Muğla'da dört yıl önce bir kadına tecavüz etmekle suçlanan sekiz sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Fethiye 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülürken, davanın sanıkların tutuklanmasıyla sonuçlanması için adliye önünde bekleyen kadınların arasında Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku Muğla bağımsız adayı Şehbal Şenyurt Arınlı da vardı.
Şenyurt, bianet'e bu davanın ve kadınların bu şekilde dayanışmasının önemini anlattı. Tecavüzün normalleştirildiğini, yasaların kadınların aleyhine işlediğini, birçok kadının bu nedenlerle şiddete maruz kaldıklarını bile açıklayamadıklarını söyleyen Şenyurt, yasalar değişene, şiddet son bulana kadar kadınların mücadeleye devam edeceğini ifade etti.
"Adalet yerini bulana kadar davanın takipçisiyiz"
Şenyurt, Türkiye'nin birçok ilinden kadınların davanın her celsesinde Fethiye'ye gelerek adliye kapılarına dayanmasının, kadına karşı şiddet meselesinde adalete duyulan ihtiyacı gözler önüne serdiğini söylüyor.
"Bugün tanık olduğumuz bu duruşma, bu meselenin kadınlar için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Adliye önünde Türkiye'nin her yerinden gelen 150'ye yakın kadının beş saat boyunca hiç durmadan protestoya devam etmesi gerçekten kadınların örgütlü mücadelesinin ve dayanışmasının örneği. Çünkü biz kadınlar farkındayız ki, şiddet, taciz ve tecavüze karşı birlikte mücadele etmek zorundayız.
"Fethiye gibi ulaşımı zor bir yere gelinmesi de ayrıca önemli. Telefonlar ve mailler aracılığıyla birçok destek mesajı geliyor. Yani alana gelemeyen kadınlar da bu davanın takipçisiler."
Şenyurt Fethiye davasının, cinsel şiddete maruz kalan, ancak yaşadıklarını açıklayamayan kadınlar için de cesaretlendirici bir örnek olabileceğini söylüyor.
"Muğla'da böyle meseleler çok fazla yaşanıyor, ama kadınlar ortaya çıkamıyor, korkuyorlar. Ancak biz onlarla ilişkiye geçtiğimizde gizlice anlatabiliyorlar. Bu anlamda çok önemli, çünkü diğer kadınları yüreklendirebilecek bir dava.
"Biz bu davalarda kadının beyanının esas alınarak tecavüzcülerin tutuklu yargılanmasını istiyoruz. Kadının hayatı tümden parçalanırken tecavüzcüler işlerine gidip sosyal hayatlarını aynen sürdürüyorlar."
Bir baro başkanının tecavüz davasına dahil olup sanıkların avukatlığını üstlenmesinden, davanın takipçisi tüm kadınlar gibi Şenyurt da rahatsız. Bunun "tecavüzcüleri yüreklendiriğini" belirtiyor.
"Evet, savunma hakkı kutsaldır, ancak bu konumdaki insanların tecavüz gibi bir davada savunma avukatlığı yapmaları kabul edilemez. Baro başkanının, başkan sıfatıyla davaya girmesi tecavüzcüleri yüreklendiriyor
"Çok öfkeliyiz. Tecavüze uğrayan bir kadının ailesi suçlanıyor, kadının sol, sosyalist eğilimleri var, ailesi boşanmış diye tecavüz normalleştiriliyor. İsyan etmemek mümkün değil."
"Yasaları kadınların lehine değiştirmemiz lazım"
Yasaların kadınların haklarını gözetmemesi kadına karşı şiddet davalarında faillerin cezasız kalmasının en önemli nedenlerinden. Şenyurt, şiddetin son bulması için, yasa yapım süreçlerinde kadın temsiliyetinin artması gerektiğini belirtiyor.
"Bu meselelerin çözülmesi için artık mecliste, temsil noktalarında kadınların mutlak suretle bulunması lazım. Bu yasaları kadınların lehine değiştirmemiz lazım."
Şenyurt, mahkemenin ardından adliye önünde yaptığı konuşmada bu mesajını tekrarlıyor:
"Yasalara kendi izimizi bırakana kadar alanları terketmeyeceğiz. Kadınların yasalardaki varlığı ve damgası hem barış, hem de şiddetin bitmesi anlamında bu ülkenin tek kurtuluşu. Kadınların meclise taşınması çok önemli. Dayanışmaya devam!"(ÇT)