* Fotoğraf: Arşiv - AA
“Bu düzenleme ne hayvana bir hak tanıyor, ne hayvanı korumaya yönelik samimi bir adım atıyor. Aksine koruyor algısı pompalansa da ‘mış’ gibi yaparak verilmiş hakları da geri alıyor yer yer.”
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaşan Hayvanları Koruma Kanunu’nun Türkiye’de hayvan ölümlerine, hayvana şiddete ve tecavüze karşı yıllardır mücadele eden hayvan hakları savunucularının taleplerini ne denli karşıladığını Hayvanları Koruma, Kurtarma ve Yaşatma Derneği (HAYKURDER) Başkanı Erman Paçalı ile konuştuk.
Yasada, hayvanlar üzerinde deneysel çalışmalar yapılmasına yasal dayanak sağlayan ifadeler yer alırken özel hayvanat bahçesi açma hakkı şeklinde bir eyleme izin veriliyor. Ayrıca hayvan hakları savunucularının ve kuruluşlarının elinden bir hayvana şiddet, işkence veya tecavüz durumunda dava açma hakkı alınırken tek şikayet hakkı tarım müdürüne veriliyor.
TIKLAYIN - Hayvan Hakları Koruma Kanunu'nda neler var?
Yasanın içeriğini değerlendiren Paçalı, “Tam bir hayal kırıklığı hepimiz için. Tam anlamıyla fecaat” diyor. Yasanın hayvanlar için olumlu bir madde içerip içermediğini ise “Yasanın olumlu yanları her sorulduğunda derin bir sessizlikle cevaplamak durumunda kalıyoruz. Zira öyle düzenlemeler içeriyor ki; pozitif değerlendirmeye müsait bir kırıntı varsa onu dahi alıp götürüyor genel çerçeve” diye yanıtlıyor.
Kanunla ilgili sorunlardan bir diğeri de Hayvan Hakları Meclis Araştırma Komisyonuna paralel olduğu, sivil toplum kuruluşlarının (STK) görüşleri alınarak hazırlandığı yönündeydi. Ancak Paçalı öyle bir durumun söz konusu olmadığını nitekim Komisyon toplantısında yaşanan şiddetli tartışmaların ve 11 Temmuz’da Ankara, Ulus'ta yapılan çağrının da bunu ortaya koyduğunu söylüyor.
Paçalı’nın yasaya ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
Deneysel çalışmaların önü açılıyor
“Eski kanunda misal yasaklı davranışlar arasında 14a maddesinde ‘acımasız ve zalimce işlem yapmak’ yasağı, (j) bendinde ‘işkence’ yasağı vardı. Yeni kanunda bunların yasadan çıkartılması, acımasız ve zalimce işlem yapmak yerine muamelede bulunmak ifadesi getirilmesi önerildi ve kabul edildi. Yine bir başka maddede ‘hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan vücutlarına müdahalelerde bulunmak yasaktır’ düzenlemesi vardı. Buna da ‘tedavi maksatlı olmayan’ ibaresi eklendi.
“Konuya hakim olmayanlar bu düzenlemelerin ne anlama geldiğini anlayamayabiliyor. Çok ince ayrıntılar bunlar. Neden mesela ‘işkence, zalimce ve acımasızca’ diye tanımlı yasaktan işlem kelimesini kaldırıp muamele kelimesini koymak ihtiyacı hisseder bir yasa? Bunun anlamı ne? Ya da hayvanların vücutlarına kesin olarak öldüğü anlaşılmadan vücutlarına müdahale yasağına tedavi maksatlı olmayan ibaresi neden konulur? Tedavi maksatlı müdahalede bulunup mağdur olan veteriner mi var? Yahut bir veterinere tedavi maksatlı müdahalede bulunamazsın diyen mi oldu?
“Bu maddenin ve yeni düzenlemenin izahı çok net. Madde gerekçesinde veterinerlik faaliyetlerini kolaylaştırmak deniliyor. Kastedilen akademik kariyer maksatlı deneysel çalışmalar. İşlem bir uygulamayı, muamele bir davranışı ifade eder. Bu iki madde ilişkilendirildiğinde bir hekime hayvan hayattayken acımasız ve zalimce işlem, uygulama yapma hakkı, yani hayvan üzerinde deneysel çalışma yapabilme, vücutlarında kırıklar, yanıklar oluşturma, kimyasallara maruz bırakma ve deneysel tedavi yöntemleri çalışma olanağı tanıyor.
