma sorumluluğun yerel yönetimlerde olduğuna işaret ediyor.
"Zaten yaşa bağlı olarak kalp hastalıkları, tansiyon, görme ve işitme sorunları, eklem hastalıkları gibi çoklu sağlık sorunları olan yaşlıların bir de olumsuz çevresel koşullar nedeniyle kaza geçirmeleri, düşmeleri; kafa travmaları ve kalça kırıklarına bağlı olarak yaşamlarını kaybetme riski altında olmaları göz önüne alınarak güvenli çevre oluşturulması elzem."
Bağımsız yaşam için sosyal destek şart
Kutsal, yaşlılara bağımsız yaşam için sosyal destek hizmetleri sunulması gerektiğini belirtiyor.
"Gelişmiş ülkelerde 'aktif ve üretken yaşlanma' ve yaşlıların otonomi kazanmaları çok önceliklidir. Yaşlıların çeşitli gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik olarak evlerine hizmet götürülmektedir. Bu yaklaşımdaki temel amaç 'evlerinde bağımsız yaşam sürmeleri'dir. 2000'li yıllardan beri süregelen 'yerinde yaşlanma' olgusu bu yaklaşımlar ile başarılı bir şekilde yürütülmektedir."
Kuşaklar arası dayanışma gerekli
Kentlerdeki bir diğer sorunun yaşlıların yalnızlığı olduğunu belirten Kutsal, yaşlılık döneminde ayrımcılık ve sosyal dışlanmaya uğrayan yaşlılar için kuşaklar arası dayanışma ve paylaşım ortamlarının oluşturulması gerektiğini, yaşlıların birikim ve deneyimlerini paylaşabilecekleri sivil toplum kuruluşlarının varlığının kıymetli olduğunu belirtiyor. (NV)