İkisi de 22 yaşında, Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer 17 aydır tutuklu. Berna Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü dördüncü sınıf öğrencisiydi, Ferhat da Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Makine Bölümü ikinci sınıftaydı.
Şimdi Ferhat Kandıra F Tipi Cezaevi'nde, Berna da Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nde.
Örgüt üyeliğiyle ve örgüt adına propaganda yapmakla suçlanıyorlar, en büyük "suçları" ise Roman Çalıştayı'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması sırasında "parasız eğitim istemek."
Önce "etkisiz hale getirildiler"
Berna ve Ferhat, 14 Mart 2010'da, Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu toplantıda, "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı pankartı açtı ve hayatları değişti.
Toplantıda, "Başbakanlık koruma görevlilerince etkisiz hale getirilen" gençler gözaltına alınırken, evlerinde arama yapmak için de polis ekipleri yola çıktı. Evlerinde bulunan yasal dergiler, basın açıklamaları ve not defterleri delil klasörüne kondu. İkisi de çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı, o günden beri de cezaevindeler.
Delil: TEKEL eylemine destek
"Aleyhlerindeki" deliller arasında, TEKEL işçilerine destek için düzenlenen yürüyüşe katılmak, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampusu, Galatasaray Lisesi ve Taksim tramvay durağı önünde yapılan basın açıklamalarına katılmak, eski Bayrampaşa Cezaevi önünde yapılan Hayata Dönüş Operasyonu protestosuna katılmak, Engin Çeber'in işkencede öldürülmesiyle ilgili yapılan basın açıklaması ile Güler Zere'yle ilgili basın açıklamasına katılmak, NATO ve Dünya Bankası protestoları var...
"Eylemler bir bütündür, bölünemez"
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Haydar, "Şüphelilerin birden fazla eyleme katıldığı, bu eylemlerin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini" öne sürerek, her ikisinin de "Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi (DHKP/C) üyesi olduğuna" kanaat getirdi ve "silahlı örgüte üyelik ve örgüt propagandası yapmak" suçlarından 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırmalarını talep etti.
Böylece, Berna ve Ferhat'ın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2, 53, 54, 58/9, 63. maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2. maddesinden yargılanmasına başlandı.
Eğitim herkesin hakkı mı?
24 Mayıs'ta çıktıkları üçüncü duruşmada da yine tutukluluklarının devamına karar verildi. Berna Yılmaz savunmasında şunları söyledi:
"Başbakan'ın hazır bulunduğu bir toplantıda parasız eğitim hakkını dile getirdiğim için bir yılı aşkın zamandır tutukluyum. Demokratik bir ülkede eğitim herkesin hakkı olmalıdır, eğitim ücretini karşılayamayıp okulu bırakan birçok genç olduğu gibi, çocuklarının eğitim parasını karşılamak için ağır şartlarda çalışan aileler de var. Ben sadece bu gerçeği dile getirdim."
Ferhat da Berna'ya katıldığını söyledi: "Biz daha özgür ve demokratik bir ülkede eğitimin herkese eşit olarak sunulmasını ve parasız olmasını istedik."
Avukatları Taylan Tanay yaptığı ortak savunmada, "Müvekkillerimizin katıldığı eylemler, yasaldır ve izne tabi değildir. Başbakan'ı protesto ettiler diye örgüt üyeliğiyle suçlandılar, oysa eylemleri ifade hürriyeti kapsamındadır" dedi.
Savcı da "ifade özgürlüğü" dedi
"Hep savunmayı dinledik, iddia makamı ne diyor?" derseniz, Savcı Kasım İlimlioğlu şu ifadelerle her ikisinin de beraatini istedi:
"Anayasa'nın 25, 26, 33 ve 34. maddelerinde, düşünceyi açıklama özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı; silah ve şiddet kullanılmayan yürüyüşlerin izinsiz yapılabileceği yer alıyor. Haklarında kapatılma ve yasaklama kararı olmayan dernek ve sivil toplum örgütlerinin eylemlerine katılan sanıklara, sırf bu yüzden cezai sorumluluk yüklenemez. Sanıkların eylemleriyle açıklamaları, 'ifade özgürlüğü' sınırları içerisindedir, şiddet içeren eyleme başvurmadıkları da zaten dosyada mevcut."
Parasız eğitimin bedeli 15 yıl
Peki neden hala cezaevindeler? Bu sorunun cevabını kim verebilir? İddia makamı da savunma makamı da aynı fikirdeyken, hala yargılanıyor olmalarını açtıkları pankartın "tehlikesine" mi bağlamalı?
Son mektubunda "Parasız eğitim istemenin bedeli 15 yıl" diyen Berna, herkesi, 6 Ekim saat 15:00'te Beşiktaş Adliyesi Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek dördüncü duruşmaya, kendilerine destek vermeye çağırıyor.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Merve Ergün, 5 Ocak 2011'deki "Başkaldırıyoruz" eylemine katıldığı için 20 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor. Ergün, bianet'e yazdığı mektupta, "Bu adaletsizlik siz ne yaparsanız yapın bir yerden sizi de vuruyor, vurmadıysa da vuracak. 'Benim çocuğum böyle şeylere karışmaz' diyen anne babalar da kendileri de bir gün aynı hukuksuzluğun içinde bulacak. Çünkü artık en basit muhalif tutum bile kara listeye alınmanıza yetiyor" demişti.
Eylem özgürlüğü kara listede mi? (AS)