Çocuk hakları alanında çalışan pek çok kuruluşun üye olduğu Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek İçin Ortaklık Ağı, "Evlilik Affı" olarak bilinen yasaya ilişkin ortak bir açıklama yayınladı.
"Cinsel İstismarın Affı Olmaz, 18 Yaşına Kadar Her Birey Çocuktur!" başlıklı açıklamada, evlilik kurumunun cinsel istismar suçunu meşru kılmak için kullanılamayacağı ve mağduriyetlerin giderilmesi için bir yol olmadığının tekrar altı çizildi.
Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
"Yetişkinlerin menfaatlerini değil, çocukların haklarını koruyun"
"Cinsel istismar, temas içeren ya da içermeyen, tecavüz de dahil olmak üzere çocuğa karşı her türlü cinsel eylemi/şiddeti içerir. Çocukların evlendirilmesi bir cinsel istismar biçimidir ve cinsel istismar suçtur. Diğer istismar biçimleri gibi cinsel istismar da bir çocuk hakkı ihlalidir ve affı olmaz. Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı olarak yasa yapıcıları ve karar vericileri, yetişkinlerin menfaatlerini değil, çocukların haklarını korumaya davet ediyoruz.
"Basında tartışılan ve "cinsel istismar af yasası" olarak bilinen "İnfaz Paketi Düzenlemesi" cinsel istismara maruz bırakılan çocuklarla faillerinin evlendirilmesini, faillerin affedilmesini öngörmekte ve önünü açmaktadır.
"Olası bir afla gerçekleştirilecek evlilikler çocuğa yönelik cinsel istismarın cezasız kalmasına neden olacaktır. Bu cezasızlık politikası yeni suçları teşvik edecek, önünü açacak ve yeni mağduriyetlerin, cinsel istismar suçlarının oluşmasına yol açacaktır. Ayrıca toplumun yapı taşlarından biri olan ailenin, evlilik zırhıyla korunan suç mahalleri ve suçlu bireyler korunağı konumuna indirgenmesine de sebebiyet vermesi muhtemeldir."
"Alınan kararlar ayrım gözetmemeli"
Açıklamada ilgili bakanlıklar ve milletvekillerine de düşen görevler hatırlatıldı:
"Odağı çocukların adalete erişimi, şiddetten korunması, şiddetin engellenmesi olması gereken bakanlıkları, çocukları, zorla evlendirilmelerinin zararlı sonuçlarından korumak ve çocuğa karşı şiddeti sonlandırmak ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu yükümlülükler uyarınca evlenme yaşı, tartışmasız ve tereddütsüz bir şekilde 18 yaş olarak düzenlenmelidir.
- 18 yaş altındaki evlilikleri normalleştiren ve yaygınlaştıran her türlü söylem ve yasa yapım çalışmalarından ivedilikle vaz geçilmelidir.
- İlgili bakanlıklar ve kamu kurumları ile iş birliği içinde ve bilimsel veriler temelinde, çocuk yaşta evliliklerin zararlı sonuçları ile ilgili toplumu bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekmektedir.
- Kapsamlı cinsellik eğitimi, cinsel sağlık ve haklar eğitimi çocukların güçlendirilmesi ve cinsel istismardan korunmasında önemli bir araçtır. Okullarda kapsamlı cinsellik eğitimi müfredata alınmalıdır.
- Çocukların evlendirilmesi ile ortaya çıkan mağduriyetlerin ve hak kayıplarının giderilmesinde ve çocukların iyilik hallerinin desteklenmesinde meslek örgütleri ve uzman kuruluşların iş birliğinde, bilimsel verilere dayanarak sosyal politikaların oluşturulması gerekmektedir.
- Koruyucu ve önleyici politikaların, ayrım gözetmeksizin çeşitli kimliklere, özelliklere ve deneyimlere sahip tüm çocukların farklı ihtiyaçlarını kapsayacak şekilde oluşturulması gerekmektedir.
- Pandemi süreci ile birlikte artış gösterdiğine dair göstergeler bulunan çocuğa karşı ev içi şiddet ile ilgili alınan önlemler ve sağlanan hizmetler ile ilgili cinsiyete ve yaşa dayalı ayrıştırılmış veriler paylaşılmalıdır.
"Çocuklar için TBMM'de mücadele verin"
"Yasa yapıcıların odağında çocuğun yüksek yararı olmalıdır" diyen Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek İçin Ortaklık Ağı, milletvekillerine yükümlülük ve sorumluluklarını da hatırlatarak, hak ihlallerine karşı çocuklar için TBMM'de mücadele vermeye davet etti:
- Gündemdeki yasa teklifinin ve çocukları ilgilendiren tüm yasal düzenlemelerin, çocukların yüksek yararı odağında görüşülebilmesi için Meclis'te Çocuk Hakları Daimî Komisyonu oluşturulmalıdır.
- Yasa yapım tartışmaları faile verilen ceza ile sınırlandırılmadan, çocukların hak ve ihtiyaçlarına uygun olarak yürütülmelidir.
- Meclis, çocukların koruma sistemine girmesiyle başlayan çocuklara yönelik tedavi, rehabilitasyon ve destek çalışmaları için yeterli bütçenin ayrılması gibi konulara da odaklanmalıdır.
- Yasa yapım çalışmalarında toplumsal cinsiyet rollerinden bağımsız çeşitli kimliklere, özelliklere, deneyimlere, ihtiyaçlara sahip her çocuk gözetilmelidir.
- Çocukları etkileyen yasaların yapımında çocukların, bakım verenlerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımına uygun süreçlerin oluşturulması sağlanmalıdır.
- Çocukların tüm haklarının tanındığı ve bu hakların korunmasını içeren çocuk hakları yasası oluşturulmalıdır." (AÖ)