Hukukçu Meriç Eyüboğlu ise, yasal eksikliklere işaret ederek, "Yaşadığımız ve yaşayacağımız sorunlar, salt uygulama sorunları olarak nitelenemez" dedi.
Kürtçe yayın için bekleyen Diyarbakır "Gün TV" Haber Müdürü Serkan Yatçı, İlerleme Raporuyla gelinen sürecin, tümüyle siyasete döküldüğünü savundu.
Avrupa Komisyonu'nun onayladığı Türkiye İlerleme Raporu'nda, ifade özgürlüğü ve yayıncılığa ilişkin gözlemleri değerlendiren TGC Başkanı Erinç, Hukukçu Eyüboğlu ile "Gün TV" Haber müdürü Yatçı, bianet'e eleştirilerini aktardılar:
"TCK değişti ama AİHM içtihatlarıyla çelişiyor"
TGC Başkanı Erinç, "AB için 78 yıllık Türk Ceza Kanunu'nun değiştirilmiş olması çok önemli ama biz gazeteciler, TCK'daki basın yayın suçları ile ilgili maddelerin AİHM içtihatları ile çeliştiğini söylüyoruz" dedi.
Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'de ifade özgürlüğünün durumuna kalın çizgilerle baktığını savunan Erinç, bunda özgürlükler konusundaki bazı takıntılar ve kendilerine özgü değerlendirmelerin de rol oynadığını açıkladı.
Erinç'e göre, bunun diğer bir etkeni de bilgilerin Türkiye'deki siyasetçilerden veya AB yanlısı uzmanlardan alınmış olması.
Siyasal açıdan Avrupa'nın zaten "evet" diyeceğinin daha önce açıklandığını belirten Erinç, diğer bir tutarsızlık olarak, bazı komisyon üyelerinin kendi ulusal çıkarları açısından ileri sürdükleri gerekçelerle bu kararlarını, "koşullu evet"e dönüştürmüş olmalarını gösterdi.
Av. Ebüboğlu : Sorun uygulama ile sınırlı değil
İlerleme Raporunu basından izleyebildiğini ifade eden Avukat Eyüboğlu, hükümetin yasal düzenlemeleri AB sürecinin gölgesinde yapması nedeniyle "baş döndürücü bir hızda" gerçekleştirdiğini ifade etti.
Eyüboğlu, AB üyelik sürecini destekleyen kesimlerin "ev ödevlerini" esas aldığını, bu nedenle de düzenlemelere ilişkin eksiklik ve eleştirilerin, basında pek yer bulamadığını savundu.
Benzer bir yaklaşımın İlerleme Raporuna sirayet ettiğini ifade eden Eyüboğlu, "AB, TCK'nın uygulamasının izlenmesini istiyor. Oysa, daha önce değiştirilen Basın kanunu, Dernekler Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Yasası'nda hala çok önemli sınırlamalar var" dedi.
İfade özgürlüğünün kardeş özgürlüğü olan örgütlenme özgürlüğünde de, hala pek çok engel bulunduğunu belirten Eyüboğlu, "Bazı hatta önemli adımlar da atıldı. Ama yaşadığımız ve yaşayacağımız sorunlar, salt uygulama sorunları olarak nitelenemez" dedi.
Raporda "demokratikleşme ve insan hakları alanında sorun yaşanması halinde, müzakerelerin askıya alınacağının" ifade edildiğini hatırlatan Eyüboğlu, "Dünyanın insan hakları sicili dikkate alınınca ve 'bir kere ihlal etmekle bir şey olmayacağı' ya da 'ihlal edenin kim olduğunun' önemsendiği düşünülünce, buna AB'nin öncelikle ekonomik bir birlik olduğu olgusu eklenince, bu 'koşullu evet'in, 'sihirine' güvenmemiz gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Yatçı: "Kürt Sorunu sadece yayın ve kurs değil"
"İlerleme Raporuyla gelinen sürecin, yayıncılık ve ifade özgürlüğünün alanından çıktığını ve siyasete döküldüğünü düşünüyorum" diyen "Gün TV"den Yatçı, "AB ile Türkiye kendi aralarında demokrasicilik oyunu oynuyor" dedi.
Yatçı, AB'nin Kürt sorununa yaklaşımını Kürtçe yayını ve kurslarla sınırlı tuttuğunu savunarak, "Oysa, bu sorun yönetmeliklerle değil Anayasal bir çerçeve kazandırılarak çözümlenmesi gerekiyor. Hükümet icraatlarında toplumun talepleri yok" diye konuştu. (EÖ)