Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 30 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) geçti.
İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu’ndan sorumlu yönetim kurulu üyesi Avukat Aylin Aras-Öztürk, söz konusu yasada, belediyelerin sokakta yaşayan köpeklerin toplanması ile ilgili maddeyi uygulamamaları durumunda yetkililerin hapis cezası almalarının söz konusu olmadığını belirtti.
Öte yandan, sorunun asıl nedeninin yıllardır belediyelerin hayvanlara ayrılan bütçeyi başka alanlara harcaması olduğunu belirten Aras-Öztürk, Türkiye’deki barınakların kapasitesinin tamamen dolu olduğunu söyledi.
HAYVAN KATLİAMININ KAPISI AÇILDI
İktidar yasayı geçirdi: Sokaklar hayvansızlaştırılacak, toplanan hayvanlar -icabında- öldürülecek
“Bütçeyi hayvanlar için kullanmadılar”
Aras-Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Belediyeler bu zamana dek sokakta yaşayan hayvanların kısırlaştırılmasına ve tedavilerine ilişkin bütçeyi ne yazık ki hayvanlar için kullanmadılar, kısırlaştırma yapılmadığı için popülasyon arttı ve bugün bunun bedelini sokakta yaşayan, hiçbir şeyden haberi olmayan köpekler ödeyecek. Hayvanları Koruma Kanunu çıkalı 20 sene oldu, hayvanlar bu süre içinde kısırlaştırılsaydı şimdi bu katliam yasasını konuşmayacaktık.
Meclis’ten geçen yasa değişikliğinde bir geçiş süreci var. Köpeklerin ilk etapta belediyeler tarafından toplanması öngörülmüyor zira iktidar da yasa değişikliğini yaparken belediyelere bakımevleri yapılması için dört yıllık bir zaman veriyor. Şu an ülkemizde mevcut barınak kapasitesi 128 bin 900 hayvan için. Bu barınakların da tamamı dolu. Yasa çıkar çıkmaz köpeklerin toplanabileceği hiçbir bakımevi mevcut değil. Zaten yasada da köpeklerin toplanmaması nedeniyle belediye başkan ya da meclis üyelerine yönelik bir cezai düzenleme de yok.
“Bahsi geçen 6 ay ila 2 yıl arasında hapis cezası, sokakta yaşayan hayvanlar için ayrılan bütçenin kullanılmaması ya da farklı yerlerde kullanılması ile ilgili. Yani bundan sonra belediyeler bu bütçeyi sokakta yaşayan hayvanlara bakımevi yapmak, rehabilite etmek, kısırlaştırmak, tedavi etmek; bakımevleri yapıldıktan sonra da hayvanları toplamak ve sahiplendirmek için kullanmak zorunda.”
“Veteriner hekimlere çok iş düşüyor”
Siyasi iktidarın belediyeleri ve yurttaşları söz konusu yasal düzenleme ile karşı karşıya bıraktığını söyleyen Aras-Öztürk, muhalif belediyelerin yasayı uygulamaması halinde, sokakların "hareketlenmesini" beklediklerini söyledi.
Bazı kentlerden “üzücü” haberler gelmeye başladığını söyleyen Aras-Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu yasa ile gelen en sorunlu madde, hayvanların ‘ötanazi’ adı altında öldürülmesinin yasayla meşrulaştırılması. Özellikle barınaklarda bulunan ‘yasaklı’ ırkların öldürülmesi öngörülüyor. Yine köpeklerin öldürülmesine ilişkin eski düzenleme genişletildi ve muğlaklaştırıldı. Burada veteriner hekimlere çok iş düşüyor. Eminiz ki birçoğunun meslek yemini siyasi baskıların önüne geçecektir. Hayvanların öldürülmesi kararı tamamen veteriner hekime ait ve veteriner hekimin sağlıklı hayvanların öldürülmemesine ilişkin kararlarından dolayı karşılaşabileceği bir cezai yaptırım da yok.
‘Yasaklı ırklar’ ile yasaya yeni giren ve tanımı tamamen muğlak olan ‘sahiplendirilme niteliği olmayan hayvanlar’ bizim asıl endişelendiklerimiz. Geçen hafta İzmir'de bir veteriner hekim bu yasayı uygulama düşüncesinin kendisinde yarattığı ruhsal sıkıntı nedeniyle ne yazık ki intihar etti.
ERDOĞAN'A ÖLDÜRME YASASINI VETO ÇAĞRISI
"Leblebi'nin gözlerinin içine bakın ve veto hakkınızı kullanın"
Tavsiyeler
“Belediyelere tavsiyemiz, bakımevleri yapılana kadar dört yıl içinde ayrılan bütçenin sokakta yaşayan köpeklerin kayıt altına alınarak aşılanması, kısırlaştırılması ve ardından yerine tekrar bırakılması ile aktif bir sahiplendirme kampanyasına harcanması. Devamında gerçekten hayvan sağlığına yaraşır şekilde barınakların yapılmasıyla birlikte kalan çok az sayıda kalan köpekler bakımevlerine toplanmaya başlar.
“Zaten değişiklikten önceki yasa ile bile ‘yasaklı’ ırklar, saldırgan ya da tehlikeli olanlar barınaklara yerleştiriliyordu. Barınaklar yapılmadan hayvanların toplanması, tamamen hayvanların katli demek ki, bu sefer yine belediyeler ile bu yasaya tepkili olan halk karşı karşıya gelecek.
“Belediyeler doğru adımlar atmalı, bakımevlerini yapmaları için gereken süreye kadarki bütçelerini bu işi çözmek adına harcamalılar ve hiçbir hayvanı dedikleri gibi ölüme göndermemeliler. Yine ayrıca söz konusu yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmeliği de beklemeden herhangi bir çaba içine de girmemeli sadece kısırlaştırıp, aşılarını yaptıktan sonra yerlerine bırakmalılar.”
BAŞIBÜYÜK ORMANI'NDAN İZLENİMLER
"Ormana her gün yeni bir köpek bırakılıyor, bu yıllardır değişmedi"
Yasadaki yaptırımlar
Yasadaki değişikliğe göre belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'ini; büyükşehir belediyeleri binde 3'ünü kaynak olarak aktaracak.
Belediyelerce bu oranların üzerinde yapılan harcamaların yüzde 40'ı Hazine ve Maliye Bakanlığınca belediyeye aktarılacak; aktarılacak tutar hiçbir şekilde maddedeki oranların yüzde 40'ını geçemeyecek.
Başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak.
Yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek, birlikte yaşadığı hayvanları terk edenlere yönelik idari para cezası 2 bin TL’den 60 bin TL’ye çıkarılacak. (TY)