Yasaklı ırk tanımı ve beslenme hakkı
“Misal eski kanunda yasaklı ırklar tanımında yasaklı sınıfına alınan ırklara yönelik sahiplendirme, ülkeye sokma, üretim, satış, reklamını yapma yasağı vardı. Bu tanıma ‘beslenmesi’ ibaresi eklendi. Düşünebiliyor musunuz adı hayvanları koruma kanunu ama bir canlının en temel ihtiyacı ve hakkı olan beslenme hakkını kanunla yasaklayıp yaşam hakkını ihlal ediyor. Bu nasıl korumak böyle.
“Oysa meclis araştırma komisyonu raporunda da bizim taleplerimiz arasında da yasak ırk kavramını kaldırıp çenesi güçlü hayvanların ruhsatlandırılması, sahiplerine yasal sorumluluk yüklenmesi önerisi vardı. Yok sayıldı. Yasak daha da ileri taşındı ama bu ırkları yarın yine biri silah olarak kaçak yetiştirip kötü niyetli kullandığında köpek ölüme sürgün edilecekken sahibi yargılanmayacak bile. Ayıptır.
“Suçu, suçluyu bu denli koruyup kollayıp hayvanı mağdur edecek bir yasadan söz ediyoruz şu an. Üstelik yasaklı ırkların hangileri olduğunu belirleme yetkisi de bakanlığa devredildi. Bakanlık canının istediğini yasaklayabilir yönetmelikle sınırsızca. Kapsamı genişletebilir.
Şikayet hakkı gaspı
“Suçlar konusu da başka bir skandal. Zaten verilen cezalar yatar sınırın altında. Kimi cezalandırıp cezaevine yollayacaksın bu yasayla? Yarın hayvana tecavüz etsen ve yargılansan suçlu bulunup cezalandırılsan ‘çok ayıp sakın bir daha yapma’ diyerek salacak mahkeme. Elini kolunu sallayarak çıkacaksın. Tabi bunun olabilmesi de Tarım Müdürünün inisiyatifinde. Şikayet hakkı sadece tarım il ve ilçe müdürlüklerine tanındı.
“Yani Edirne'de bir anne köpek tüfekle vurulup cansız bedeni sürüklenerek çöpe atıldığında yahut Avcılar'da demir sopayla öldüresiye dövülüp yarı baygın kanlar içinde çöpe atıldığında sen, ben, biz şikayetçi olamayacağız. Tarım Müdürü karar verecek şikayete değer olup olmadığına. Sebep? Pırasa mı çöpte bulunan? Patates mi, soğan mı, patlıcan mı çöpe atılan? Tarım Müdürü nasıl tek yetkili ve hak sahibi yapılabilir? Bizlerin şikayet hakkı nasıl gasp edilebilir? Skandaldır bu.
Yunus parkları ve hayvanat bahçeleri
“Yunus Parkları kapatılacak dendi, 10 yıl tasfiye hakkı tanındı. Yunus Parkına yeni Yunus getirmek yasak dendi ama ihlaline 25 bin TL ceza öngörüldü. Yahu o Yunusları milyonlarca lira verip alıyorlar o merkezlere, seans dedikleri, terapi dedikleri eziyetten saatte binlerce euro kazanıyorlar. 25 bini öder devam eder adam. Caydırıcılık bunun neresinde?
TIKLAYIN - "Yunusla yüzme terapi değildir, yasallaştırılmamalı"
“Hayvanat bahçelerini kapatıyoruz yenisi açılmayacak dendi, genel kurulda bir önerge verip 30 saniyede okutup oylatıp özel kişi ve kuruluşlara hayvanat bahçesi açma hakkı tanıdılar.
Petshoplar ve hayvan dövüşleri
“Petshoplarda satışı yasakladık dediler katalogdan mobilya seçer gibi kedi köpek seçtirterek satışı sürdürme kararı aldılar. Mal değil can sayılıyormuş artık. Anlayabilen varsa bu çelişkileri anlatsın lütfen. Vicdansızlıktır tüm bunlar.
“Hayvan dövüşlerini suç kapsamına alıyor ama dövüşlerin geleneksel niteliği hariç diyor. E sen hangi dövüşleri engelliyorsun o zaman bu yasayla?
“Her yanından hak ihlali fışkırıyor”
“Neresini anlatıp neresini düzeltelim şaşırdık doğrusu... Her yanından ayrı bir aldatmaca, ayrı bir hak ihlali fışkırıyor. Bu yasa hayvanların cehennemi anlamına geliyor. Rant, çıkar, menfaat gruplarını korumak namına hayvanlara tarifsiz acılar yaşatmaya izin veriyor.
“Av ve avcılık, kürk gibi birçok konuya ise hiç değinmiyor bile. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun. Bu yasaya hayvanları koruma kanunu denebilir mi? Biz diyemeyiz.”
(TP)