* Fotoğraf: Evrim Aydın / AA - Maraş
Maraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından hem Türkiye'de hem de komşu ülke Suriye'de arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor.
Sınırın iki yakasında 15 binden fazla yurttaşın ölümüne sebep olan depremlerin ardından, Türkiye ve Suriye basınları gibi Avrupa'daki gazeteci ve yorumcular da Maraş depremlerinin neden bu kadar can kaybına ve hasara sebep olmuş olabileceğini tartışıyor.
Depremden yalnızca 3 ay sonra yapılması planlanan seçimleri hatırlatan gazeteler, bir yandan Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sorumluluğuna işaret ederken bir yandan da depremlerin seçimler üzerindeki olası etkilerini ele alıyor.
Avrupa basınından öne çıkan yorum ve değerlendirmeleri euro|topics'in derleme ve çevirisiyle aktarıyoruz...
"Seçimden sonra iktidara geldiler ama..."
Yunanistan'ın Naftemporiki gazetesine göre, deprem sonrası ortaya çıkan tablonun sorumlularından biri de Erdoğan. Gazete, olanları "yozlaşmış inşaat politikasının faturası" olarak nitelendiriyor:
"20 yıl önce, 1999'daki 18 bin insanın ölümüne neden olan başka bir büyük depremin hemen ardından iktidara gelmişti. Hükümeti bu 20 yıl boyunca, ülkeyi bu ölçekte bir depreme hazırlamayı başaramadı.
"Büyük yıkıma yol açan 1999 depreminin ardından, [diğer tedbirlerin yanı sıra] deprem bölgelerdeki yeni kamu binalarını depreme dayanıklı hale getirmek üzere bir 'deprem vergisi' getirilmişti.
"Muhalefetin de eleştirdiği gibi, toplanan paralar bu işe değil, başka yerlere akıtıldı. Halkın parası çarçur edildi. İhaleler devlete ve iktidar partisine yakın büyük inşaat firmalarına verildi, onlar da bu binaları deprem yönetmeliklerine aykırı bir şekilde inşa etti."
"Baskı, etkili tedbirler almasını sağlayabilir"
Macaristan'ın Magyar Narancs dergisi, "afetin Erdoğan için riskler teşkil ederken avantaj da sağlayabileceği" kanısında:
"Sorumluluğun kimde olduğu meselesi, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının önemli konularından biri olacak ve boş yere de değil: Özgürlük karşıtı ve otoriter Erdoğan rejimi ve ona bağlı ilgili birimler, depremin sonuçlarını hafifletmek için pek az şey yaptılar.
"Dolayısıyla bu durum, Türk yetkilileri hızla harekete geçmeye sevk edebilir. Öte yandan, ülkenin en büyük çevre bölgelerinden birini ve buradaki büyük ölçüde Kürt kökenli oldukları için isyana yatkın olduğu düşünülen halkı da kaderine terk etmeyi göze alamazlar."
"Türkiye siyasetinde dönüm noktası yaşanmaz"
Çekya'nın Deník N günlük gazetesi, "Erdoğan'ın bu krizi de atlatmak için hâlâ her tür fırsata sahip olduğu" görüşünde:
"Ülke yüzde 50'nin üzerinde bir enflasyonla boğuşuyor ve ücretler, fiyat artışlarındaki hıza ayak uyduramıyor.
"Erdoğan, ekonomik krize karşı kimi seçmenleri geri kazanmasını sağlayabilecek büyük bir yardım paketi açıklamıştı. Deprem sonrasında başka bir mali yardım paketi sözü daha verdi.
"Erdoğan, eleştirileri büyük jestler ve sürdürülecek yardımlarla bastırmayı başarabilirse, seçim öncesinde becerikli bir lider olarak itibarını koruyabilir. Henüz mevcut durumun, en sadık seçmenlerinin desteğini kıracağını gösteren pek bir emare yok."
"Kriz yönetimi seçimin kaderini belirleyebilir"
Almanya'nın Die Tageszeitung (taz) gazetesinin Türkiye muhabiri Jürgen Gottschlich ise "afetin olası siyasi sonuçlarını" şöyle açıklıyor:
"Erdoğan, afet yardımı performansıyla halkı ikna etmeyi başarırsa, yeniden seçilmeyi garantiye alabilir. Almanlar, Elbe'nin taşması sonrasında yaşanan sel felaketiyle mücadele çabaları sayesinde, herkesi şaşırtarak yeniden seçilen dönemin şansölyesi Gerhard Schröder'i iyi hatırlar.
"Savaş ve etnik çatışmalar dolayısıyla zaten bir kriz bölgesi olarak görülen Türkiye'nin güneydoğusu daha büyük bir kaosa sürüklenirse, bundan muhtemelen muhalefet fayda sağlar. Ancak ümit edelim ki, afetten etkilenenler açısından kriz yönetimi başarılı olsun." (SD)